II

602 72 219
                                    

Gün beklenenden iyi gidiyordu. İksiri tamamlanmış, kitabın üçüncü cildi ise çok ucuz bir fiyata kolayca alınmıştı.

Yeni aldığı kitabı incelemek istese bile kendini tuttu, araştırmasına devam etmek için tekrardan Avrupa'ya geçti.

Finlandiya'dan sonra daha konforlu bir iklime geçmesi gerekse de aldığı kararla yan ülke Norveç'e cisimlendi.

Quebec havasıyla rüzgarıyla insanı donduruyordu. Antik Yunanlılar burasının kuzey rüzgarı Zephirus' un evi olduğunu düşünürlermiş eskidende zaten.

Mugglelar düşündükleri kadar aptaldı ama büyücüler de çok dikkatsizdiler. Burasının bu kadar soğuk olmasının asıl nedeni 1400'lü yıllardaki büyücüleriydi. O dönem Roma henüz tek tanrılı olmadığı için cadı şüphesiyle yakılanlar veya cadı avları olmuyordu. Kendini Jüpiter ve diğer tanrıların rahipleri olarak tanıtıp büyülerini açıktan yapan büyücülerin sayısı da epey çoktu.

Özellikle 1487 yılında yapılan bir dondurma tılsımı bu soğuk havanın asıl sorumlusuydu. Buzulların ve kutuplara yakınlığının verdiği soğukluk yetmemiş olacak ki böyle bir tılsıma başvurmuşlardı. Ne güçlü bir büyü olmalı ki etkileri 600 yıl sonra bile görülüyordu. Harry bu tılsıma neden ihtiyaç duyduklarını ilk okuduğu zaman da merak etmişti ama o kadar eski kayıtlara ulaşamamıştı.

Norveç soğuğunda ilerlerken yaşlı Fin bir kadından aldığı taşları çıkarttı. Kadın cadı değildi, sadece doğa anaya erişimi güçlüydü. Büyücülerin bu tarz büyüleri yoktu, bu yüzden de hala bu yöntemleri ve inançları sürdüren mugglelardan yardım almıştı.

Aldığı taşların tek başlarına bir etkisi yoktu aslında, muggle kadın bu taşları ruhsal tedavilerde kullanıyordu. Altıncı ve dördüncü çakralara yerleştirilen taşlar ruhsal dinlenme ve görüşlerinin gelişmesini sağlıyordu. Muggleların kullandığı bu taşlar kalp ve üçüncü gözü çalıştırıyor, fantastik dünyayı daha görünür kılıyordu.

Harry de benzer bir sebeple kullanacaktı, ancak onun amacı fantastik yaratık ve dünyayı görmek değildi -bunu zaten yapabiliyordu. Onun amacı eski büyücüler tarafından saklanmış birkaç eski eşyayı bulmaktı.

Eski dönem büyücüleri daha bir 'büyücüydü'. Şimdi Harry'nin adını bile bilmediği büyüler yapmışlar, tılsımlar yaratmışlardı. Aradığı bu eşyaların eski üstü kuartz kaplı bir sandıkta olması gerekiyordu. En azından böyle söylemişti Harry'ye kız.

Kuartz kristalleri elmas kadar olmasa da sıktılar. Elmastan daha kullanışlı olma sebebi ise hem maliyetli oluşu hem de normal büyücü ve cadıların takip-arama büyülerine bağışık olmasıydı. Eğer Harry basit bir yer bulma büyüsü yapsaydı ya da daha sabah tamamladığı iksiri kullansaydı hiç bir sonuç bulamayacaktı.

Ancak aldığı talimatlar sonucu önce gidip taşları almıştı. Taşları renklerine göre sıraladı; beyaz-sarı olan güneye, kırmızı-turuncu olan doğuya, mavi-yeşil olan batıya, kahverengi olan ise kuzeye.

Taşların konumları kadar yerleştirme sıraları da önemliydi. Taşlar doğanın dört elementine ithafendiler: hava, ateş, su ve toprak. En ortaya ise bu dörtlünün arasında yaşamını sürdüren ruhu temsilen mor bir taş koydu.

Pentagramı hazırlayan Harry bir kez daha muggleların aptallığına güldü. Zamanında şeytanla bağdaştırdıkları bu beş köşeli yıldız tamamen doğanındı. Yunanlılar ve Romenler adak ve istek ayinlerinde oluştururlardı. Kelt Druidleri yenilenme ayinleri ve kelt düğümlerinde kullanırlardı. Slavlar tanrılarının dikkatini çekmek ve onurlandırmak için çember oluştururdu. Mayalar ve Mısırlılar eserlerine bile kazımıştı. Norse büyü tanrıçası olan Frigg'in bile en bilinen simgelerindendi. Ancak tek tanrılı inanışlar tarafından şeytan işi ilan edilmişlerdi.

banned rituels ¦ harry potter. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin