Bölümü bir saat kadar önce bitirdim ve dedim ki yarını beklemeye ne gerek var, düzenleyip atayım. Atayım da uyumadan önce mutlu olsunlar, belki rüyalarında bizimkileri görürler, mutlu olurlar falan... 😅
Şaka bir yana güzel bir bölüm oldu, umarım siz de en az benim kadar severek okursunuz. 🧡
Rica ediyorum, oy ve yorum konusunda biraz daha hassas olalım. Herkes emeğinin karşılığını almak ister, okunma sayısıyla oy-yorum sayısı arasındaki uçurum beni bir hayli üzüyor. 💔
Sol köşedeki yıldızı parlattıysak, keyifli okumalar! ✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Doğum günün kutlu olsun, Mert! Yeni yaşın mutlu olsun, Mert! Bir dilek tut, gerçek olsun, Mert! İyi ki varsın, iyi ki doğdun, Mert!"
Duyduğum gürültüyle yüzümü buruştururken yastığa gömülü yüzümü yan çevirdim ve daha kendime gelemediğimi belli eden uyku mahmuru bir sesle "Ne oluyor ya?" diye homurdandım. Gözlerimi açamıyordum.
"İyi ki doğdun, canım kuzenim! İyi ki doğdun, iyi ki doğdun, ah, dur şarkı böyle değildi. Bir dilek tut-"
Ve o an fark ettim ki bu gürültünün tek sebebi Derin değildi, telefonundan o meşhur doğum günü şarkılarından benim adıma uygun olanını açmıştı.
Derin, şarkıya eşlik etmeye çalışırken daha fazla bu gürültüye katlanamayacağımı fark ederek gözlerimi zorlanarak da olsa araladım ve yatağımın başında dikilip genişçe gülümseyerek bana serenat yapmaya çalışan kuzenime baktım. Elinde bir poğaça vardı ve poğaçanın üzerine mum batırıp yakmıştı. İstemsizce gülümsedim.
"Yeni moda pasta mı bu?"
"Hayır, tatlım. Pastanı partide yiyeceksin, o yüzden şimdilik bununla idare etmen gerek. Gerçi böyle söyleyerek poğaçamı gömmüş oldum ama bilinmesini isterim ki, benim el yapımı poğaçalarım en harika düğün pastalarına bile bin basar."
Ellerimi yatağa bastırarak doğrulurken gülümsemeye devam ediyordum. "Pastayla poğaça kıyaslaması yapman da ne bileyim..."
"Aa, niye öyle diyorsun Mertoşum? Hem ne demişler, ekmek bulamazsınız pasta yiyin!"
Yatağın üzerinde bağdaş kurarken kaşlarımı çattım. "O ne alaka şimdi?"
"Ay, ne bileyim! Öyle aklıma geldi işte. Hem sen neden beni bekletiyorsun ki, mum eriyor görmüyor musun?"
İç çekerek başımı iki yana salladıktan sonra poğaçayı bana yaklaştırmaya kalktığını görünce elimi uzatarak durdurdum onu. "Aman, dur, şimdi yatağa kırıntı falan dökülür. Doğum günümde çarpılmak istemiyorum."
