IV

522 67 141
                                    

Zaman zaman Harry'nin başına bela açılabilirdi, gerçi bu çok sık olurdu ama konu bu değil, bu sefer ise gerçekten de bela buluvermişti çocuğu.

Tam da sandığa bu kadar yaklaşmışken önünde beliren manzara pek hoş değildi.

Kız ayağa kaltı ve tekrardan Harry'ye baktı.

"Ee, oynayacak mıyız? Sıkıldım çünkü, eğlendir beni."

Harry'nin yüz ifadesi birçok şeyi açıklıyordu bu arada, ne diyordu bu kız böyle?

Belli ki kendini koruma ve saldırma işinde iyiydi, şüpheniz var ise yerde yatan ceset size yardımcı olurdu.

İki seçenek vardı; ya burada duracak ve kızın ne olduğunu öğrenecek ve muhtemel bir tehtit olup olmadığına bakacaktı, ya da arkasını dönüp gidecekti. Küçüklüğünden beri yaptığı işleri yarım bırakmaktan hoşlanmıyordu, ve eğer bir bilginin başına sahipse gerisini de alana kadar durmuyordu. Bu yüzden ilk seçeneği seçti.

"Nesin ve kimsin sen?" sesine sert bir ton vermişti.

Kız belli ki onu pek umursamıyordu, onun yerine bardaki sesler ilgisini çekiyordu ki içeriden gelen sesleri dinlemeye başladı. Kendi kendine sallanmaları arasında gözlerini açıp ara sıra Harry'ye baksa da pozisyonunu bozmadı. En sonunda bir cevap vermeye tenezzül etti.

"Şarkı hoş değil mi? Aman zaten adımı söylesem telaffuz edebilecek misin de? Ya da ne olduğumu söylesem bilecek misin? Salla gitsin canım, oyun oynayacak mıyız şimdi?"

İşler ilginçleşmekteydi, kızın akıl sağlığından olmasa da söylediklerinden emin olmuştu. Yıllardır sihirsel olaylar ve yaratıklarla uğraşan Harry daha önce onun gibisine rastlamamıştı. Yaydığı aurayı hiç iz bırakmadan kaybedebilen tek bir canlı bile tanımıyordu. Bir de şu oyun merakı vardı ama...

Konuşarak daha çok bilgi almak gerektiği için devam etti, "Sorularımı tekrar etmeli miyim?" istediği şeyler basitti ve cevaplara odaklanması gerekti, belli ki kızın dikkati oyuna odaklıydı.

Kız ise bu sefer de bilmezden geldi, yerdeki cesetin kafasıyla oynuyordu. Kafasının üstüne kandan dolayı yapışan saçları düzeltiyordu.

"Adım Ůkávcrął ígțęż, eğer ne olduğumu merak ediyorsan da bir kłáțmíñ'im. Evet şimdi sor bakalım diğer sorularını, ama tahmin istersen yeteneklerimi soracaksın. Ve eh bir cevap istiyorsan benimle oynarsın. Bu aralar dayanıklı bir arkadaş bulmak zor, ne yapasın."

Sanırım aklı o kadar da gidik değildi, ya da tam anlamıyla gidikti ki bu oyun merakı doğru seçeneğin ikinci olduğu izlenimi veriyordu.

"Ne tarz bir oyun?" kısa ve öz sorular. Kızla anlaşmanın tek yolu. Daha önce kłáțmíñ diye bir şey duymamıştı, ne olduğu belli olmayan bir kızla 'oyun oynama' riskini de almayacaktı.

"Aman canım, sadece deneme sürüşü gibi düşün. Arkadaşlığıma değip değmeyeceğini test ediyorum. Mesela buradaki arkadaş kaldı. Halbuki makyaj da çok yakışmıştı ona."

İşler pek de iyi gitmiyordu. Akıl sağlığı şüpheli olan adı-her-ne-ise ile bir tür dayanıklılık testi hah? Tam gereken şey.

"Sanırım deneyebiliriz." evet Gryffindor cesareti kendisini açığa vurmazsa eksik kalırdı zaten.

Kızın suratında gülümseme tomurcuklandı, ki yüzündeki kurumuş kanlar ile çok da aman-ponçik-şey-seni portresi çizmiyordu. Hoplamaya başladı, yer yer kandan kızıl kahverengileşmiş saçları sallandı.

"Eh ne güzel o zaman, hadi gidelim canım burası çok sıkıcı olmaya başladı." elindeki kafayı omzunun arkasından savurdu. "Şarkı güzelmiş ama hoşuma gitti, sanırım adım da bu kızınkinden olabilir, en azından sen öyle kullanırsın?"

banned rituels ¦ harry potter. Where stories live. Discover now