banned rituels ¦ harry potter.

VI - Part I

Harry Potter yaklaşık bir haftadır aynı işle meşguldü, çeviri.

Arnavutluk macerasından kopardığı üç kitabı okuması ve içindeki büyüleri çalışması gerekti ama asıl önemli olan şey çeviriydi. En küçük bir çeviri hatası bile büyük bir felakete yol açabilirdi.

Bu yüzden de valizindeki kütüphanesinde oturmuş önündeki çince yazıtlarla uğraşıyordu. Galce daha uzak bir dildi onun için, ayrıca onu çevirmesine de gerek kalmayacaktı.

Tabi latince bildiği için tarih kitabını çevirmek için ayrıca uğraşmıyordu. Ancak eski bir versiyonundan çeviri yapmak zorunda kaldığı kitap onu altı gündür ayakta tutuyordu.

Aslında önceliğinin masal kitabı olması gerektiğinin farkındaydı. Ozan Beedle Hikayeleri ise şuanda Delilah'ın kucağındaydı. Kız belli ki epey eğleniyordu. Basit bir masal kitabının onu neden bu kadar mutlu ettiği büyük bir merak konusuydu Harry için.

Harry tekrardan önündeki metne döndü. Delilah'ı yok saymaya ve önündeki kitabı çevirmeye devam etti.

Küçük manyağın sesine katlanmak gerçekten de zordu. Sürekli okuduğu masallara yorum yapıp duruyordu, ve bu kesinlikle Harry'yi sinir ediyordu. Bu gıcık durumu dile getirdiğinde ise daha da fazla yapmaya başlamıştı. Sinir bozucu velet...

"Eğer anneleriniz size gece yatmadan önce bunları anlatıyorsa uyku işiniz zor oluyordur ha? Aslında eğlenceli, özelllikle de doğa kanunlarına karşı gelen şu adamın diri diri gömülüşü falan güzel çizilmiş. Beğendim, duyguyu veriyor. Neredeyse çığlık pembesini görebiliyorum!"

Harry ışık hızında kafasını kaldırıp kıza baktı, yine kafası mı güzeldi bunun? Gerçi onun kafası doğuştan güzeldi canım, ekstra bir şeye ihtiyaç yoktu.

Bu yüzden de kızı umursamama kararını tekrar hatırlattı kendine, ve işine döndü.

¦×¦×¦×¦

Sonunda tüm kitabı çevirmişti, bu ona yaklaşık 55 saate patlamıştı. Mayıs sıcağından bunaldığı için valize girmişlerdi, bir süreliğine. Daha sonra Delilah hanım valizde sıkıldığını söyleyerekten sahil beldesinin tekine sürükleyivermişti. Önceki günden beri ses çıkarmadığından Manş'ın yeterince soğuk olduğundan emin olmuştu Harry de.

Zaten bir kez daha bunaldığı dile getirdiği an onu Kuzey Buz Denizi' ne cisimleyiverecekti. Harry'nin pek de sabırlı olduğu söylenemezdi kıza karşı.

Delilah günlerini Fransız erkeklerini dolandırarak ve denize girerek geçirirken Harry kitapların arasında oturuyordu. Mayısın sonlarına gelmişlerdi artık. Valizde oturduğu için sıcaktan pek etkilenmiyordu gerçi.

Önündeki garip Gal harflerine baktıkça uyuyası geliyordu -ki onu alıkoyan tek şey sinir bozan bir başka baş belasıydı.

Bu yüzden de Delilah valizin içinde hoplayarak dolaşmaya başlayana kadar çeviri yapmaya uğraştı. Küçük sinir bozanın da gelmesiyle o günkü çevirme maratonu zoraki molaya girdi.

Halbuki o gün girişi bitirip masallara başlamayı umuyordu. Henüz okuma fırsatı bulamamıştı. Gerçi giriş kısmı bile karmaşık ve eski gramer yapılarıyla doluydu. Başı çatlıyordu ve bu yüzden de Delilah'ı farketmedi.

"... bi tarafların ağrımıyor mu senin canım?"

