5

250 32 3
                                    

Adeta sekerek yürüyordu. Bir dükkânın önünden geçerken biraz duraksadı. Camekâna bakıp omuzlarına dökülen saçlarını düzeltti. Hafif dönüp üstüne başına da bakındı. Bugün etek ve beyaz tişört giymişti. Ayaklarında da beyaz spor ayakkabıları vardı. Yoluna devam etti. Kitapçıya girdiğinde dükkân sahibi ona garip bir ifadeyle bakmıştı. Kontrol etmemiş olsa, üstünde başında bir şey var sanırdı. Bakışlarını kaçırıp yürüdü.

''Güz!''

''Erken geldin.''

''Bekletmek istemedim.''

''Saçların... Güzel görünüyor.''

Eli saçlarına gittiğinde çekingen gülümsedi. ''Değişiklik olsun diye.'' Çenesini hafif kaldırdı. ''Arada bir sen de yapmalısın.'' Altı gündür aynı şeyleri giyiyordu, altı gün! Sahiden burada yatıp kalkıyor olmalıydı. Ona gülümsedi. Yanına yaklaştı. ''Bugün ne okuyorsun?''

''Küçük Prens.''

''Daha önce okumamış mıydın?''

''Okudum, pek çok kez.''

''Doğru.'' Şirince gülümsedi. ''Pek çok kez okunabilir.''

Yakınlarına yeni gelmiş biri vardı. Eli kitapların üzerindeydi ama Asya'nın olduğu tarafa bakıyordu. Normal bakışlar değildi. Gözlerini kaçırıp Güz'e döndü Asya. Bir süre sonra yaklaştığını hissetti. Arkasından geçti, hatta bir anlık duraksayıp yüzünü görmek ister gibi baktı, ardından yoluna devam edip gözden kayboldu.

Asya'nın kaşları çatıldı. Canı sıkılmış gibiydi. ''Yanımda sen varsın. Nasıl öyle bakabiliyor? Belki sevgilimsin. Sahiden görünmez misin sen?''

''Öyle olduğumu söylemiştim.''

''Harika! Bir tek ben görüyorum seni yani?''

''Sanırım.''

''Bazen, bu ukalalığın canımı sıkıyor, haberin olsun.'' Elinin tersiyle saçlarını omzunun üzerinden geri attı. Saçların uçları Güz'ün burnunun ucundan geçti. Yüzü değişti, dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerini kısıp açtı. Nefes almakta zorlanıyor gibiydi. ''Güz? İyi misin sen?'' Elini omzuna doğru uzatmak istedi ama Güz kendini geri çekti.

''İyiyim... İyiyim! Geçti.''

''Emin misin?''

''Evet. Korkutmuş olmalıyım, özür dilerim.''

''Senin için korktum... Güz, bence buradan gitmeliyiz. Seni evine götüreceğim.''

''Eve gidemem. Gidemiyorum.''

''Tamam.'' Sakin konuşmaya gayret etti. ''Evdekilerle bir sorunun mu var? Bak, eğer öyleyse... Bize gidelim. Deniz'in, yani kardeşimin arkadaşı olduğunu söyleriz.''

Güz muzipçe gülümsedi. ''Neden senin arkadaşın olduğunu söylemiyoruz?''

Asya da gülümsedi. ''Henüz böyle bir şeye hazır olup olmadıklarını bilmiyorum.''

''Teşekkür ederim. Ama olmaz.''

''Aslında şimdi kızıp gitmem gerek ama...'' Derin bir nefes alıp verdi. ''Yemek yiyor musun sen?''

''Yemekten sayılıyorlarsa... Yiyorum. Bir şekilde besleniyorum.''

''Bazen söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.''

''Daha açık konuşmayı isterdim. Ama gidersin... Burada hepten yalnız kalırım. Yalnızlık korkutuyor. Üşüyorum.''

''Güz, sen birinden mi kaçıyorsun?''

Sana UyandımWhere stories live. Discover now