31.BÖLÜM

223 16 2
                                    

Selenden

Kraliçe Rozaline bize yemek hazırtlatmıştı, yemek yedikten sonra wilin ısrarıyla sarayda kalacaktık. Rozaline wilin minuya aşık olduğunu anlamış gibi, minuyu detaylı bir sorguya çekmişti. minu hepsine cevap verip sakin kalmaya çalışıyordu, ama kasıldığı her halinden belliydi, nisan bile tedirgin bir şekilde olan biteni izleyip, bana neyseki bizim böyle bir şey yaşamamıza gerek yok demişti. ona gülmüş ve daha kötüsü olmasında dediğimde, nisan aman Allah korusun demiş, ve minuyu izlemeye devam etmişti, saat geçerken Rozaline ayağa kalkmış ve size wil odalarınızı göstersin demişti. bizde ayağa kalkmış wili takip ediyorduk, minu koluma yapışıp kendimi hiç iyi hissetmiyorum dediğinde, ona bakıp sakin ol demiştim. wil nisana, merte odasını göstermiş minuya da gösterince son olarak ben kalmıştım. bana biraz daha büyük bir oda verince, ona teşekkür ederek wil odasına geçmesini bekleyip içeri geçtim. yatağa uzanmış, ama uyuyamıyordum. kapımın çalmasıyla kapıya baktım. gel dediğimde, içeri minu girince gülümseyip ona bakarak yorganımı, kaldırmış gelmesini bekliyordum. minu tepkimi görünce yanıma gelip, yorganın içine girerken bana baktı. sağol Selen wilin annesi beni sorguya çekince, duvarlar üstüme geliyor gibi oldu, bu yüzden de yanına geldim. dediğinde gülümsemiş ve iyi yapmışsın bende uyuyamıyordum. demiştim minu yaslanıp tavana bakarken, sence annesi benden hoşlanmış mıdır dediğinde gülmüş ve oğlu sana ilk görüşte aşık oldu, bence hoşlanmıştır. Rozaline hakkında hiç kötü bir şey duymadım. demiştim minu bana dönmüş ve umarım dediğin gibi olur dediğinde, ona gülümsemiş ve olur demiştim. biraz daha sohbet etmiş ve ikimizde uyuya kalmıştık. kapımın çalmasıyla uyanmış ve sersemce etrafa bakıyordum. nisan içeri girip minu odasında yok dediğinde, bizi görmüş ve bensiz ha diyerek üstümüze atlamıştı. zaten ayılamamıştım, şimdi üstümdeki nisana bakıyordum. Onu zorla itmiş ve beni öldürmeye mi çalışıyorsun, dediğimde nisan aşk olsun o kadar ağır mıyım. demişti omuzlarımı silkip bu değişebilir demiştim. Minu mükemmel cevap demiş ve kafasını yastığa daha çok gömünce nisan ona bakarak, kalk lan kraliçe seni sordu dediğinde, minu aniden ayağa fırlamış ve giyinmeye başlamıştı, nisanla şok içinde onu izliyorduk. o kadar hızlı giyinmiş ve saçlarını yapıyordu ki şok olmuştuk, minu bize dönmüş ve giyinsenize geç kalıcaz demişti. Nisanla göz göze gelmiş ve kahkaha atmaya başlamıştık. minu komik değil hadi giyinin diyerek, beni zorla sürükleyip elime elbise tutuşturdu, elbiseye bakıp üstüme geçirdim. elbise bebek mavisi rengindeydi, saçlarımı topuz yapmış ve hazırım demiştim. nisan bende dediğinde, minu ikimizi de tutup sürükleyerek, hadi o zaman demiş ve bizi alt kata indiriyordu. aşağı inince kraliçe Rozalinenin yanında bir adam duruyordu, smokinle, Rozaline bize bakıp Thomas tanıştırayım bunlar misafirlerimiz demişti. Thomas bize gülümserken, söze girdim. elflerin kraliçesi Selen demiştim. kral gülümsemiş ve memnun oldum leydim, sizinle karşılaşmak istiyordum. bu güne kısmetmiş, dediğine gülümseyip. bende memnun oldum lord Thomas, kral nisan la minuya bakıp baş büyücü ve elf demişti, nisanla minu reverans yapıp memnun oldum lordum. demişlerdi kraliçe minuyu süzmüş ve gülümsemiş ti, gülümsemesinin iyiye işaret olduğunu düşünüp, minuya dönmüştüm. aldığı elbiselerden kırmızı askılı, sırtı çapraz gelen, etek kısmı kiloş olan, diz altı bir elbise giymişti. sarı saçlarını topuz yapmış ve kenarlardan bir tutam perçem bırakmıştı. o kadar naif ve Güzel duruyordu ki, sahi saçlarımı kesmem gerektiğini hatırlarken, kraliçeye dönüp leydi Rozaline burada kuaför varmı demiştim. elbette var bu güzel saçları neye borçluyuz demişti ona gülümsemiş ve peki nerede acaba ,kuaföre uğramalıyım da dediğimde,

leydi Rozaline aslında benimde kuaföre gitmem lazım. beraber gideriz, tabi sizede uygunsa demişti. ona gülümseyerek bakmış ve tabi onur duyarım diyerek, gelen erkeklere baktım. wille mert konuşarak, merdivenlerden iniyordu, wil babasını görünce baba demiş ve ona sarılmıştı. kral oğlum derken, merte baktı mert nisanın yanına geçerken, kral merte bakmaya devam edince, mert söz alması gerektiğini fark etmiş ve kraliçenin kurt ortağı mert demişti. kral gülümsemiş ve bir alfa karşımda demişti, mert gülümseyerek başını eğmişti, Rozaline bize bakarak, o zaman kahvaltıya geçelim demiş ve önden ilerlemeye başlamıştı, bizde onu izlerken, büyük bir masaya gelince şok yaşadım. ne kadar çok yiyecek vardı, biz restorant kahvaltılarına alışmıştık oysaki, kraliçe oturmazmısınız leydi Selen dediğinde, tabi demiş ve Rozaline nin tam karşısına oturmuştum. kral Rozaline nin yanında herkese bakacak şekilde oturup, afiyet olsun demişti, önüme dönüp tabağıma servis alarak kahvaltı etmeye başladım. Rozaline bana dönerek, umarım rahat uyumuşsunuzdur leydim, dediğinde sizin misafir perverliğiniz sayesinde, çok rahattım. leydi Rozaline demiştim. Rozaline gülümsemiş ve önüne dönmüştü, ah bu resmiyet hiç bana göre değildi, ama Rozaline de bunu demeye çekiniyordum. neticede o bu tarz ortamlara alışıktı, kahkavaltı bittikten sonra, Rozaline yanımıza gelip kuaföre gidelim o halde dediğinde. gülümseyerek Rozaline baktım. Rozaline bana leydim diye hitap etmeye devam ederken, Rozaline dönüp, leydi Rozaline sizinle resmi olmak istemiyorum. beraberken özellikle de, dediğimde Rozaline bana dönerek, tabi bu benim içinde güzel olur, kuaförde leydim diye hitap etmek istemiyorum. demişti gülümsemiş ve aynı fikirde olduğumuza sevindim. sizinle yakın bir bağ kurmak istiyorum, aramıza resmiyetin girmesini istemiyorum dediğimde Rozaline çok güzel bir düşünce, bunu bende istemem demişti. kuaföre girdiğimizde, çalışanlar bizi ayrı bir yöne götürmüş ve benle Rozaline önce otuturarak, hazırlanmaya başladılar, Rozaline bana dönüp sen ne yaptıracaksın dediğinde. sadece saçlarımı kestireceğim demiştim. Rozaline gülümsemiş ve senin beyazlarını saklama gibi bir derdin yok demişti. dediğine gülümserken, yine de çok güzelsiniz demiştim. Rozaline bana bakıp seninde saçlarının rengi çok güzel, hangi renge boyattın, derken gülümseyerek boyatmadım. gücümden dolayı saçlarım gümüş sarısı rengine dönmeye başladı, demiştim. Rozaline ama sana çok yakışmış dediğinde, teşekkürler demiştim. kadın saçlarımı tararken, ne kadar kestireceksiniz demişti, belime kadar gelen saçlarıma baktım. omuzlarıma kadar demiştim. kadın saçlarımın boyunu hesaplarken, omuzlarımın bir santim altını gösterince orası iyi demiştim. Kadın saçlarımı ıslatılmış ve beni tekrar oturtup, kesmeye başladı. Sarı kısımları giderken, sadece siyah kısımları kalmıştı, o sarıları özleyecektim. Rozaline döndüğümde saçının köklerini boyattığını gördüm. aynadan Nisanla minuya dönüp, siz ne yaptıracaksanız demiştim. Nisan sadece bakım yaptırmak istiyorum, güneşten dolayı daha da kırmızılaştılar dediğinde, gülümsedim. minu da bana bakmış ve bende bakım yaptırırım demişti, saçımı kesen kadına aynadan bakıp, bende bakım yaptırayım o zaman demiştim. kadın gülümsemiş ve tabi efendim, demişti üç saat sonra herkesin saçı olmuştu, Rozalinin yanına gidip saç renginiz çok güzel oldu demiştim. Rozaline teşekkürler Selen, siyah saçların çok parlak gözünküyor, dediğinde gülümsedim. işte bunlar hep bakım demiştim. Rozaline dediğime gülümserken, bu kaçamak çok güzel oldu teşekkürler demişti. ona gülümseyerek bakmış ve sizinle iyi anlaşmak beni çok mutlu ediyor demiştim. Rozaline bana dönüp annene çok benziyorsun, onunla da çok yakındık, şimdi ise kızıyla demişti. burukça gülümserken, rozaline bana sarılıp annen seninle gurur duyuyor dur, demişti. ona sıkıca sarılmış ve teşekkürler demiştim. saraya geçince, kral Rozaline görünce gülümsedi, saçların çok güzel olmuş demiş ve Rozaline etrafında döndürmeye başlamıştı. ne kadar tatlıydılar, mert nisanın yanına gidip benim minik elmam daha çok kızarmış dediğinde, nisan bakım yaptırdım demişti wil minunun yanına gidip salık parlak sarı saçlarına baktı, çok güzelsin derken, minu pembeleşmeye başlamıştı bile. burukça gülümseyerek önüme döndüm. şuan karşımda arenin olup, saçların çok güzel olmuş demesini o kadar isterdim ki. mert karşıma gelip, kaptan saçını kesmişsin, dediğinde burukça gülümsedim. neyseki arkadaşlarım vardı, evet yakışmış mı derken, nisan göz devirip o güzelim saçlarına nasıl kıydın, anlam veremiyorum. derken gülümsedim. mert gülümsemiş ve çok yakışmış demişti, nisan omuz silkmiş ve yine de, beline kadarken daha güzel demişti. nisana bakarak tekrar uzarlar demiştim. nisan burun kıvırmış ve sarı saçlarını özlicem demişti. evet manasında kafamı sallamış ve evet bende demiştim. bize Seslenen krala döndük, thomas bize bakıp hepiniz çok güzel olmuşsunuz leydiler, şimdi yemeğe geçelim dediğinde. hepimiz gülümsemiş ve teşekkür etmiştik, masaya geçip otururken, kral minuyla wilin konuşmalarını dinleyip gülümsüyordu, arada Rozaline onu dürtüp fısıldaşıp tekrar gülüşüyorlardı, kendimi iyi hissetmediğini fark edip, izin istemiş ve lavaboya gitmiştim. dövemem sızlıyordu, aynada gözlerimin renginin değiştiğini fark edince, korkmaya başlamıştım. dövememden ışık yayılmış ve sızlaması geçmişti, aynaya bakınca gözlerimin eski halini aldığını gördüm. derin bir nefes alıp banyodan çıktım. neler olduysa artık geçmişti, şuan bunu mutulukla yemek yiyen arkadaşlarıma çaktırmak istemiyordum.

SAKLI KALANLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin