12.KISIM

71 7 0
                                    

Hastane tarzı bir yere gelmiştik.Bayan Kenneth yatakta uzanıp yatmış hepimiz onun gözlerini açmasını bekliyorduk.Kral Marcus Ada'ya döndü.

"Sanırım bu sefer başladığın işi bitirdin.Ben sana ne diyim Victoria bu 2 ülke arasında savaş demek ,zaten ayaklanmaları bile bastıramadık bu sefer hepten mahvoluruz."

Ada "Ya baba niye öyle diyorsun.Bence gayet olayı olumlu karşıladılar kral ile Edward "

Kral ile Edward yatağın diğer ucunda durmuş somurtarak onlara bakıyolardı.

"Tamam pek olumlu olmasalarda anlayacaklardır,ölümlü dünya sonuçta hepimiz bir gün gitmiyecek miyiz ?"

Kral Marcus "Victoria artık sus, lütfen sus rica edeceğim sus artık."

"Tamam tamam ay bugünde herkes çok sinirli anlamıyorum."

5 dakika kadar sonra kraliçe Kenneth gözlerini açmıştı.

"Ayy ben nerdeyim başım çatlıyor."

Ada kraliçeye sarıldı "Anne uyanmışsın ay öldün diye çok korktum."

Kraliçe Kenneth "Ne annesi be kalk üstümden ,ay oğlum gel sarılayım."

Ada bir an şaşırsa da mutlu olmuştu.En azından kraliçenin bu sebeple hafızası geri gelmiş ve azardan kurtulmuştu.

Kraliçe biraz daha istiharet ettikten sonra hep beraber saraya dönmüşlerdi.Edward'ın babasıyla kendi babası hararetli bir şeyler konuşuyorlardı ama Ada buna bir anlam veremeyip odasına çekildi.Geçmişteki anılarını hatırladı ,bir keresinde arkadaşlarıyla beraber geceleyin ruh çağırmışlardı.

"Acaba ruh çağırma yoluyla adama ulaşabilir miyim ? Off hayır gene saçmalıyorsun Ada o ritüel ölüler için bu adam yaşıyor."

Bunları düşündüğü sırada uyuyakalmış olucak ki dadının onu dürtmesiyle uyandı.

Dadı "Saat sabahın kaçı sen hala uyuyor horul horul "

"Ne sabahı dadı ya uyucam ben daha yeni uyudum.10 dakika olmadı bile" dadı Ada'nın bunları demesiyle dadı perdeyi açtı. Gün ışığı kızın gözlerini kamaştırmıştı

"Tamam tamam sen kazandın ne istiyorsun ?"

Dadı "Sen benimle bugün şenliğe gelecek."

"Yahu amaç sizin beraber olmanız ben niye geliyorum ?" dadının ters bakışlarıyla karşılaşan kız kabul edip elini yüzünü yıkadıktan sonra saate bakmıştı.Daha kahvaltıya vardı biraz egzersiz fena olmazdı yoksa Petra kızın canını okuyacaktı.Ne kadar kızın lisedeyken yaptığı Türkiye derecesi olsa da bunlar kendi zamanı için geçerliydi ,kız kabul etmek istemese de Petra'nın mükemmel dövüştüğü kesindi. 

Isınma egzersizlerinden sonra kız koşmaya başlamıştı.Gerçekten şuan yanındaki yeşillik ,ağaçlar,kuşlar manzara mükemmeldi bir de telefonu olup şarkı dinleyebilseydi...Gün içinde kulaklığı bir an bile eksik olmayan biri olduğun için zorlanıyordu artık kız.Şarkı dinleyemediği için kendisi söylemeye başlamıştı.

"Yaylalar ,yaylalar bizim oğlan aşıktır dilo dilo yaylalar.." 

"Bu hangi milletten güzelmiş " kız sağına soluna bakmış ama sesi duyamamıştı "yukardayım yukarda daha burnunuzun ucunu göremiyorsunuz leydim."

Kız ağaca doğru bakınca seslenen kişinin Petra olduğunu anlamıştı "Yine mi sen her yerden çıkmak zorunda mısın ?" 

Petra "Bilmem biliyor musun ama her gün bu yüzle karşılaşmak isteyen büssürü kız var.Ayrıca senden haz etmiyorum ama aynı binanın içindeyiz el mecbur"

"Yahu Petra seni ilk tanıdığımda böyle kibar bir şeydin ne oldu böyle aminoasit falan mı bastın kendine ego manyağı bir şey oldun ya "

Petra "İlk tanışma mı ?" Petra şaşırmış bir ifadeyle Ada'ya bakıyordu ,tabi ya aptal Ada küçüklükten beri tanışıyolardı ne ilk tanışmasından bahsediyordu bu böyle 

Ada düşünce delhizinden çıkıp Petra'ya cevap verdi "Aa şey kazadan sonrasını bahsediyorum."

Petra "Öncesi ya da sonrası ben hep böyleydim sana dediğim gibi egolu değilim sadece kendimdeki özelliklerin bilincindeyim ve bunu söylemekten çekinmiyorum.Bunu sonradan farketmenin nedeni mevkinden dolayı artık sana zoraki kibar davranmak zorunda kalmamam.Unuttun mu bunu bana sen söyledin."

"Lafımı geri alma şansım var mı ?"

Petra "Biz landisvanyalıların çok güzel bir sözü vardır 'söz ağızdan bir kere çıkar' "

"Nerden landisvanyalıların oluyormuş Türklerin sözü o bir kere" Petra anlamamış bir ifadeyle kıza bakıyordu "Şey diyorum 1 km koşu var mısın ?" 

Petra tek bir hamleyle ağaçtan atlamıştı "şunu 2 yapalım "

Petra ile 2 km koştuktan sonra duş alıp aşağıya kahvaltıya inmişti.Kahvaltıda her şey normaldi kraliçe Kenneth'ın ekmeğe reçel sürüp Edward'a yedirmesi hariç

"Ayy olum yesene ,yemessen nasıl büyüyeceksin "

Edward "Anne şunu yapmayı keser misin beni utandırıyorsun."

Kraliçe Kenneth ,Maria 'ya dönerek "Misafirlikteyiz ya yemeye utanıyor.Bak yemessen abla yiyecek aman ablası yeme" diyerek Ada'yı göstermişti.

Ada gülse mi üzülse mi bilememişti.O da hiç bir şey yapmayarak kahvaltısını etmeye devam etmişti.Uzun süren sessizliği Edward'ın babası bozmuştu.

"Misafir demişken bizi sarayınızda ağırladığınız için teşekkür ederiz.Artık biz dönelim diyoruz biliyorsun ülke yönetmek,vergileri arttırmak bla bla gibi büssürü işim var"

Kral Marcus "Sizi misafir etmek benim için büyük bir zevkti "

"Hadi hadi 2 günlüğüne geldiler ,2 ay kaldılar diye söylenip duruyordun." diyerek Marcus'un ensesine şaplak atmıştı  "Seni severim Marcus bilirsin bahar balosuna kadar sana dediklerimi bir düşün.Biz en best kardeş ülkeleriz.Bak bileklik bile yaptırdım bizim için "

Edward'ın babası cebinden çıkardığı 'Best Ülkeler' yazan bilekliği çıkarmıştı.Kraliçe Maria baktı "Yaa çok tatlı Marcus" Marcus'ta duygulanıp Edward'ın babasına sarılmıştı.

Edward bunların olduğu sıralarda Ada'ya dönüp "Kahya eşyalarımızı hazırlıyor birazdan gidicez. Gitmeden bi yürüyüş yapalım mı ? "  annesini göz ucuyla gösterdi "Biliyorsun borçların sürekli artıyor"

Kafasıyla tamam şeklinde onayladıktan sonra bahçeye çıkmışlardı.Ada mahcup bir şekilde "Edward özür dilerim ben seni hatırlayınca düzeldi zannedip rahatlamıştım."

Edward " Ah bende, doktor bu hareketlerinin normal olduğunu zaman içinde eski haline döneceğini söyledi" 

"Şükürler olsun bu misafirlik sürecini annenizin katili olmadan atlatabildim."

Edward "Seni tanıdığıma çok memnun oldum Victoria" 

Ada'nın elini alıp zarifçe bir buse kondurdu "Sanırım artık daha çok ülkenize yolum düşücek"


HAYATIM ROMAN OLSA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now