Aniden sonuna yetiştiği garip soruyla kafasını kaldırdı. Her zamanki Delilah,

"Aslında daha fazla yeri çevirmeyi umut etsem de pek anlaşılmıyor, ve sorduğun soruya da evet. Evet ağrıyor, ama bu hafta içinde bitirmem gerekli. O yüzden de daha çok ağrıyacak gibi."

Kıza cevap verirken bir yandan da başını ovuyordu. Elindeki uçlu kalemi bırakmadığı için de ara sıra kurşun alnına batıyordu. Mürekkepten daha kullanışlı olduğu kesindi, mugglelardan haz etmemesi muggle nimetlerinden yararlanmayacağı anlamına gelmiyordu. Sürekli kırılan tüy kalem uçlarındansa kurşun kalem kullanıyordu.

Uçlu kalemin uç kısmı yarasını deştiğinde bu günkü son sabrını da bıraktı. Artık iyi bir mola zamanıydı, gerçek bir mola.

Bu yüzden de bir iki saat kestirmek için odasına gitti. Saat daha akşam 10'du, eh o da gece yarısı kalkardı.

Garip bir şekilde yatakta dönmesine gerek kalmadan hemen uyudu.

¦×¦×¦×¦

Dünkü ile aynı oranda garip bir şekilde sanki saatlerce uyumuş gibi hissediyordu kendini. Günlerdir doğru dürüst uyuyamamıştı ve kendini dinç hissediyordu.

Bir diğer garip olansa gece yarısı için fazla aydınlık olan havaydı. Kendisini oyalayacak birisi olmadığı için saate baktı, ki sabahın 7'si olduğunu farkedince tüm mutluluğu uçup gitti.

Yaklaşık 12 saat uyumuştu, bu çeviri için kaybedilen 12 saat demekti. Hızlıca banyoya girdi ve bir erkek olmanın en büyük avantajını kullandı, 5 dk içinde duştan çıkmış kurulanıyordu.

Hızlıca pantolon ve yarım kollu tişörtünü giydi ve kütüphaneye yöneldi.

Rafların ortasındaki masaya geçti ve şaşkınlıkla durdu, masa dün gece bıraktığı gibi değildi. Harry'nin hiç hoşlanmadığı bir diğer şey ise eşyalarının -özellikle önemli bir iş ile ilgiliyse- karıştırılmasıydı.

Delilah'ı kütüphanede bırakmıştı odasına gitmeden, bunu yapabilecek tek kişi de oydu. Hemen kenerda duran kitapları önüne çekti.

Sözlükler, gramer örnekli kitaplar ve orjinal kitap. Ancak onların dışında daha önce görmediği bir başka defter daha vardı. Kapağında kafasında oklar olan boynu kırık bir barbie bebek çıkartması vardı. Asıl rengi ise açık griydi. Harry merakla kapağı açtı.

Kitabın içinde zarif bir el yazısı vardı. Önce bir tür günlük ya da yanlışlıkla araya kaynayan bir başka elyazması kitaptır diye düşündü. Ancak onu durduran sarı post-it oldu. Üzerinde aynı el yazısı ile bir not vardı.

Selam bay huzursuz! Merak etme, eğer beni göremeyip de ağlayıp yas tuttuysan da kendini artık bırakabilirsin. Yokluğuma dayanabilirsin canım.

Baktım çok ağladın, ben de dedim ki azıcık iyilik edeyim şu çocuğa, ondan sıkılıp kitabı ingilizceye çevirdim. Geldiğim zaman ayaklarıma kapanabilirsin, ancak sen bunu okuduğunda ben güzel Manş'ta serinliyorumdur büyük ihtimal.

-mükemmel D

Harry kafasını salladı ve hafifçe güldü, sanırım küçük hanıma bir teşekkür borçlanmıştı. Genelde baş belası olsa da ara sıra olan faydasını inkar edemezdi.

Delilah ile konuşması gerektiğini aklına not etti ve ilk sayfayı açtı. Girişten başlayarak okumaya başladı.

¡¡¡

Geç gelmesine rağmen bu kadar kısa olan bu bölüm için özürler,

Ancak telefonuma haftasonuna kadar el koyuldu, internetin hali zaten ortada

Bu bölüm üç part olacak, arada elime alıp yazacağım bölümleri artık.

🖤🖤🖤