Bölüm 6

56.2K 3.3K 248
                                    

Genç kadın gülümseyerek boş okulun kapısından içeri girdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Genç kadın gülümseyerek boş okulun kapısından içeri girdi. Hemen yanında Ozan vardı. Genç adam güneş gözlüğü ve şapka takmıştı. Bu şekilde tanınmamayı umuyordu. Sabahın erken saatleriydi. Gönül kahve saçını örmüş, o da güneş gözlüğü takmıştı.

Kendileri dışında gönüllü diğer altı kişi ile bir araya gelip ilerlediler. Herkese boyayacakları alan gösterildi. Gönül ve Ozan birlikte bir duvara çizim yapacaklardı. Okullara yapılan çizimler her zaman çocukların ilgisini çekerdi. Gönül ne çizeceğini düşünüyordu. Burası bir ilkokuldu. Acaba çizgi film karakterlerini mi çizseydi? Hayır anaokuluna bu tema daha uygundu.

Bir süre düşünen genç kadın en sonunda hikaye karakterlerini çizmeye karar verdi. Nasreddin Hoca, Keloğlan, Hacivat ve Karagöz. Evet kesinlikle bunları çizecekti.

Heyecanla aklına gelen fikri Ozan'a söyledi. "Ne çizeceğimi buldum. Hikaye karakterlerini. Keloğlan, Hacivat ve diğerlerini."

"Harikasın Gönül. Nereden geldi aklına? Çok iyi fikir." dedi Ozan. Kendisinin çizimi berbattı. Boyama işleminde yardımcı olmayı umuyordu.

"Evet çok güzel olacak. Ee ben hemen çizeyim. Sonra birlikte boyarız."

Gönül hevesle aldığı fırça ile zihninde dolanan karakterleri çizmeye başladı. O ince uçlu fırçası ile harikalar yaratmaya başlarken Ozan'ın hayran bakışlarını elbette göremiyordu.

Geçen bir saatte Gönül hem Nasreddin Hoca'yı hem de Keloğlan'ı çizmeyi bitirmişti. Hava da gittikçe sıcaklaşmaya başlıyordu. Terleyen genç kadın hiç çekinmeden yere oturdu. Ozan'ın uzattığı soğuk sudan yudumlar aldıktan sonra "Nasıl oldu?" diye sordu.

"Bu da soru mu Gönül? Harika görünüyor. Gerçekten çok yeteneklisin."

"Teşekkür ederim Ozan. Ben çizmeyi her zaman çok sevdim."

"Geriye Hacivat ve Karagöz kaldı. İstersen Keloğlan'ı boyamaya başlayabilirsin." dedi Gönül. Adamın boş boş durup sıkılmasını istemiyordu.

"Tamam olur. Ben boya alayım." diyen Ozan koca bir kamyonun arkasındaki boyaların yanına doğru ilerledi. İstediği renkleri seçerken etrafta onu izleyen kalabalıktan habersizdi. Kendini tamamen bu hayır işine vermişti. Bu insana işe yarar hissettiriyordu. Okullar şimdi kapalıydı. Açıldığı zaman çocukların yüzündeki gülümsemeyi görmek isterdi. Hepsinin çok mutlu olacağına emindi.

Boyaları taşıyan adam oturan Gönül'e bu boyaların olup olmayacağını sordu. Kadından onay aldıktan sonra Nasreddin Hoca'yı boyamaya başladı. Genç kadında az sonra oturduğu yerden kalkıp son çizimini tamamlamak için kendi boyasının yanına geçti. Tam o sırada "Gönül." diyen Ozan'a doğru kafasını hızlı bir şekilde çevirdi. Ve az sonra burnunun üstünde kırmızı bir benek olmuştu.

"Hih! Ama bu haksızlık." diyen Gönül gülerek yanındaki adama bakıyordu. "Bende sana yapacağım."

Gönül boyasından aldığı gibi Ozan'ın yanağına sürdü. "Şimdi ödeştik." diyerek rahatlayan genç kadın gözleriyle çantasını aradı. Hemen boyayı silmeliydi. Çantasını bulup içinden ıslak mendil çıkardı. Burnunu iyice sildi. Burnu silip, sıktırmaktan kıpkırmızı olmuştu.

Gündüz Güzeli Where stories live. Discover now