İmkansız aşk var mıydı? Gönül Erbatur kesinlikle var olduğunu düşünüyordu. Çünkü yıllardır sevdiği adam Ozan Özsoy artık yakışıklılığı ile ünlenmiş, yıldızı parlayan bir oyuncuydu. Onun gibi birinin Gönül'ü görmesi imkansızdı. Genç adamın ailesi onu...
Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Ozan evinin kapısını aceleyle açıp ufak valizi içeriye sürükledi. Boştaki eli ise Gönül'ün elini tutuyordu. Bugün oldukça gündelik kıyafetler giymişti. Gönül'de pantolon ve bluz giymişti.
"İşte burası."
Valizi bırakıp kapıyı kapattı. Ardından kadını arkasında sürükleyip geniş salona getirdi. "Burası salon. Mutfakta şurası amerikan tarzı gördüğün gibi."
Gönül ile ilişkilerini öncelikle Hatice Hanım ve İbrahim Bey'e açıklamışlardı. Hatice Hanım çok şaşırsa da torununun aylardır gözünün önünde eriyip gittiğini gördüğü için buna çok sevinmişti. Anlamıştı. Gönül için Ozan'dan başkası yoktu. Torunu kara sevdaya tutulmuş olmalıydı.
Neyse ki Ozan'da onu sevmişti. Torununu üzmemesi için onu sıkıca tembihlemeyi de unutmamıştı. Ozan çekimleri olduğu için İstanbul'a geri dönmek zorundaydı. Bu yüzden bir süredir uzaktan görüşüyorlardı. Sevgililiğin tadını pek çıkaramamışlardı.
Haftalar süren ayrılıktan sonra Gönül tüm hazırlıklarını yapmış ve İstanbul'a gelmişti. Bir süre burada kalacaktı. Antalya'yı seviyordu. Anneannesini, dedesini, Ayşenur'u, Aslı'yı.
Fakat Ozan'ı da seviyordu ve çok özlemişti. Aileler zaten anlaştığı için önlerinde evlilik için bir engel yoktu. Sadece daha çok vakit geçirip bir süre aynı evde yaşamayı deneyeceklerdi. Makbule Hanım Ozan'ın Angela ile ayrı eve çıkmasına ne kadar karşı çıktıysa bu karara da o kadar karşı çıkmamıştı. Gönül'ün nasıl biri olduğunu biliyordu. Üstelik onları zaten sürekli kontrol edecekti. Bu yönden içi rahat olduğu için karşı çıkmamıştı. Hatice Hanım ve İbrahim Bey'i ikna etmek çok zor olmuştu. Onlara göre böyle şeyler yani evlenmeden bir kadının ve erkeğin aynı evde yaşaması yanlıştı. Neyse ki Gönül onları ikna edebilmişti. Gerçekten çok zorlanmıştı onlara hak vermeden edemiyordu. Haklılardı. Fakat onlar da haklıydı.
Aslında evlenmeden önce her çift birlikte yaşamayı denese anlaşıp anlaşamadıklarını görse belki de her evlilik bu kadar çabuk bitmezdi.
Şimdi adam ona yeni aldığı geniş evi gezdiriyordu. Üst kata çıktıklarında önce misafir odasına girdiler. "Senin odan burası."
Gönül başını sallayıp odada göz gezdirdi. Burası büyük ihtimalle gelecekteki eviydi. Ozan'ın ani bir kararla ailesinin yanından ayrılıp ayrı eve çıkmasına başta çok şaşırmıştı. Fakat adam gelecek için hazırlık yapıyora benziyordu.
"Burası çalışma odası. Pek kullanmıyorum. Genelde senaryo ezberlemek için falan giriyorum."
"Ne kadar çok kitabın varmış Ozan."
"Lisede çok kitap okurdum."
Gönül odaya göz gezdikten sonra diğer odaya geçtiler. Ozan kapıyı odaya girmeden önce başını kaşıyarak "Ee burası benim odam." dedi.
