Giderken Saksımı Kırdın

564 24 44
                                    

Üç odalı,yola bakan bir balkonu olan,sifonu bozuk bir tuvalet bir de amerikan mutfağı bulunduran,kapısından ayyaşların (Sehun ve Baekhyun) ayrılmadığı bir apartman dairesinde at bağlasan durmayacak salonumuzun bir bacağı kırık tahta kaplaması sökü...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Üç odalı,yola bakan bir balkonu olan,sifonu bozuk bir tuvalet bir de amerikan mutfağı bulunduran,kapısından ayyaşların (Sehun ve Baekhyun) ayrılmadığı bir apartman dairesinde at bağlasan durmayacak salonumuzun bir bacağı kırık tahta kaplaması sökülen yemek masasında bacak bacak üstüne atmış kapıya dönük oturuyorum.

Aklımda binbir türlü fikir dolanıyor.Filler nasıl çiftleşir? Kaktüsümü en son ne zaman suladım? Sifonu çekmiş miydim? Odamın penceresi açık mı? Ya içeri sinek girerse? Baekhyun'un dudakları estetik mi? Kyungsoo neden hep farklı sigara markasını kullanıyor? Kyungsoo nerde? Kyungsoo nasıl bu kadar ciddi kalıyor? Kyungsoo neden gözlük kullanmıyor?

Kyungsoo,Kyungsoo,Kyungsoo.

Bütün düşüncelerim aynı kişiye çıkıyor.Fikrimce Baekhyun'un estetik yaptırması bile Kyungsoo ile ilgili.Baekhyun Kyungsoo'nun çirkin kelimesini sevgi sözcüğü olarak kullandığını bilmiyor ancak ben biliyorum.Ve yine fikrimce ben Do Kyungsoo'ya fena takığım.

Pazartesi,salı,çarşamba yok.Kyungsoo'nun en nefret ettiği gün,Kyungsoo'nun sarı giydiği gün,Kyungsoo'nun en sevdiği gün var.

Yaz,kış,ilkbahar,sonbahar yok.Kyungsoo var,bir tek o var.

Kafamı çevirip üstünde limon kesmekten aşınmış tezgahımızın üstünde sigara paketimi arıyorum.Bulamayınca omuz silkip zaten o kadar da canım çekmemişti diyerek kendimi avutuyorum.Kahve isteği bastırıyor birden kahve makinesi ile aramdaki mesafeyi ölçüyorum gözlerimle.Yirmi yedi adım bir de yarım adım sandalye itme payım var.Boşversene diyorum canım o kadar da çekmemişti zaten.Parmaklarımla oynamaya başlıyorum sol elimin serçe parmağı sağ eliminkinden daha uzun bir de el çizgilerim dört tane eğer dikkatli bakarsanız el damarlarımdan biri de K şeklinde.Kahkahalarla güldürüyor bu beni.

Aklını yitirmişsin sen dediğinizi duyar gibiyim.Ben buyum işte,Kim Jongin.Gideceği yeri adımları ile ölçen,saatin tiktaklarını sayan,arabaların plakalarındaki rakamların aritmetik ortalamasını bulup karekökünü alan,hastalıklı belki de dahi ancak kesinlikle bir tahtası eksik Jongin.Kıyafetlerini renklerine göre ayıran,iç çamaşırlarını bile ütüleyen,kalori alımını içtiği suyu(0 kalori)bile hesaba katarak yapan Jongin.Bir şey daha var,en sevdiğim bu:Do Kyungsoo'ya körkütük aşık Jongin.

İtiraf etmeliyim ki ben evimdeki çiçeklerin bile ona aşık olduğunu düşünüyorum.Çünkü o yanımda olmadıkça saksı kırıyorum,çiçeklerim benden nefret ediyor.Şimdi ise o üç saat on yedi dakika otuz beş saniyedir evde değil.En yakın saksı bana on dokuz adım uzaklıkta,kolumu kaldıracak halim bile yok.Boşversene diyorum bugün de kırmayıvereyim.

Yirmi basamak uzağımdan anahtar sesini duyuyorum.Zemin katı da sayarsak ikinci katta oturuyoruz.Ev kira ancak ev sahibi babam olduğu için kira ödemek gibi bir telaşımız yok.Üst katımızda elli baş yaşında bir teyze oturuyor öğrenci apartmanına yanlışlıkla karışmış bir yetişkin.Kendisine saygımız sonsuz olduğundan kapısının önünden geçerken sesli konuşmayız.Ev partileri de kendisinin kulak tıkacı kullanmayı seçtiği bir gün yapılır.Ne diyordum ben? Ah evet,yirmi merdiven uzağımdan bir anahtar sesi geliyor.Anahtarlıkta üç anahtar var biri dış kapının,biri kafesinin biri de evimizin sifonu bozuk banyosunun anahtarı.Kapıyı kilitleyip küvetin içinde uyuyakaldığım günden beri o anahtarı da yanında taşıyor.

Take Yourself Home|KaiSooWhere stories live. Discover now