10. Bölüm

16 0 0
                                    

"Herkes Dünya'ya ait, sen bana."
____________________________________
Gözlerimi birkaç defa kırpıştırmamın sonucunda tamamen açmıştım ve uyanmıştım. Gözlerim güneş gibi bir çift gözle buluştuğunda tebessüm ettim, ne zaman uyanmıştı ki sahi? Uykulu bir hâli yoktu, muhtemelen uyanalı epey olmuştu. Hafif çıkan sakallarına gitti gözlerim, ne kadar da yakışıyordu aslında. Yüzünün her santimini ezberlercesine incelemek istedim, gözlerimi kapattığımda bile tek gördüğüm şey kendisi olsun istiyordum.
Özgür'ü gerçekten çok seviyordum, ilk defa böyle duygular hissediyordum ve bu duyguların yabancısıydım aslında. Her hissedişimde garipsiyordum ve kendimi tanıyamıyordum. Aşk insanı değiştiriyormuş gerçekten..
"Günaydın, Çimen gözlüm." Gözleri parlıyordu, güneşten daha parlaktı o gözler.
Elimi yanağına koydum ve sakalları üzerinde ince parmaklarımı gezdirdim.
"Günaydın, Sevgilim." Dedim.
Bir anlık aklıma dün akşamın gelmesiyle utanmıştım, fakat utanmamam gerekirdi. O benim sevdiğim adamdı, geleceğimin sahibi olan adamdı ve ben tamamen her şeyimle onun olmuştum.
"Bu sabah fazla uyudun.."
Kaşlarım istemsizce çatılmıştı.
"Saat kaç ki?"
Yan tarafa doğru uzanarak telefonunun tuşuna bastı ve sonra da doğruldu.
"Saat onu geçiyor."
Çok şaşırmıştım! Ben bu saate kadar asla uyuyamazdım!
"Ben en fazla sekiz buçuk hadi bilemedin dokuz, uyanırım yani!"
Pis bir şekilde sırıttı.
"Dün gece yorulduysan demek ki."
Dil çıkarttım.
"Yorduysan demek ki."
Utanmıştım ama, bu erkekler neden sevgililerini utandırmayı bu kadar seviyordu?
"Hadi kalk, kahvaltı yapalım."
Onu onaylayarak yataktan kalkacaktım ki üzerimin çıplak olduğunu fark ettim.
"Sen kalk, ben sonra kalkarım." Dediğimde Özgür yine pis pis sırıttı.
"Dün gece ayrıntılı olarak gördüğüm vücut bugün pikenin altından kalkmıyor öyle mi?"
Başımla onayladım ve devam etti.
"O zaman ben senin işini kolaylaştırayım?"
Anlamayan gözlerle yüzüne baktığımda, bir anda üzerimdeki pikenin kalkmasıyla şok geçirmiştim.
"Ne yapıyorsun!"
Dudaklarını ıslattı.
"İşini kolaylaştırdım, hayatım." Sinirlendim, tam yataktan kalkacaktım ki beni belimden tutup yeniden sırtımın yatakla birleşmesini sağladı.
"Özgür, çok açım ama ben!" Dedim, dudak bükerek.
"Ben seni doyururum, hayatım." Dedi, sesinden ima akıyordu.
Dudakları boynumu bulduğunda kurtuluşumun olmadığını biliyordum.
***
İki haftanın ardından okullar açılmıştı, okullar açılalı da yaklaşık bir hafta olmuştu. Bu hafta derslere başlanmıştı ve üniversite sınavına çok az bir zaman kalmıştı.
"Okul çıkışı bir şeyler yapalım mı?" Düşüncelerimi bölen soruyla bakışlarım Merve'yi buldu.
"Olur." Dedim kısacası ve düşüncelerime daldım yeniden.
Bu iki haftalık tatil dolu dolu Özgür'le geçmişti, ara sıra Ercan ve Merve'yle buluşmuştuk ve böylece gelip geçmişti.
Ercan ve Melisa ayrılmıştı.
Üzülmüştüm onlar için ama ikisi için de en doğru karar buydu bence, birlikteyken birbirlerini yoruyorlardı sadece.
Biz Özgür'le çok mutluyduk, bu mutluluğun daim olması tek temennimdi.
Başımı kaldırıp ders anlatan Özgür'e baktığımda küçük bir tebessüm ettim, ders anlatmaya konsantre olmuştu.
Teneffüs zili çaldığında Özgür ders anlatmayı bırakmış masanın üzerindeki kitaplarını toplarken, gitmeden bana son bir bakış atıp göz kırpmıştı. İster istemez gülümsemiştim, buna engel olamıyorum.
Telefonuma gelen mesajla titreten telefonumu cebimden çıkartıp avuçlarımın içine aldım. Mesaj atan Özgür'dü.
Gönderen; Sevgilim (Yeşil kalp emojisi)
- Bu akşam arkadaşlarla barda buluşacağız, gelmek ister misin? Ayrıca annemler seninle tanışmak istiyorlar, yarın akşam uygun mu?

Ne! Anneleri benimle tanışmak mı istiyordu? Bir de yarın akşam mı? İyice telaş yapmıştım ama şimdi! Arkadaşlarıyla bara gideceklermiş ama, ben istemiyordum gitmeyi. Arkadaş çevresini pek tanımıyordum ve orada bulunup gergin bir şekilde oturmayı istemiyordum.
Hemen mesaj yazdım.
Gönderilen; Sevgilim ( Yeşil kalp emojisi)
- Bu akşam gelmek istemiyorum, ayrıca yarın akşam benim için uygun.

GÜNEŞTEN DAHA PARLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin