ŞEYH ESAD ERBİLİ HAZRETLERİ

41 9 7
                                    

Anne ve baba tarafından seyyid olan Erbilli Şeyh Esad Efendi'nin dedesi Şeyh Hidayetullah Efendi, Mevlânâ Halid-i Bağdadi Hazretleri'nin Erbil Halifesi'dir.

Hem Nakşî hem de Kadiri icazeti alan bir âlimdir.

1883'de İstanbul'a gelir. Fatih Camii'nde ders okutur. Ünü kısa zamanda yayılan Erbilî Hazretleri'ni Abdülhamid Han'ın damadı Halid Paşa saraya davet eder, sohbetlerinden istifade eder.

İstanbul'da bütün tarikatları aynı çatı altında toplayan heyetin isteğiyle Şeyhler Heyeti'nin reisi seçilir.

Cumhuriyet'ten sonra bir kenara çekilir, zikir ve ayini terk eder. Yalnız ilmî ve dinî sohbetler yapar.

1925'te İstiklâl Mahkemeleri ile başlayan rüzgâr onu da içine alır. Zira 1930'da özellikle Nakşîler aleyhinde kampanyalar başlar.

Menemen olayında ise bir numaralı suçlu olarak gösterilir. Başlarına gelecekleri fark eden oğlu Ali Efendi babasına, "Babacığım, ben havayı beğenmiyorum. Etrafımızda uğursuz gölgeler dolaşıyor. Evimiz ve sokağımız tarassut altında. Bir tedbir alalım. Mesela köşkteki kalabalığı dağıtalım, onları memleketlerine gönderelim. Biz de göz önünden silinelim." der.

Esad Erbili Hazretleri ise acı bir tebessümle şu cevabı verir: "Allah'ın takdiri neyse o olacaktır. Bana öyle geliyor ki, ok yaydan çıkmış ve hakkımızda karar alınmıştır. Yani tedbir zamanı geçmiştir."

23 Aralık 1930'da tutuklanır, Menemen'e sevk edilir. İdam talebiyle yargılanır fakat o sırada yaşı 90'ı geçtiği için yürümekte bile zorlanıyordur. Cezası müebbede çevrilir. Oğlu Ali Efendi ise idam edilir.

Üremi tedavisi için Menemen'e askerî hastaneye gönderilir. Tedavisi devam ederken 4 Mart gecesinde vefat eder. İddialara göre damar içi enjeksiyon ile zehirlendiği söylenir. Cenazesi ailesine verilmez, Menemen'de defnedilir.

Vatan için İSLÂM için canını verenelere vatan haini diyenler gerçekte onlar vatan hainidir.

KISSADAN HİSSE 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin