VIII

316 49 131
                                    

Harry bilmem kaçıncı kez oturduğu yerden başını kaldırdı ve ona bakan sinir bozucu şeye döndü. "Ne istiyorum demiştin?"

Karşısında oturan Delilah ise sanki istediği çok normalmiş gibi sakince kafa salladı, "Ay çok sıkılıyorum canım, az birilerini öldürsem olmaz mı? Hem bak çok uslu durdum ben-"

"Olmaz öyle, git adamları falan dolandır. Bir de başıma seherbaz, polis belası falan alamam."

Daha sonra da kızı yok sayıp önüne döndü, adam öldürecekmiş! Oldu canım adamlarınızı nasıl istersiniz mi demesi gerekiyordu bir de?

Kendi derdi kendine yetiyorken bir de peşine güvenlik güçlerini takamazdı. Çok mu boş bırakmıştı bu kızı bilmiyordu, ancak meşguldü. Bahanesini kullanmaya devam etti ve kendini kitaba verdi.

Son bir haftadır tek yaptığı araştırmaydı ve biraz baymıştı. Tüm gün oturup kitap okumak pek de eğlenceli bir aktivite değildi ama gerekliydi. Bütün bunların arasında bir de Delilah ile uğraşmak yorucuydu. Daha geçen gün başına açtığı belayı hatırlamak bile istemiyordu.

Küçücük Hollanda'daki tarlalara gitmiş üstündeki garip kıyafetlerle muggleları korkutmuştu. Sorarsan Hububat Tanrıçası'ydı ve Lammas'ı kutlamayanları lanetliyordu, hayır muggleların Lammas'ı neden bilmediğini sorsaydı bir de...

Büyücü bayramlarını nereden bildiği ve neden kutladığı ise bir başka merak konusuydu. Tüm bu çiftçileri korkutma merasiminden sonra da küçük bir teşekkür duası hazırlamış, Harry'yi de zorla katmıştı. Eğer engel olmasaydı buğday hasatlarına da bulaşacaktı ama tam zamanında durdurmuştu Harry onu.

Delilah'ın peşinde geçen 1 Ağustos günü tamamen çöp olmuştu. Henüz teorik araştırmalara devam ediyordu çünkü kendinde harekete geçecek cesareti bulamamıştı. Bir yerden başlaması gerekliydi ve elindeki en iyi nokta Godric's Hallow'du.

Kara kara düşünüp günlerini harcamasının bir mantığı kalmamıştı. Yalnızca teorik ilerleyemezdi, bu yüzden de ilk iş oturduğu yerden kalktı.

Dışarı çıkan Delilah'ı bulmak zor olacaktı...

¦×¦×¦×¦

"... Hollanda'dan neden İngiltere'ye geldik henüz anlamış değilim, ne yapacağız ki hem? Eğlenceli bir şey de yok ortada, anca sürükle sen beni."

Harry kızı lale tarhlarında bulmuştu ve o andan beri konuşup duruyordu.

Bir süre küçük kasabanın içinde dolaştılar ve kendilerine yerel handan bir oda kiraladılar. Delilah'ın bu süre zarfında susmadığını da ekleyelim tabi, onu unutmak olmaz.

Şimdiyse kız yatağın üstünde öne arkaya yaylanırken bakışıyorlardı. Delilah kaşlarından tekini havaya dikti ve önündeki çocuğa ofladı. "Eee, böyle oturup pelerinin sana doğru gelmesini mi bekleyeceğiz?"

Harry ise sanki kız hiç konuşmamış gibi devam etti yaptığı işe, yani boş boş oturmaya. Buna karşılık Delilah ise tekrar iç çekti, "Amacını anlasam bir de, kalk bari yerlilerle konuşalım."

Önce kendi yataktan kalkmış, daha sonra da Harry'nin elini çekmeye başlamıştı. Birçok yeteneği olsa da belli ki süper güç bunlar arasında değildi, yerde oturan oğlanı hareket bile ettirememişti.

Harry bu başarısız deneyime sırıttı. Buna karşılık Delilah tuttuğu eli bıraktı ve oğlana arkasını dönüp kapıyı açtı. Sonra da telekinezi sayesinde yerdeki sırıtığı kaldırdı.

"Ne oldu canım, artık komik değil mi yoksa?"

"Tamam, tamam."

Kız hiç umursamadan yürümeye ve peşinden Harry'yi de uçurmaya devam etti.

banned rituels ¦ harry potter. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin