15.KISIM

58 8 0
                                    

Petra'nın bağırmasıyla herkes o kata toplanmıştı.Ada ise hikayeyi yazdığı defteri elinde tutuyordu.Kız parmaklarını defterin üzerinde gezdirdi aynı İlk kafede bulduğu zamanki gibi defter aynı defterdi hiçbir şey değişmemişti sanki olayın üzerinden 2 ay geçmemiş gibi toz bile yoktu üzerinde

Jennifer "Bu bu da ne"

"Size dediğim defter, hikayeyi yazdıktan sonra kendimi burada bulduğum." Lisa Ada'nın elinden almıştı defteri "Ama ama bu boş"

Ada nasıl olur gibisinden Lisa'nın elinden almıştı defteri gerçekten de dediği gibi boştu ama kız sayfalar boyu yazı yazmıştı buraya buna emindi.Nereye gitmişti o kadar yazı bir anlam veremiyordu olaylara...

Kız defterin üzerindeki sembolü incelemişti ,çift başlı insan figürü vardı bu figürler ise ter bir biçimde birbirlerine bağlıydılar. Ander kızın elinden defteri vardı biraz şaşırmış biraz da korkmuş bir vaziyetteydi "Bu bunu biliyorum." dedi titrek bir sesle "Simya çalışmalarım sırasında görmüştüm, çift yaşam demek"

Petra "Şunun Landisvanyaca mealini bize açıklıyacak mısın ?"

"200 yılda bir doğa olayı gerçekleşiyor.Venüs'ün uydusu ay ile aynı hizaya gelir.Aynı hizaya gelmesinden oluşan büyük enerji de bir tane daha paralel evren oluşturur.Bu paralel evreninde nasıl olacağını bu defter belirliyor."

Jennifer "Bizim olduğumuz evreni de Ada yazdıklarıyla belirlemiş oldu.Ayy Ada insan güzel bir şeyler yazar demi şöyle teknolojinin alfa olduğu yılları falan.Mağara çağını yazacak kadar seviyo muydun eski zamanları cidden ? " 

Ada hafif kıkırdadı "Abi olaya bak ,paralel bir evren oluşturabiliyorum ama Tıp Fakültesini kazanamıyorum.Her şey iyi güzelde ben nasıl geri dönücem."

Robert "Sanırım yazdıkların bitince." 

Bu kadar ne yazmış olabilirdi Ada yaşayacak düşünüyordu.Bunu düşündüğü esnada büyük bir kapı gıcırdama sesi duyulmuştu.Sese doğru yaklaşınca kapının açıldığını fark ettiler.Hepsi koşarak kapıdan çıkmışlardı.Kız çıktığı an defteri içeride unuttuğunu fark etmişti.

"Defteri ,defteri unuttum" diyerek koşarak içeriye girmişti

Petra "Saçmalama Ada, buraya  gel" dedikten sonra Petra'da arkasından koşmaya başlamıştı.İçeride deprem var gibi sallanmaya başlamıştı ama Ada umursamadan hala defteri bıraktıkları yere koşuyordu..Etrafta oluşan sallanmanın etkisiyle de bir yandan içerisi yıkılmaya başlıyordu.Kız yerden defteri aldığı an Petra  kızın kolundan sıkıca tutup koşmaya başlamıştı.

"Bileğim acıyor."

Petra "Çabuk koş ,senin yüzünden ölmek istemiyorum." kapıya yaklaştıklarında kapanmak üzere olduğunu görünce ikisi de daha hızlı koşup son dakika kendilerini dışarıya atmışlardı.Yerde nefes nefese kalıp yatıyolardı.

Petra"Gerçekten bu kadar gerekli miydi ?"

"Sana arkamdan gel diye yalvarmadım."

Petra "Ne kadar güzel teşekkür ediyorsunuz leydim." 

----------

Arkadaşlarından ayrılıp saraya doğru yürümeye başlamıştı ikisi de, hava kararmıştı.Sanırım birkaç saat orada durmuş olmalıydılar.Sokakta yürürken kız bir resim fark etti bu kendi resmiydi "Aa inanamıyorum , çok çirkin çıkmışım"

Petra kızın elinden resmi aldı "Ada gerçekten sana inanamıyorum burada kayıp aranıyor yazıyor ve sen sadece nasıl çıktığına mı bakıyorsun."

Yerden başka bir resim daha buldu Petra'nın resmiydi aynı yazı onda da vardı "Tabi yazıya odaklanırsın. Bak sen güzel çıkmışsın." Petra ,kızın elinden kendi resmini alıp bakmıştı.

"Bu işte bir terslik var kimse birkaç saat kayıp oldu diye bunları bastırmaz."

Petra'nın dedikleri mantıklıydı ,kız etrafını inceleyince şenlik yerindeki her yerin talan olduğunu fark etmişti.Ne olmuştu buraya böyle...

İkisi de şaşkın şaşkın etrafı incelerken onları fark eden bir grup asker "bulduk ,bulduk yakalayın" diye bağırarak kollarından tutmuşlardı.

"Heyy , ne oluyor bırakın beni.Ben kralın kızıyım size emrediyorum."

"Üzgünüm majesteleri ama bu kralın emri " Petra sinirlenerek kollarını tutan askerleri geri sarvuşturarak onlardan kurtulmuştu.Tekrar tutmak istediklerinde "ben kralın en sadık çalışanıyım.Bir daha aynı hareketi tekrarlarsanız size saraya dar ederim.Şimdi kızı da bırakın"

Petra'nın bu sözüyle Ada'yı tutan askerlerde kızı bırakmıştı. "O zaman bizimle saraya güzelce gelmek zorundasın kralın en sadık çalışanı"

Askerlerle beraber saraya varmışlardı.Ada gördükleri karşısında şaşırmıştı.Kraliçe Maria ağlıyor ,abisi ve babası da onu teselli etmeye çalışıyolardı. 

Kraliçe Maria "Kesin bütün organlar parçalayıp köpeklere yedirdiler onu" 

Marcus "Maria biraz daha pozitif olabilir misin ?"

Prens James "Babam haklı anne belki de sadece organlarını parçalamışlardır.Köpeklere yedirmemişlerdir."

Ada yüzünü buruşturdu.Bari bu evrende abisi gıcık olmasaydı "Heyy, millet ben geldim" herkes bir anda öcü görmüş gibi Ada'ya bakmışlardı.Sonra kraliçe Maria koşarak ona sarılmıştı.Ada bir anda dejavu yaşamıştı bu sahneyi bir yerde hatırlıyordu.Tabi ya hastanedeki tuvalete çıkmak için çıktığında odaya geldiği andı bu.Sadece farklı bir evrende ,farklı bir zaman diliminde ,farklı ebeveynlerle 

Bir süre hasret giderdikten sonra Ada'yı sorgu masasına almışlardı Petra ile ;

Kral Marcus "Neredeydiniz askerler sizi birlikte bulmuşlar."

Ada "ormanda " ,Petra "şehir dışında " ikisi de aynı anda konuşmuştu. Petra , Ada'ya sinirli bir şekilde baktı ağzını oynatarak 'gerçekten orman mı ?' 

Ada "Aa yani şey babacığım şehir dışında ormandaydık. İşte şenlikte Petra ile karşılaştık , Petra dedi ki bir kralın kızı yalnız başına eve gidemez seni ben götüreyim ,hem biri seni öldürmeye falan kalkarsa korurum.Ondan sonra dedim ona sağolasın, ben ormandan kestirme bir yol biliyorum oradan gidelim.O da dedi ki normal bir yol varken havada kararmak üzere tehlikeli olan orman yoldan gitmemiz çok mantıklı, hem bu şekilde daha kolay kaybolup biri tarafından öldürülme olasılığımız artar seni korurum."

Ada konuşurken kral Marcus lafını bölmüştü "Victoria ,sen ne saçmalıyorsun ?"

Ada tam konuşucakken ; Petra ,Ada'ya ters bir şekilde bakmıştı Ada korkup susmayı tercih etti.

Petra "Efendim ,izin verirseniz ben açıklıyım.Kestirme yol diye ormandan gidelim dedik ama kaybolduk ve kendimizi şehir dışında bulduk. Ee haliyle şehir dışından buraya yürüyerek gelmesi günlerimizi aldı.Bu arada kralım ülkeye ne oldu her yer talan olmuş."

Kral Marcus derin bir nefes alarak oturdu "Çok kötü Petra ,çok kötü tamam Aztaklar'ın çıkardığı ayaklanmayı bastıramamıştık ama bu o kadar da büyük sorun değildi halledebilirdik ki sorun sadece Aztaklar olsun.Şenlikten sonra bir anda ona başka milletler de katıldı, sanırım Edward'ın babasının teklifini kabul etmekten başka çarem kalmadı."












HAYATIM ROMAN OLSA (TAMAMLANDI)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