(16)

180 13 1
                                    

San 'dan devam;

"Aa wooyoung. Hiç san 'ın seni aldattığını düşündün mü? Hem de en yakın arkadaşıyla. "

"S-sen ne diyorsun hong. O... o bana böyle birşey yapmaz. Asla. Asla yapmaz böyle birşey."

Hongjoong 'un dediklerinden sonra daha çok sinirlenmiştim. Cidden böyle birşeyi yapabileceğimi nasıl söyler.

Wooyoung kekeleyerek konuşunca ona dönüp gözlerine baktım ama gözlerinde gördüğüm tek şey biraz hayal kırıklığıydı. Ama düşündüğüm tek şey hongjoong 'un neden böyle birşeyi ortaya attı. Umarım yalan yanlış fotoğraflar gösterip woo ile benim aramı bozmazdı. İşte o zaman cidden kötü şeyler olurdu.

"Bana inanmamanı anlıyorum woo. Çünkü sevgilinin böyle birşey yapacağına inanmıyorsun. Peki biraz sonra göstereceğim fotoğraflardan sonra da böyle düşünebilecek misin?"

"Ne fotoğrafı? "

"Tabii ki biricik sevgilinin seni aldattığına dair kanıt olan fotoğraflar. "

Ben ikisinin yanında sus pus olup hangi fotoğrafları göstereceğini bekliyordum.

Mingi telefonunu çıkarıp bir kaç fotoğraf gösterince şoka uğramıştım. Çünkü bu fotoğraflardan benim bile haberim yoktu. Ya bu fotoğraflar ile oynanmıştı ya da bana benzeyen başka biriydi bu resimlerdeki.

Woo hızlıca mingi 'nin elindeki telefonu alıp o fotoğraflara bakmaya devam edince içimdeki kötü his yine gelmişti.

Woo mingi 'nin telefonu masaya bırakıp dolu gözlerle masadan kalkıp gidince hızla onun peşinden gittim.

Tahmin ettiğim gibi yine okulun çatı katındaki özel yerimize gelmişti. Tek bir farkla. Bu sefer mutlu değildi. Bu sefer hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hem de yalan bir haber yüzünden.

Daha fazla onun ağlamasına dayanamayıp onun yanına gidip dolu gözlerimle onunla konuşmaya çalıştım.

"Lütfen ağlama sevgilim. Lütfen. Hem sana böyle birşey yapmayacağımı sende biliyorsun. "

"San git burdan. Sadece yanlız kalmak istiyorum. Ağlamak istiyorum ve senin bunu görmeni istemiyorum. Lütfen beni yanlız bırak."

"Yapamam. Seni bu halde bırakamam. Ağlamandan nefret ettiğimi biliyorsun woo."

Beni dinlemeyip ağlamaya devam edince ister istemez benim de gözlerim doldu. Başımı kollarına yaslayıp sessizce gözyaşlarımın akmasına izin verdim.

Burda bu halde ne kadar kaldığımızı hiç bilmiyordum. Ama okul çıkışı zilinin bir kaç saat önce çaldığını biliyordum.

Ellerinden birini saçımda hissettiğimde ağlamasının durduğunu anlamıştım. Başımı yasladığım kolundan kaldırmayıp saçımı okşamasına devam etmesini istedim.

Moon Garden(Kaisoo)Where stories live. Discover now