16.KISIM

57 8 0
                                    

Petra son yaşadığı olaylarda ötürü hala şaşkınlığını üzerinden atamamıştı.Neye şaşırsaydı bilemiyordu ;bunca yıl aynı çatı altında yaşadığı Victoria'nın bum bir anda Ada olmasına mı ,yoksa efsanedeki kapının ardında geçirdiği birkaç saatin 1-2 hafta olmasına mı ?

Ada ise hiç şaşkın değildi.Artık bu tür olaylara alışmıştı bir nevi  sahi alışmayıp ne yapacaktı.Her şeyin mantığını arasa sanırım kafayı yerdi.Dünya çok garip bir yerdi ,gerçekten her şey normal gibi görünse de insanların göremediği birçok garip olaylar yaşanıyordu.Gerçekten gizemli sırlarla dolu bir yerdi.Bunları görebilmek için illa paralel bir evrene yatay geçişle geçmek gerekmiyordu ,bunlar günlük hayatta da yaşanıyordu.Sadece insanlar o kadar kapitalist sistemin kölesi olup her günü aynı yaşıyordu ki bunları fark edemiyorlardı.

Einstein'ın  zamanın göreceli bir kavram olduğundan bahsediyordu bu çok doğruydu. Sarayda 1-2 haftanın geçip ,Ada'ya ise birkaç saat gelmesinin nedeni buydu.Bunu günlük hayatımızda da yaşıyorduk.Mesela mutlu geçen zamanların çok hızlı geçip ,moralimiz bozukken zamanın bir türlü geçmemesi buda bir nevi Ada'nın şuanki yaşadıklarının dünyadaki versiyonuydu.

Ada zihnindeki yaptığı bilimsel kongreyi başarıyla tamamlayıp yaşadığı yere tekrardan dönmüştü.

Petra "Kralım peki diğer ülkenin size sunduğu teklif nedir ? Kabul etmekte bu kadar çekindiniz."

Kral Marcus "Edward ile Victoria'nın evlenip 2 ülkenin güçlerini birleştirmesi.Landisvanya hep hür bir ülke olmuştu ,başka bir ülke ile birleşmek bilemiyorum.Ve de bu kararı yalnız veremem Victoria'nında kabul etmesi lazım."

Ada şaşkın bir biçimde babasına bakmıştı.Evlenmek mi ,daha okumuyor muydu ?

"Baba şey ben çok şaşırdım.Ne diyeceğimi bilemiyorum okulum ne olucak ?"

Kral Marcus "Victoria ormanda oksijen mi çarptı kızım.Sen zaten son sınıftaydın geçen hafta bitti okulun.Tabi olmadığın için gidemedin.Sahi gitseydin de bir şey değişmiyecekmiş ya notların o kadar düşüktü ki mezun olamıyormuşsun."

"Sahi olamıyormuş muyum ? Bir yanlışlık olmalı baba, öğretmenler kurulunun toplanmasını talep ediyorum."

Kral Marcus "Bundan sonra tek toplamak için talep edeceğin şey odan olacak küçük hanım.Yaptığın devamsızlığa mı kızsam ,notlarına mı yoksa ortadan 2 hafta kaybolmana mı bilemiyorum."

Kraliçe Maria "Bugün Elizabeth'in annesi geldi okul 1.si olduya onun nispetini yapacak, biz nerede hata yaptık anlamıyorum."

Masanın etrafındaki konuşmayı bölen cama doğru gelen domates parçası olmuştu.Cama gelen parça ile beraber aşağıdan insan bağırmaları geliyordu.

Herkes balkona çıkmıştı.Ada gördüğü manzara ile şok olmuştu.Bir grup insan sarayın önünde toplanmış bağırıyolardı.Muhafızlar ise onlara engel olup dışarıya çıkartmaya çalışıyordu.

Kral Marcus sinirle odanın içinde nidalar atıyordu "Bu çok kötü ,çok kötü benden nefret ediyolar."

"Baba senden nefret etmeleri için bir sebep yok ki ,bir sakinleşir misin.Hayır ağır vergilere zorlamıyorsun.."

Marcus "Aslında bu ay vergileri arttırmıştım."

"Ama durup kimseyi haksız yere asmıyorsun."

Marcus "Yani benim beğendiğim kumaşın sonunu almıştı haksız sayılmam."

"Gerçekten işleri zorlaştırmaz mısın ? Tamam ben şimdi onlarla güzel güzel konuşucam senden nefret etmediklerini anlayacaksın.Ne demişler insanlar konuşa konuşa hayvanlar neyse o kısmı boşverin."

Ada balkona çıkmıştı , aşağıdaki bir grup insan ise elinde pankartlar yukarıya doğru bağırıyordu.Kız pankartlardaki yazılara odaklandı 'Demokrasi İstiyoruz' , 'Utanmayın Vergilere Donumu da Ekleyin '  Ada o yazıyı gördükten sonra diğerlerine bakmamıştı.

'Ah ne kadar da kabalar' diye içinden geçirdi.Sonra eliyle kalabalığa susun işareti yapıp konuşmaya başladı.

"Eyy Landisvanya halkı durun beni dinleyin , bu bağırmalarınız kavganız niye şuan birlik zamanıdır ,kardeşlik zamanıdır.Asıl bu kötü zamanlarda bir olamassak başka birlik olacağımız ülkemiz kalmayacak" Kalabalık bir anda kendi içinde fısıldamalara başlamıştı

"Victoria haklı aslında."

"Aynen haklı ya tam bu zamanlarda birlik olmamız gerekiyor"

"Aynen aynen"

Ada "Bakın bu adamın valla yiyecek ekmeği yok sarayda durumlarda iyi değil.Bakın abartmıyorum annem sabah dünden kalan ekmeği saklamış onu koydu masaya böyle ıslattık çünkü çiğneyemedik sertleşmis bir de görseniz ,yoksa biz sizden bu kadar vergi alır mıyız ?"  Aşağıdaki kalabalığın gözleri dolmuş ağlamaya başlamışlardı.

O sırada Marcus elinde pirzola yerken balkona çıkmıştı "Ne oldu Victoria niye ağlıyolar"

Ada hemen kral Marcusu içeriye sokmuştu ne yapıyosun gir diye.

"Heyy sinirlenmeyin et yoktu ki onda kemiği sıyırıyordu." Kız içeriye giresiye kadar tüm domateslerin hedefi olmuş, siyah saçlıdan saçları kızıl biçimde odaya girmişti.Petra ise gülmeye başlamış sonra hemen eliyle ağzını kapamıştı.

"Sakın gülme Petra , baba sana iyi haberlerim var önceden değilse bile şuan senden nefret ediyorlar."

--------
Ada ,Petra ile dövüş sporuna çalışmak için çalışma mekanlarına gelmişlerdi.Ada etrafa bakınıp bulabileceği en rahat yere oturdu.

Petra "Çalışmak için pek hevesli değilsin anlaşılan."

"Artık her şeyi bildiğine göre rahat olabilirim.Aynen pekte değilim ,ülkede her yerde ayaklanmalar boy gösteriyor kral Marcus'un durup bu kritik zamanda niye illa dövüş sporunu ihmal ettirmiyor onu da anlamıyorum."

Petra "Senin kendini savunabilmeni istiyor ,pardon Victoria'nın."

"Victoria'yı bilmiyorum ama Ada'nın zamanında ülke derecesi vardı."

Petra kaşını kaldırıp ,kıza birkaç adım yaklaştı. "Öyleyse neden 2 hafta önce yapacağımız iddia raundunu şimdi yapmıyoruz."

Kız Petra'nın dediği ile ayağa kalkıp üzerindeki tozları çırptı.En son olduğu gibi gene yerlerini almışlardı.Bu sefer ilk yumruk hamlesi Petra'dan gelmiş Ada ise diğer tarafa geçerek onu savurmuştu.Kız savurduğu anda Petra'nın karnına bir tekme geçirmişti.Oğlan bir an bocalasa da sonra kendine gelmiş ve kızın karnına bir yumruk atmıştı.

Bi 10 dakika kadar süren bu mücadele de Petra'yı bilmiyordu ama Ada baya yorulmuştu.Normaldi sonuçta kaç sene boyunca hiç spor yapmıyordu vücudu pörsümüştü.

En son kızın atacağo yumrukta Petra kolunu tutmuş ve kızı ters çevirip nakavt etmişti.Kız altta ,Petra ise kolunu tutmuş üzerindeydi ,yüzleri o kadar birbirlerine yakındı ki birbirlerinin kalp atışlarını duyabiliyolardı.Gözleri kilitlenmişti oğlanın gözlerinde kızın.Siyahın bütün tonlarında geziniyordu sanki kız ,Petra'da aynı şekilde kıza bakıyordu sonra kendine geldi oğlan gözünü kaçırdı.

Petra "Pes mi ?"

"Petra biliyor musun ,göründüğünden daha ağırsın üzerime çullandın kalk kalk"

Ikisi de antremanın bittiğini belirten beyaz bayrakları çekmiş bahçenin etrafında yürüyolardı.

"Sanırım 1 hafta boyunca istediğin her şeyi yapmak zorundayım."

HAYATIM ROMAN OLSA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now