⭐ 6 ~ İçten Sarılışlar ⭐

16.3K 1.3K 541
                                    

Herkese selam! Sözümü tutuyor ve bu haftanın ikinci bölümünü yayımlıyorum. 🌼

Çok severek ve gözlerimden kalpler fışkırarak yazdığım bir bölümdü. Umarım siz de öyle okursunuz.

Keyifli okumalar!

Günler hızlı geçiyordu. Özellikle de eve geldiğimden beri. Tek sıkıntım istediğim gibi hareket edememek ve dışarı çıkamamaktı ancak hiç değilse evin içinde tek başıma gezinebiliyordum, tabii kendimi zorlamadan.

"Anneciğim, biz çıkıyoruz. Bir sorun olursa hemen arayın beni, tamam mı? Gözümün teki hep telefonda olacak."

Başımı arkamdaki yastığa biraz daha bastırdıktan sonra oflamamak için kendimi zor tuttum. Haftalardır beş yaşındaki çocuk muamelesi görmek artık iyice canımı sıkmaya başlamıştı. Üstelik bunu Beril'in yanında yapıyordu. Benimde bir karizmam vardı yahu!

"Tamam, annem. Tamam, sultanım. Zaten Beril var yanımda, ben de çok iyiyim gördüğün gibi. Gözlerinin ikisini birden telefonundan uzak tutabilirsin, çünkü bir şey olmayacak."

Annem bana ters ters baktıktan sonra tekli koltukta oturan Beril'e döndü. "Kızım, bu sana emanet tamam mı? Gözünü seveyim dikkat et buna, ne yapacağı belli olmaz."

Beril, kıkırdayarak kafasını sallarken kaşlarımı çattım. Ne demek, ne yapacağım belli olmazdı? Allah aşkına bu haldeyken ne gibi bir şey yapabilirdim ki?

Homurdanarak Derin'e döndüm ve "Feza gelmedi mi ya?" diye sordum. "Al, annemi de git Allah aşkına."

Sözlerimin ardından omzuma yediğim küçük ama etkili cimciğin ardından yüzümü buruşturdum. "Tamam, anne ya! Demedim bir şey!"

Annem, tüm ısrarlarıma ve iyi olduğumu belirtmeme rağmen İzmir'e dönmemiş, dönmeye asla niyetlenmemişti. Bahanesi bendim ama bence Suzan abladan ve Beril'den ayrılamıyordu. Şimdi de Suzan ablayla şehir turuna çıkacak ve alışveriş bahanesiyle gezeceklerdi. Gerçi benim için hava hoştu. Çünkü Derin de Feza'yla dışarı çıkacağı için evde Beril'le yalnız kalacaktım.

E, ben daha ne isterdim ki?

Derin, halimi anlamış olacak ki haince sırıtarak annemin koluna girdi ve "Hadi halacığım," diye mırıldandı. "Feza'yı daha fazla bekletmeyelim."

Annem başını sallayarak onu onayladıktan sonra bize son bir kez daha acil bir durumda onu aramamız gerektiğini tembih ederek Derin'le birlikte çıktı evden. Evin kapısının kapandığını işittiğimde derin bir nefes verdim.

"Bir an hiç gitmeyecek sandım."

Beril, söylediklerime kaşlarını çatsa da yüz ifadesinin sahte olduğu anlaşılıyordu.

"Çok ayıp Mert!"

Gözlerimi büyüterek "Benim yaptığım mı ayıp?" diye sordum. "Asıl onun yaptığı ayıp. Ömrümüzde ilk defa âşık olmuşuz, doya doya tadını çıkaramıyoruz yahu. Ben o kadar çileyi, annem gelsin de seninle sevgili olduğumuz an başımızda dikilsin diye mi çektim?"

Beni gözlerini kırpıştırarak dinledikten sonra yanakları pembeye çaldı ve hızla kaçırdı bakışlarını.

"Ne diyorsun Mert ya..."

Tepkisine içten bir şekilde gülerken "Niye hala uzağımda duruyorsun, diyorum," diye mırıldandım. "Gelsene şöyle yanıma, azıcık seveyim seni."

Yanaklarındaki ton biraz daha kırmızıya bürünse de sözümü dinleyerek ayaklandı ve paytak adımlarla yanıma gelip onun için koltukta açtığım boşluğa oturdu. Bu haline bayıldığımı söylemiş miydim?

KIZIL YILDIZ IIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu