VII

344 50 71
                                    

Harry kendini okumaya kaptırmış haldeyken gelen Delilah'ı farketmemişti.

"Kitap eğlenceli değil mi? Masal kitabından çok tarih kitabına benziyor ama."

Harry de birden duyduğu sesle irkilmişti, okumaya o kadar dalmıştı ki saatin çoktan öğleyi geçtiğinden habersizdi. Kendini hafifçe dikleştirip boğazını temizledi, her gün küçük manyağa teşekkür etmiyordu."Yardım için teşekkür ederim, çok iyi oldu. "

Delilah kendi kendine tayin ettiği odasına doğru yürürken elini salladı, "Aman canım pek önemli değil. Ama bunlarla neden vakit öldürdüğünü merak etmiyor değilim."

Daha sonra da odasına doğru devam etmişti. Harry de çok bilmiyordu. Ona tek söylenen kitabı bulup okumasıydı. Hanfendinin hangi masalı kastettiği muammaydı. Koca kitapta 50 masal vardı.

Şuana kadar çoğunu okumuştu, ilgisini çekenler de yok değildi. Ancak içinden bir ses bu baskının piyasadakilerden farklı olduğunu söylerken karar vermesi zordu.

Kapıda küçük bir tıklanma duydu. Asasını kontrol etti ve ayağa kalktı. Yaptıkları biraz boşuna olabilirdi, ama bu yapmayacağı anlamına gelmiyordu.

Kütüphanenin kapısını açtığı zaman onu bekleyen kızı gördü. Neredeyse onun kadar uzun kumral küt saçlı ve koca mavi gözlü kızı.

Kız kapının aralık kısmından içeri girdi ve kendini koltuklardan birine attı. Harry de kapıyı tekrar kapayıp masasına geçti ve derin bir nefes aldı.

"Buluşmamıza daha bir hafta vardı?" kız ise boş ver dercesine baktı.

"Ama sana verdiğim iş bitti, boşuna bir hafta beklese miydik yani?" kendini evinde hissediyor olacak ki çoktan masadaki defteri eline almıştı. Sayfaları çevirirken yüzü bazen gülüyor bazen de sessizce bakmakla yetiniyordu.

Harry dört yıldır ara sıra kızla buluşmak zorunda kalırdı. Ne zaman ve nerede tamamen ona kalmıştı, çoğu zaman kapıda dikiliverirdi. Şimdi de farklı olmamıştı. Koltukta kendi kendine kitabı inceliyor ve bazen de mırıldanıyordu.

"Bulmamı istediğin hangisiydi?" direk konuya girerlerdi, kızın zamanı bol ancak değerliydi. 'onca iş arasında' bir de ona yardım ediyordu ya, yeterliydi.

"Aslına bakarsan belli bir taneden çok bir kaç taneydiler. Ama tabi en önceliklisi kibir abideleri Peverell kardeşlerdi." defterden açılmış bir sayfayı ona doğru uzatmıştı.

Üç Kardeşin Hikayesi.

Harry de kitabı kızdan almış sayfayı tekrardan inceliyordu.

" Bayan Kuralcı bile ara sıra sıkılırdı, tabi ablam da o da genelde kurallara bağlı kalmaktan hoşnut olduklarından onların sorunları daha büyük ölçekli oluyor." Harry bir yandan hikayeyi tekrar okuyor bir yandan da kızı dinliyordu.

"Gerçi ben de problem yaratmam ama konu bu değil. Bayan-Her-Şey-Kurala-Uygun-Olsun bile ara sıra çileden çıkıyor. O zaman da işte bunlar oluyor."

Başını kaldırıp önünde oturan kızı süzdü, ortanca olmak onun daha geri planda olmasına yol açıyordu. Garipçe en müsait suçlu o iken sıyrılıveriyordu her işten. Tek kaşını havaya kaldırıp kıza baktı, "Yani bu derece kibirli olmalarında ve olayların bu şekilde gelişmesinde hiç parmağın yok?"

Göz devirme ve 'sence' diyen kibirli bir bakış. "Eh biraz suçlu olabilirim ama o şekilde işlemiyor bunlar. Konuyu dağıtma ayrıca, sana yardım etmemin asıl sebebi neydi?"

"Kardeşlerinin senin işine karışmaları ve bundan duyduğun rahatsızlık?" biraz alayla söylemişti ama kız da onu onayladı. "Peki ikincisi neydi?"

banned rituels ¦ harry potter. Where stories live. Discover now