REİNE KÖYÜ

659 181 46
                                    

    Zorlu yolculuğun ardından sevdiğim adamın kollarında huzurlu bir uyku ile dinlenmiş, bedensel olarak çok dinç hissetmesem de beynim dinginleşmişti. Yeni hayatımızın ilk sabahı için gücümü toplayabilmiştim. Tüm evrenden gizlenmeye çalışacağımız bu yerin bize mutluluk getireceğine inanıyordum. Güneşli sabahlara alışkın olduğumdan gökyüzünün griliğini garipsemiştim. Gözlerimi açar açmaz aradığım ışık yoğunluğunun yerini soğuk ve bulanık bir sabah almıştı. Yüzünü saçlarımın arasına gömerek uyuyan Arjin'in varlığını doyasıya hissettiğimde bunun hiçbir önemi olmadığını düşündüm. Boynuma ılık ılık nefes alıp veren, sert görünüşüne karşın masumca uyuyan adama doğru döndüm. Hafifçe inip kalkan göğüs kafesine elimi koydum ve bana özel bir melodi olan kalp atışları dinledim. Alnına dökülen saçlarını araladıktan sonra dudaklarımı belli belirsiz değdirerek öptüm. Sıcacık kollarından sıyrılarak odanın penceresine yürüdüm.

    Perdeyi sonuna kadar sıyırdım. Tüm okyanus manzarası önümdeydi. Küçük bir koy gibi duran Reine ayaklarımın altındaydı. Gözlerimi irili ufaklı balıkçı teknelerinde gezdirdim. Havanın serin olmasına aldırmadan pencereyi araladım ve ciğerime dolan soğuk ve nemli havayı hissettim. Zihnimi tüm geçmişten temizledim. Bomboş bir düşünce dünyasıyla sadece manzaraya bakıyordum. Belimden sarılan Arjin'in varlığıyla çarpan yüreğim, düşüncelerimi savrulan boşluktan odanın içerisine geri getirdi.

    Ona doğru döndüğümde aşık olduğum gözleriyle beni süzüyordu. Saçlarımı sevdikten sonra dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Tenim onu özlemişti. Tüm arzularım onu istiyordu. Üzerimdeki geceliği omuzlarımdan aşağı düşürdüğünde nedensizce bir utanma duygusu sarmıştı beni. Yerçekimsiz bir ortamda savrulurmuşçasına kucakladı. Bedenimin ağırlığını hissedemeyecek kadar hafiftim. Üzerimdeyken nefesim nefesiyle buluştu. Özlemle karışan tenlerimiz, hasreti sonlandırdı aşk dolu iniltilerimizle.

    Terlemiş sırtında ellerimi gezdirdim parmak uçlarıma sinen kokusunu ruhumda hissedebiliyordum. Göz gözeydik. Cümleler kurmadan, gözlerimizle konuşuyorduk. Alnına yapışan saçlarını geriye doğru okşadım ve çenesini öptüm. Nefesimi kesecek kadar sarıldı bana. Heyecanla atan kalbinin sesini göğüs kafesimde hissediyorum.

" Leyla seni seviyorum. Seni seviyorum."

Ağlamaklı bir tonda, hırsla söylüyordu. Saçlarımın arasını ısıtan nefesi hızlanmıştı.

" Bende seni seviyorum Arjin." Dedim.

&

    Gizli hayatımızı nasıl devam ettirebileceğimizi konuşma vaktimizin geldiğini biliyorduk. Kahvaltımızı yaptıktan sonra okyanus manzaralı penceremizin önünde kahvelerimizi yudumluyorduk.

" Bir balıkçı teknesi satın alacağım. Arada bir balığa çıkarım. Burada ya da Moskones'te satarım."

    Sadece bunun yeterli olmadığını düşündüğümü tahmin etmiş olmalı ki ayağa kalktı ve yolculuk boyunca yanından ayırmadığı sırt çatmasını ayaklarımın altına koydu. Fermuarı araladığında gördüğüm manzara karşısında dilim tutulmuştu.

" Bu para bize ölünceye kadar yeter Leyla. Hiçbir şeyden korkmanı istemiyorum."

" Bu parayı nerden buldun Arjin?" Başımıza kötülük getirmesinden korkuyordum.

" Artık aramızda sır yok. Anlatacağım ama sırayla. En baştan."

    Ama yine de bu para durumuna bir açıklama beklediğimi korkulu gözlerimden anlamıştı.

" Sorguladığım bir ABD'li ajan kaçarken otel odasında bırakmıştı. Geri gelmeyeceğini bildiğim için parayı aldım. Korkma peşimize düşemeyeceğini, her şeyi anlattığımda anlayacaksın." dedi.

YAŞAM ATEŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin