Bir Aşk Hikâyesi

44 7 15
                                    

♥💚❤️💙💛💜💟

Âşık olmak kolay değil. Hele ki şu bahtsız çağda..
Dünyayı, şanı,
şöhreti, malı-mülkü arkaya atıp, nefsi sıfırlayıp da;

Lebbeyk
demek, yanmak..
Daim Yâr olanın Yâri’ni yâr bilmek.

🌹🌹🌹

Hac mevsimindeyiz efendim.
Mahşerin provasına az kaldı..
ALLAH TEÂLÂNIN Misafirleri, ışığın etrafındaki pervaneler gibi,
akın akın
Aşkın Merkezi’ne koşuyorlar şimdilerde..

Bu anlatacağım aşk hikayesi de,
işte yine böyle bir hac mevsiminde, âşıkların yola revan oldukları bir demde yaşanmış.
🌹

Evet bu bir aşk hikayesi..
Âşık bir adamın hikayesi.
🌹

Ankara sokaklarında, tam da Diyanet İşleri Bakanlığı’na giden yolun üstünde, orda burda yatıp kalkan, üstü başı perişan, evsiz barksız, kağıtlara sarınıp uyuyan bir adam var..

Hani eskiden her mahallede mutlaka olan, halkın “deli” dediği meczublardan biri, dış görünüşte..

Ama, ne adam..
Gül yüzlü’nün nazlısı, hem sevdalısı o adam..
🌹

Harâbat ehlini hor görme zâkir, defineye mâlik viraneler var
dediği gibi şairin, bilinmez ki Hakk’ın sırları..

Candan geçen bir deli, Hakk yolunda bir veli, sırılsıklam âşık bu adam..

Hac yolunda, pek çok şahidin önünde yaşanmış bu anlatacaklarım..

Kardeşim anlattı, hem radyo programımda okuyayım, hem de yazayım, yüreklere ulaşsın diye..
O da, hac yolunda, kafile başkanları Şaban Hoca’dan dinlemiş..
Eskiden hacca kara yoluyla hacı götürürmüş hocaları..

İşte Şaban Hoca, o eski yıllarda kendi şahid olduğu bu ilginç hikayeyi, 2002’de onları hacca götürürken, tam da Medine’ye girmek üzere oldukları bir vakitte anlatmış gözyaşları içinde..

Evet mevsimlerden Hac, Günlerden, vakitlerden, saatlerden, şehirlerden aşkmış.

Aynen şimdi olduğu gibi..
Adanmış yürekler
vakitlermiş yine..

Ve otobüslerle kudsîler ordusu yoldaymış..
Aşkın Merkezi’ne bir yürek dolusu seyahatteymiş.
🌹

Şaban Hoca’nın kafilesi Medine’ye girmeden önce, otobüsteki hacı adayları demişler ki:

“Hocam şurada azıcık mola verelim, Peygamber Şehri’ne, huzura gireceğiz, kendimize bir çeki-düzen verelim, abdest alıp, tazelenelim..”

“Olur” demiş
Hoca ve herkes inmiş, bagajlar açılmış..

Bir de bakmışlar ki ne görsünler!

Açılan bagajın içinde, valizlerin arasında, yarı baygın vaziyette uyuyan bir adam!

Çıkarıyorlar dışarı tabii adamı..

Herkes başına toplanıp, hayretler içinde bakıyor adama, kimdir, necidir, ne işi var burda?.

Şaban Hoca hemen tanıyor adamı..
Evet O işte!
Bu, O meczub..
Bakanlık yolunda her zaman gördüğü, kimsenin ehemmiyet vermediği, o perişan, o dilenciye benzeyen, kağıtlara sarılı uyuyan o garip adam bu!

Herkes hayret ve dehşet içinde..
Kafalarda sorular, sorular..

Adam biraz kendine gelince diyor ki
Şaban Hoca;

KISSADAN HİSSE 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin