11. istediğim hayat bu

22.4K 1.6K 247
                                    

Tarık konuşulanları umursamadan çoktan üçüncü topu ağzına atmış, tabağa bulaşan sosu sıyırmakla meşguldü.

- Esma benimki bitti, daha var mıydı?

Esma üç topun kocasına asla yetmeyeceğini adı gibi biliyordu. Anlayışla gülümsedi

- Var tabi, getireyim. Sen istersen bundan devam et ben kendime alırım yenisini.

Genç kadın hızlıca dolapta hazır ettiği servis tabağı ile maşayı bir tepsiye koyup misafirlerinin yanına geri döndü. Gece umduğundan güzel geçiyordu.

Funda bir özür dilememişti ama olsun. Zamanla alışırlardı birbirlerine. Kocası şu an çok mutluydu ve ailesi de gayet memnun gözüküyordu. Bu kadarı bile gelecek için mutlu hayaller kurmasına yerdi.

Nihayet saatler iyice ilerleyip çocukların uyku vakti geldiğinde Tarığın ailesi de ayaklandı.

- Yine herşey çok güzeldi Esma, ellerine sağlık.

Yahya bey teşekkürünü sunup oğluyla vedalaşarak merdivenlere yöneldi. Keriman hanım

- Herşey için teşekkür ederiz, en kısa zamanda yalıya bekliyorum.

Diyerek vedalaştı. Funda kardeşine sıkıca sarıldı. Esmaya birşey söylemek istemiyordu yine de kendini zorladı

- Bizi ağırladığı için teşekkürler. Kardeşime iyi bak.

Cevap beklemeden arkasını dönerek uzaklaştı.

Esma merdivenlerde gözden kaybolan ailenin peşinden kapıyı kapayarak kocasına döndü. İkisinin yüzünde de kocaman birer tebessüm vardı.

- İyi idare ettik ha, ne nediyorsun?

Esma kocasından bir onay bekleyerek sordu.

- Gayet iyiydin, her şey çok güzeldi. Merak etme.

Kolunu karısının omzuna dolayıp şakağına bir öpücük kondurdu.

Saatlerdir sarılamamış, koklayamamış öpememişti. Özlüyordu aynı evin içinde bile. Tuhaf bir hisdi.

Esma kocasının kollarından kurtulup çocukları banyoya soktu. Bu akşam sadece el yüz yıkayacaklardı çünkü saat epeyce ilerlemişti. Dişler de fırçalandığında kızı odasına gidip pijamalarını giydi. Oğlanın kileri annesi banyoda giydirecekti. Mahremiyet duygusunu kaybetmemek açısından çocukları birbir yanında soyundurmamak önemliydi.

Nihayet hazırlıklar tamamlandığında cocuklar babalarını da odaya istediler. Esma oğlunun , Tarık kızının yanına uzandı.

Çocuklar uykuya dalan kadar bu gecelik yanlarında kalacaklardı.
Nihayet ikisi de uyuduğunda ses yapmamaya özen göstererek odadan çıktılar.

Esma kocasına bir şey söylemeden terasdaki bulaşıkları toplamak için ilerledi. Kocası da peşinden geliyordu.
Sakin hareketlerle tabakları üst üste yığdı, çöpleri köşedeki küçük kovaya biriktirdi. Geniş tepsiye herşey sığmıştı fakat oldukca da ağır olmuştu.

- Tepsiyi ben götürürüm. Sen çaydanlığı getir.

Kocasından gelen teklife hayır diyemeyecekti.

- Tamam sen onları al, ben de sehbayı silip geliyorum hemen.
Birkaç dakika sonra mutfağa indiğinde kocasının bardakları sudan geçirip makineye dizdiğini gördü.

- Sevgilim sen uğraşma, ben hallederim. Bu saate kadar çoktan uyuman gerekiyordu aslında. Hadi oyalanmadan yat artık.

- Uykum yok, yorgun da hissetmiyorum. Beraber halledelim. Bütün gün yoruldun zaten.

SerencâmΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα