yirmi iki

105K 5.8K 3.2K
                                    

Medya: Nil Gülin🌸

🌈

Geçen 20 sabahın ardından bu sabah ilk kez mutlu uyanmıştım. Yalanların tamamen hayatımdan çıkacağı bir gün olacaktı. Sevincim bundandı. Yalan sevgiler, yalan acılar olmayacaktı artık. Tamamen önüme bakacaktım. Ben ve bana gerçekten değer veren insanlarla birlikte… Başta Ilgaz olmak üzere, Yüsra ve Soner’le birlikte. Okul hayatımda kalıcı olduğuna inandığım 3 insan yalnızca bunlardı. Evet, listeye Soner de dahildi. O günkü konuşmamızdan sonra her ne kadar soğuk olsa da onun içindeki sıcaklığı görmüştüm. Bana mendil vermiş, belki de ağlamamı durdurmam için o iltifatı etmişti. Hala bana alkalin diye seslenmesi dışında bir sorunumuz yoktu. Tek temennim onların oyunumuzu anlamadan bu işi bitirmemizdi. Ilgaz’la her şeyi konuşmuştuk. İlk olarak onlara söyleyecektik ayrıldığımızı, sonrasında atacağımız instagram poslarından okulun geri kalanı anlayabilirdi.

Bu mutlulukla kıvırcık saçlarıma güzelce şekil vermiş sonrasında iki yanımda örmüştüm. Göğsümün biraz altında biten örgünün uçlarına çiçekli tokalarımı takmıştım. Beyaz gömleğimi ve bordo eteğimi güzelce giyip onların üstüne de eteğimle aynı renk olan uçları üçgen kesim yeleğimi geçirdim. Yeleğimin karın kısmındaki ceplerden sol olanının içine genelde kaybetmek için yanıma almadığım yumurta şeklindeki anahtarlığımı koymuştum. Bugün bana uğur getirmesini istiyordum çünkü. Ayaklarımı sarı yarım çoraplarımın içine sokmuştum. Çorabımın üstüne kalın topuklu siyah Converse’lerim gelecekti. Çantamın içine gerekli defterlerimi ve kitaplarımı koyup sırtıma attım. Çantam büzgülü olduğu için çok şişkin durup beni rahatsız etmiyordu. Üzerinde rock gruplarının stickerleri olan bordo renkli bir çantaydı. Okul kıyafetlerime uyumlu olsun diye almıştım. Makyaj namına kirpiklerime rimel, dudaklarıma şeftalili bir parlatıcı sürüp hazırlanma aşamamı tamamlamıştım.

Özenli halimle girdim okulun kapısından. Hemen ardımdan giren kişi omzuma çarpmıştı. Bunun yanlışlıkla olduğunu düşünebilirdim eğer çarpan kişi Berfu olmasaydı. Çarpıp önüme geçtikten sonra, “Pardon canım,” dedi samimiyet barındırmayan sesiyle. “Bir şey olmadı değil mi?”

Bugün o bile moralimi bozamayacaktı. Onun gibi sahte gülümsememi yerleştirdim yüzüme. “Yok canım, bir şey olmadı. Şimdi önümden çekilirsen okula gireceğim.”

“Ah tabii! Çekileyim de sevgilinin yanına git sen.” Cümleyi kurarken sevgilin kelimesine baskı yapmış, üstüne kahkahalar atıp durmuştu. Bir şey mi ima ediyordu bu süs bebeği bana? Moral bozmayayım diyordum ama alttan alttan şeytan dürtüyordu yol şunun sarı saçlarını diye. Ona doğru sinirli bir adım attım, bu gülümsemesini kesmesini sağlamıştı bile. “Ne anırıyorsun kızım? Varsa bir şey açık açık söyle.”

“Söyle…”

“Günaydın hanımlar,” diyerek araya giren Ilgaz’la cümlesi yarım kaldı Berfu’nun. Çocuk resmen çözmüştü beni. Beş kilometre öteden kavga çıkaracağımı anlayıp yanıma geliyordu. Elini omzuma atıp beni kendine doğru çektiğinde Berfu’dan biraz olsun uzaklaşmıştım. “Nil sınıflarımıza çıkalım mı canım?”

Ona omuz silkip Berfu’ya baktım. “Önce şunun derdi neymiş bir öğreneyim de.”

Berfu elini ileriye doğru boş ver dercesine salladı. “Ay yok ne derdim olacak? En iyisi ben sizi baş başa bırakayım. Umarım bu güzel ilişkinizi gerçek bir evlilikle taçlandırırsınız. Bayy!”

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin