Asuman ile Zeycan

33 4 2
                                    

Dünyada olduğu gibi, Anadolu'da da bir çok aşkın hikâyesi vardır. Kimi güzel bittiği gibi, kimi ise hüzünle sonuçlanır. Lâkin her bir hikâye bizlere ayrı bir ders verir. Biz bu bölümde Asuman ile Zeycan'ın hikâyesini aktaracağız. Ama şunu da belirtelim ki bu hikâye ile ilgili değişik rivayetler vardır. Bizde bu hikâyeyi paylaşmayı uygun bulduk.

Keyifli okumalar...

Erzincan’da Kalazad adında bir bey ile, Derviş İsmail adında fukarası vardır. Bunların ikisinin de ortak derdi çocuksuzluktur. Bu ikili kara kara düşünürken Dede Sultan adında birisi bunlara yol gösterir ve deniz kenarında bulduğu narı ikiye bölerek Kalazad Bey ile Derviş İsmail’e verir. Ardından da vakti gelince birinin oğlu birinin de kızı olacağını, doğan çocuklara ise Asuman ve Zeycan adlarının konulmasını tavsiye eder. 

Zamanı gelince Kalazad Bey’in bir kızı olur ve adını Zeycan korkar. Fukara Derviş İsmail’in ise bir oğlu olur onun da adı Asuman konulur.
Çok geçmeden çocuklar büyürler ve birlikte aynı okula gitmeye başlarlar. Ancak bunların birlikte hareket etmeleri bir kocakarı tarafından kıskanılır ve bunlar çeşitli yollarla ayrılmak istenir. Ancak kocakarı bu işte başarılı olamaz.

Çok geçmeden de bu ikilinin aşkları aileleri harekete geçirir ve Derviş İsmail, Kalazad Bey’in kızı Zeycan’ı Asuman’a ister. Ancak bey bu işe karşı çıkar. Bunun üzerine Asuman yatsı namazını kıldıktan sonra: “Ya Rab bu gece ya ruhumuzu kabz eyle, ya da bana âşıklık ver.” diye dua eder ve yatar. Rüyasında kırk pir görür ve onlardan ” âşıklık ister.” Onlar da Asuman’ın arzusunu yerine getirirler.

Zeycan da yatsı namazını kıldıktan sonra: “Ya Rab bu gice bana sevdiğim gibi aşıklık ver yahut ruhumu kabz eyle .”der ve yatar O da rüyasında kırk Piri görür, onlar da onun isteği olan “aşıklığı” Zeycan’a verirler.
Uykudan uyanan Zeycan Hanım, yanına Gülboy cariyesini de alarak Murat ırmağının kenarına kurdukları çadıra yerleşir Kalazad Bey günün birinde kızının çadırının olduğu yere gelir. Orada kızının durumuna üzülen baba, Ona niçin böyle yaptığını sorduğunda, o başından geçenleri şiirle anlatır.
Kızının aşık olduğunu anlayan baba, onunla atışacak bir âşık olarak Asuman’ı bulur Atışmayı eğer Asuman kazanırsa Zeycan’ı alacaktır. Eğer atışmayı kız kazanırsa Asuman öldürülecektir. Sonuçta atışmayı Asuman kazanır. Ancak Kalazad Bey kızı verme yerine, şehre dönmeyi tercih eder Böylece gerçek niyeti anlaşılmış olur. Yolda Hazreti Hızır’ın talimatına uymayan Kalazad Bey, Asuman’ın üzerine ordu gönderir ve onun öldürülmesini ister. Kalazad Bey’in askerleri Asuman’ı yakaladıktan sonra onu öldürmek isterler . Ancak Asuman şiirle başından geçenleri askerlere anlatır. Ardından da Zeycan’ın yalvarmasıyla “bölükbaşıları” onu serbest bırakırlar.  
Bu arada Asuman’ın Murat suyuna atılıp öldürüldüğü haberi aileye üzüntüye gark eder. Ancak günün birinde oğullarıyla karşılaşınca dünyaları değişir. Her ne kadar Zeycan’dan ayrılması tavsiye edilirse de o söylenenleri kabul etmez.
Zeycan isteği üzerine Asuman, cariyeler tarafından huzuruna getirilir. iki sevgili birlikte ailelerini terk ederler ve bir dağ başında konaklarlar. Burada fırtınaya yakalanan ikili Allah’a yalvarır. Ardından da orada uykuya kalırlar. Uyandıklarında ise başlarında Dede Sultan’ı görürler. Onun yardımıyla bir göz açıp kapama anında Muskadar şehrine varan Asuman Uryanı Dede adında birisinin kahvesinde çalıp çığırmaya başlar. Çok geçmeden Asuman’ın önü burada duyulur ve diğer aşıklar tarafından kıskanmaya başlanır. Bu arada Asuman rüyasında Zeycan’ı ve onun düğünü görür. Bunun üzerine derdi, kederi iyice artan Asuman, bir kocakarının tuzağına yakalanarak kuyuya atılır. Bu kuyuda Asuman’ın dışında beş yüz kadar müslüman vardır.
Muskadar şehrine gelen Dede Sultan, Asuman için dua eder ve beş yüz müslüman ile Asuman’ı da kuyudan çıkarır.

Muskadar şehrinde Uryanı Dede ile hesap gören Asuman ve Dede Sultan bir göz açıp kapama anında onu memleketine ulaştırır. Bu arada Asuman’ın baba ve annesi vefat etmiştir. Zeycan’ın ise bir başka delikanlı ile düğünü yapılmaktadır. Sazını alarak düğün evine gelen Asuman, orada Erbabî Dede ile atışır. Onu şiir atışmasında yenince bu durum Kalazad Bey’in hoşuna gider ve Asuman’ı da alarak saraya gelir.
Sarayda nasıl bir yol izleyeceğini Asuman’a anlatan Zeycan onu Erzurum Paşasına gönderir. Paşaya halini arz eden Asuman’a Erzurum Paşası yardım eder ve onlara kırk gün kırk gece düğün edip muradlarına erdirir.

Genellikle Doğu Anadolu ile ilgili yer adları geçtiğine ve Erzincan yöresinde yaygın olan söylentilere bakarak bazı araştırmacılar bu öyküde geçmişte yaşanmış birtakım olayların izlerinin bulunabileceği görüşünü ileri sürmüşlerdir.

Arap, Ermeni ve Latin harfleriyle Türkçe olarak birkaç kez basılmış olan Âsuman ile Zeycan öyküsü, sevgililerin sonunda birbirine kavuştukları az sayıdaki halk öyküsünden biri olma özelliğini de taşır.

~ALINTIDIR~

KISSADAN HİSSE 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin