altmış iki

85.2K 5.1K 1.8K
                                    

Medya: Yüsra ve Okan.

🌈

Yüsra'nın Anlatımından

Karşımdaki sarışın alımlı kadına baktım hayranlıkla. Nil'in dediği kadar vardı annesi. Çok güzel bir kadındı, yaşından oldukça genç gösteriyordu ki fazla yaşı bile yoktu. Genç anne olan kişilerden biriydi. Sıcak gülümsemesine elimden geldiğince karşılık verdim. "Günümü kurtardın Nilüfer abla, çok sağ ol."

Uzanıp iki yanağımdan da öptü beni. Normalde sevmezdim sarılmaları öpüşmeleri ama ona itiraz edemedim. Nil gibi onda da şeytan tüyü vardı, hemen kendilerini sevdiriyorlardı. "Ne demek kuzum," dedi yanaklarımı öpüp geri çekilirken. "Oturmaya da gel bak bekliyorum. O yakışıklı arkadaşını da getir."

Elbette bahsettiği yakışıklı arkadaşım Soner'di.

Nil sitem etti. "Anne!"

Onun bu haline ikimiz de gülmüştük.

"Gelişmelerden haberdar et beni," dedi Nil hemen. Başımı salladım. "Tamam ayrılınca yazarım."

"Ben de hazırlanayım Soner gelir birazdan." Annesi imayla ona baktığında hemen düzeltti. "Dün sana haber verdi ya anneciğim."

"Biraz emrivaki oldu ya neyse."

"Hadi ben kaçtım!" diye araya girdim. Yoksa geç kalacaktım. Son kez onlarla vedalaşıp yanlarından ayrıldım.

Çok geçmeden otobüse binip eve gelmiştim. Güç bela ikna ettiğim Yusuf'u giydirdim ilk önce. Üstüne mavi bir gömlek altına lacivert kumaş pantolonunu giydirmiştim. Tam bir küçük iş adamı gibi olmuştu. Sarı saçlarını arkaya doğru güzelce taradığımda hazırdı. Onu salonda beklemesi için bırakıp kendi odama geçtim. Makyajımı Nil yapmıştı zaten, çok hafif bir makyaj istemiştim. Onun dışında zümrüt yeşili asimetrik elbiseyi giymek için paketinden çıkarmıştım. Nilüfer abla bilerek bu rengi seçmişti. Gözlerimi ortaya çıkaracağını söylemişti. İnce askılı midi boy bir elbiseydi. Üzerindeki taşları söktürmüştüm, böylece sadeliğe bürünmüştü elbise. Hızlıca onu üzerime geçirip bantlı siyah topuklu ayakkabıları giydim. Üzerinde yürürken zorlanacağım aşikardı, bu yüzden düşük topuk giymiştim. Saçımla çok fazla uğraşmamıştım, düzleştirip salık bırakmıştım. Kısa saçın avantajı da bu oluyordu, çok uğraştırmıyordu.

Tamamen hazır olduğumda Okan'ın bizi alacağı saate yaklaşmıştık.

Askılı siyah çantamı omzuma takıp salonda bekleyen kardeşimin yanına geçtim. Yusuf beni görür görmez koşarak yanıma gelmişti. "Abla çok güzel olmuşsun!"

Yanağından makas aldım. "Sen de çok yakışıklı oldun küçük adam."

Yanıma sokuldu. Başı kalçamın hizasındaydı. Başını kaldırıp benimkinin aksine kahverengi olan gözleriyle çipil çipil baktı bana. Anladım. Yine bir şeyler soracaktı. "Abla sen Okan abiyi seviyorsun değil mi?"

Başımı salladım usulca. "Hıhım."

Görünen köy kılavuz istemezdi sonuçta. 7 yaşındaki çocuk bile biliyordu sevginin ne demek olduğunu...

"Ben de seviyorum ama seni daha çok seviyorum. Sen onu benden çok mu seviyorsun?"

Kaşlarımı çatarak eğildim ve boyumu onunla eşitledim. "Bu nereden çıktı Yusuf? Sen benim en kıymetlimsin, kimseyi senden çok sevmem bunu biliyorsun değil mi?"

Salak salak sırıttı. "Biliyordum ki!"

Kolunu cimcikledim yalandan. "Sıpa sen bana numara mı yapıyorsun?"

GÖSTERMELİK SEVGİLİ | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin