⭐ 10 ~ Murada Ermek ⭐

15.4K 1.1K 492
                                    

Herkese tekrar merhaba!

Yine baya güzel geldiik :d

Oy ve yorumlarda uzun zamandır bir düşüş var ve bunun beni ne kadar üzdüğünü tahmin edebilirsiniz. Sizden tek ricam emeğimin karşılığı, lütfen çok görmeyin. 🌼

KIZIL YILDIZ'A EN ÇOK YILDIZ PARLATMAK YAKIŞIR. 🌟

*Alifiru - İhtilal🎶


"Canım Beril'ime layık olamazsın ama elimde senden iyisi de yok," diyerek oyun konsolumun üzerini okşadıktan sonra ayağa kalktım. Buna çok para vermiştim ve normal şartlarda kullanmaya bile kıyamıyordum ama Beril'le tekrar oyun oynayacakken ona eski konsolumu sunamazdım elbette. Gerçi bu yeni göz ağrımın açılışını -benden habersiz bir şekilde- sözde arkadaşım olan adilerin yaptığını da hala unutmaya çalışıyordum ama neyse.

Televizyonu da ayarladıktan sonra oyun kollarını alarak tam karşıdaki koltuğa geçip oturdum. Berille o müthiş (!) kahvaltı öncesi konuşmamızın ardından karnımızı doyurduktan sonra -tabii ben stresten normalde yediğimden de fazla yiyince Beril'in zoruyla kalkmak zorunda kalmıştım masadan- ben içeri geçerken Beril de ortalığı toplamak ve kahve yapmak için mutfakta kalmıştı. Yardım isteğimi geri çevirmişti çünkü o da masayı toplama bahanesiyle biraz daha tıkınacağımı adı gibi bildiğinden beni engellemek istemişti.

Ben de o mutfaktayken canım sıkıldığı için konsolumu kurmaya karar vermiştim. Hem zaten ona oynamayı öğretme sözüm vardı, bugün de akşama kadar evde olacağımız için bu sözümü tutabilirdim.

"Kahveler de geldi!"

Beril, adeta şakıyarak odadan içeri girdiğinde dudaklarım hızla kıvrıldı. İnsan, birinin ses tonundaki neşenin içinde kıvrılıp yatmak ister miydi?

Ben istiyordum. Hem de çok istiyordum.

Elindeki tepsiyi orta sehpanın üzerine bırakırken bana bakmadan "Kahvene iki şeker attım," diye mırıldandı. "Şekeri bir anda bırakmakta zorluk çekeceğin için yavaş yavaş yapacağız bunu."

Yapacağız?

Benim yapmam gereken şeyi beraber yapacağımızı söylemesi içimi ısıtırken, sanki halimden hiç memnun değilmiş gibi sızlanarak "İki mi?" diye sordum. "İki buçukta anlaştık sanıyordum?"

Doğrularak ela bakışlarını bana dikti ve havaya kaldırdığı işaret parmağını bana doğru sallayarak "İki bile fazla," diye homurdandı. "Sana şekeri tamamen bıraktıracağım. Olmazsa belki yarım kaşık atmana izin verebilirim."

Gözlerim kocaman açılırken "Yarım kaşık mı?" diye sordum. "E, ne tadı kaldı o zaman kahvenin?"

"Alışınca istemediğin kadar alırsın tat, merak etme sen," diyerek yanıma oturmak için hareketlendiğinde çaktırmadan ayağımı öne doğru uzattım. Beril, bana söylenmekle meşgul olduğu için yürürken ayağımı görmeyip takılmış ve küçük bir çığlık eşliğinde kucağıma iniş yapmıştı.

Amacına ulaşmış birinin sırıtışıyla kucağımdaki güzelliğe bakarak kollarımı ona sardım ve başımı omzuma doğru eğerek keyifle konuştum.

"Ne güzel düştün öyle, hem de kucağıma..."

Ellerini kollarıma yaslayarak hafifçe doğrulurken yüzüme baktığında kaşlarının çatık olduğunu gördüm.

"Ben düşmedim, sen bana çelme taktın!"

Tüh, küçük oyunumu fark etmişti. Gülerek omuz silktim.

KIZIL YILDIZ IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin