Kitaba en son Nisan da yb atmisim aq dnsnsmsx
Bu arada en son Minho 12, Jisung 10 yaşındaydı
__________________
~6 yıl sonra~
Kafenin gelir giderleri ile ilgilenirken sıkıntıyla alnını kaşıdı Minho. Saatlerdir hesaplama yapıyordu
Hesap makinesine birkaç sayı daha girdikten sonra çıkan sonucu defterin bir köşesine yazdı. Odaklanmış bir halde yaptığı hesabı dışarıdan gelen bağırma sesleri böldü
Kalemini bırakıp müdür için ayrılan odadan dışarı çıktı. Aşağı kattan gelen bağırma seslerine doğru ilerledi
Çalışanlardan birisi içeceği müşterinin elbisesine dökmüş, özür diliyordu ama kadın sinirden kudurmuş, öyle ki gözleri dolmuştu. Çelimsiz çalışanın üzerine ilerlediği sırada olaya müdahale etmek istedi Minho ama birisi ondan hızlı davrandı
"Sorun ne?"
Karşısına geçen sarışın yakışıklı adama bakarken birden dili tutuldu kadının. Kaşlarını kaldırıp şirince gülümsedi Han Jisung
"El-elbisemi mahvetti!" beyaz ve kısa kıyafetini gösterip Jisung'a alttan bir bakış attı kadın. Öyle yakışıklı görünüyordu ki onu etkilemek istedi "Çok pahalıydı..."
"Anlıyorum" çenesini tutarken kadının açıktaki bacaklarına baktı Jisung. Aklına gelen fikirle bıyık altından sırıttı. Şu an bütün kafe onları seyrediyordu
"Sakıncası yoksa elbisenizin fiyatı neydi? Zararınızı ödeyelim, bizim için sorun olmaz"
"N-ne?" aslında oldukça ucuz olan elbisenin fiyatını söylemek istemedi kadın. Kem küm bir şeyler söyleyip en sonunda "Paranızı istemiyorum!" diye bağırdı
Ellerini önünde bağlarken "O zaman ne yapmamızı istersiniz efendim?" diye sordu "Șu durumda elbisenizin parasını ödemekten başka bir şey yapamayız. İsterseniz sizinle bir mağazaya gidip beğendiğiniz bir elbiseyi alabilirim tabii" diye ekledi
Alay ediyordu Jisung. Sesindeki sarkastik tını herkes tarafından fark edildi ve kafede küçük kıkırtılar yankılandı. Kadın daha fazla rezil olduğu için sinirle etrafına bakındı. Jisung'a tokat atmak için yeltendiğinde karşısında başka bir adam gördü
Sarı saçları ortadan ayrılmış, beyaz gömlek ve kravat giymiş ve kollarını yukarı çekmiş adamı boydan süzdü. Jisung'dan daha uzundu ve isim kartından gördüğüne göre adı Han Minho'ydu
"Kusura bakmayın, yardım edeyim size"
Jisung'un aksine oldukça ifadesiz bakıyordu Minho. Sanki ruhu çekilmiş gibi bomboștu gözlerinin ardı. Kadının bacaklarından akan kahveyi temizlerken kadına karşı herhangi bir ilgi göstermemiști bile. Temizlenmesine yardım etmiş, personel odasına kadar eşlik ettikten sonra uygun bir kıyafet verip zararını da ödemişti
Kadın kafeden çıkıp giderken arkasında dil çıkardı Jisung. Kollarını bağlayıp hahladı
Jisung'a dönünce zarifçe gülümseyip saçlarını karıştırdı Minho "Bu kadar agresif olma"
"Șu kendini beğenmişlerden nefret ediyorum ama!"
Kasaya taraf geçerken ruhsuzca mırıldandı Minho "Müşteri her zaman haklıdır~"
Gözlerini devirip kasaya geçti Jisung. Minho'nun denetiminde birkaç dakika geçirdi, sonrasında Minho odasına döndü
18 yaşına gireli birkaç gün olmuştu ve Han Bey'in yaptığı ilk şey onu Jisung'un da çalıştığı kafeye müdür olarak atamak olmuştu. Normal bir insan bu pozisyon için kudurabilirdi belki ama kağıtlarla uğraşmaktan nefret eden Minho için tam bir işkenceydi. Bu işin tek iyi yanı oturduğu yerden gizlice Jisung'u izleyebiliyor olmasıydı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past // MinSung (DG)
FanfictionLet's Play a Death Game kitabındaki Minho ve Jisung karakterlerinin geçmişlerini anlatan yan kitaptır. Spoi yememek için önce birinci kitabı okuyunuz Her şey Minho'nun içinde bir huzursuzluğa sebep olan o adamın gelmesiyle başladı...