18.

144 61 39
                                    

Merhaba, duygusal bir bölüm sizleri bekliyor.

Odama gidip yatağın kenarına oturdum başım çok ağırıyordu, gözlerim ağlamaktan yanıyordu. Üşüyordum, hasta olacağımı bile bile kendimi ısıtmaya yeltenmiyordum. Artık hiç bir şey umrumda değildi, herkesten her şeyden nefret ediyordum. Yatağımı titreştiren telefonuma baktım Tamer'in mesaj attığını biliyordum ama bakmak istemiyordum. Karşımda duran aynaya baktım uzun ıslak saçlarım, bembeyaz dudaklarım, morarmış göz altlarım ve soluk tenimle kendimi bir ölüye benzettim. Dakikalarca aynadaki görüntüme baktım bu ben miydim? Yutkunmaya çalıştım yutkunamadım kalbimde acı bir his vardı, şimdi ne yapmalıydım? Masanın üzerindeki makasa uzandım hiç düşünmeden keskin darbelerle saçımı kestim, yerlere dökülen saçlarıma baktım
Açtığın yaralar bile seni özlüyor Tamer, seni özlüyor... diyerek döktüm gözyaşlarını dakikalarca. Seviyordum ve vazgeçemiyordum. Ama dilimle kalbim aynı şeyi söylemiyordu. Kalbim dön demeye hazırken, dilim beynimi dillendiriyordu, 'Gelme!' diyordu. Susturamıyordum dilimi. Aldatılmanın yarası kalbimi susturdukça, dilimi konuşturuyordu. İçim parçalara ayrılıyor ve benden kopan her parça bir bir ölüyordu. Ne kötüydü bir bütün olarak yaşarken, parça parça ölmek...
***
Elim istemsizce telefonuma gitti. Artık bitirmek istiyordum bu konuşmayı, Tamer'in son attığı mesajları okumadan sildim ve cevap verdim

"Neden bu kadar yazdım bilmiyorum. Belki de sende izi kalsın istiyorum her satırımın... Ya da acımasız sorulara merhametli cevaplar bekliyorum. Hani söz uçar yazı kalır derler ya... Bence unutmak istemeyen kulağa duadır da söz, sayfalarca yazsan, neye yarar görmek istemeyince göz. Anladın mı şimdi Tamer? Duymak isteyene söz uçmaz konar kalır, görmek istemeyene yazı bile uçar yerini unutulmuşluk alır. Sana inanmıyorum, neden inanayım ki?"

"Sonuna geliyorum yazacaklarımın. Bazen pişmanlıklar bile iki insanı birleştirmeye yetmez Tamer. Pişmanlığında bile yüzü kızaracak kadar büyük hatalar yapar insan. Keşke bana verdiğin değer, kıymetimi bilmene de yetseydi. Şimdi sen benim uyandığım bir rüyasın, daha ne kadar uyutabilirdin ki beni? senden çok yara aldım. Adın yaramdır Tamer, adın yaramdır! Ve yaralar iyidir. Bir insanın ruhunu ancak yaralarından görebilirsin. Yara iyidir Tamer. Yara, "Ben ölmedim!" demektir. Bu yaralarımla birlikte bir uçuruma bırakmak istiyorum kendimi, çünkü senden sonra gidilecek tek yer orası gibi geliyor bana. Belki de ben çok önceden o uçuruma düştüm. Kalbinin derinine inmek istemiştim, orası bir tek bana uçurummuş bilemedim. Şimdi senden tek istediğim, beni hayatında güzel bitir Tamer... Beni güzel bitir..."

Tamer:" seni bitirmeyecem. Neden bir şans vermiyosun? Gör bak çok mutlu olacaz.... böyle yaparak kalbimi kırıyorsun. Küsmek fln istiyorum ama umrunda omayacağını biliyorum ve her ne yaparsan yap sonuna kadar mücadele vereceğim."

"İnsan sevmediğine küser mi Tamer? Bak hâlâ 'sevmediği' diyorum. Sen her ne kadar seviyorum desen de... Şarkı sözleri gibi geliyor satırların. Hatta şiir gibi. Kadınlar şiirlerde çok kolay büyür, bunu biliyorsun. Ama bir zamanlar kalbimin kulaklarını sağır etmiştin, hatırlıyor musun?"

Tamer:"Seni çok seviyorum. Benimle arana kalın duvarlar örsen de ben her duvarın ikinci bir yüzü olduğunu biliyorum. O ikinci yüzün merhametine sığınıyorum."

"Belki hep sitemkâr yazıyorum ama yazmasam içime dert olacaktı Tamer. Yazdım, şimdi sana dert olsun."

Tamer:"Sana tekrar el uzatıyorum Rana. Tutar mısın? Belki kaldığımız yerden yeniden..."

"Bu ayrılıkta bana hangi rolü verdin Tamer? Affeden ve her şeyin yeniden başlayabileceğine inanan saf insan rolü mü? Giden de değişir kalan da Tamer. O yüzden kaldığı yerden başlamaz hiçbir ilişki, değiştiği yerden başlar ve değişen hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Git artık. Yeter."

ÜVEY AŞKWhere stories live. Discover now