13. Bölüm

14 0 0
                                    

"Sensiz içime sinmiyor.."
____________________________________
Medya; Afra..
____________________________________
Bazen çıkmaza girdiğin anlar olur, ne yapacağını bilemediğin anlar.. Bazen her şeyin bir rüya olmasını istersin, uyanmak istersin ve hayat normale dönsün istersin. Hiçbir sorun olmasın, eski sakin yaşantın geri gelmiş olsun istersin. İnsanlar hep ister, ama gerçek olmayacak çok istek vardır hayatta..
Ben de öyle bir zamandaydım, öyle bir anı yaşıyordum işte.
Bir yanımda beş sene sonra karşılaştığım sevdiğim adam, diğer yanımda ondan bir parça olan kızım ve diğer yanımda ise Ercan.
Özgür hiç değişmemiş, hâlâ çok yakışıklı. Eskiden sakal bırakmazdı, şimdi belirgin sakalları var fakat çok uzun değil.
Ona yakışıyordu.
Masal.. Masal aynı Özgür'e benziyordu, benimle uzaktan yakından alakası yoktu. Onu gören herkes Özgür'ün kızı olduğunu anlardı.
"Anneciğim, babamla sana sürpriz yapalım dedik! Hoşuna gitti mi?"
Bakışlarımı Özgür'den çektim ve yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim.
"Evet bebeğim, çok hoşuma gitti."
Masal, Özgür'e baktı.
Özgür tebessüm etti.
Masal bakışlarını Özgür'den çekip bana çevirdi.
"Anne, bu abi kim? Arkadaşın mı?"
Bakışlarım Ercan'a kaydı. Gözlerini kapatıp açtı, bu destek olmak işaretiydi.
"Hayır kızım, müşteri." Baban demedim, demek ister miydim bilmiyorum ama demedim.
Gözlerini kısarak Özgür'e baktı.
"Bu abi bana çok benzemiyor mu, anneciğim?"
Hayır!
Çaktırmamam gerekiyor, of!
"Seninle akrabalığı bile yok bebeğim, nereden çıkarttın?"
Omuz silkti.
"Bana öyle geldi galiba."
Başımla onayladım.
"Hadi sen babanla arabaya git, ben de çantamı alıp geliyorum."
Masadaki diğer herkesin gözü bizdeydi.
Masal ve Ercan gittiğinde bakışlarım Özgür'ü buldu.
"Az önce verdiğim rahatsızlıktan dolayı kusura bakmayın." Dedim genel konuşarak ve devam ettim.
"Beni çağırmışsınız?"
Başıyla onayladı.
"Yemekler çok güzeldi." Dedi ve devam etti.
"Özlemişim.. Yani, yemeklerini."
Gözlerimi kıstım, birkaç saniye öyle baktıktan sonra koşarak içeriye girdim.
Çantamı alıp çıkacaktım ki odanın kapısı açıldı ve içeriye Özgür girdi.
"Çimen gözl..-" derken elimi kaldırdım.
"Buyurun, ne istemiştiniz?"
Acı çeker gibi bakıyordu yüzüme.
"Beş senedir seni arıyorum, Çimen gözlüm. Barış yerini bilmiyor, Merve benimle konuşmuyor. Beş sene boyunca, delirmemek için kendimi işe verdim hep. Beş senem seninle geçti, uyudum uyandım aklımda sen. Niye gittin, beni bir kere bile dinlemeden neden gittin de evlendin? Kızın da varmış, Ercan ve sen, yani sen artık sadece bana ait değil misin?" Elini yanağıma koydu, alnını alnıma yasladı ve ağladı.
Hayır Afra, affetmek yok, yumuşamak yok.
Sen bir yola çıktın ve dönmek yok.
Geriye doğru bir iki adım attım.
"Git, seni görmek ve senin sesini duymak istemiyorum. Git!" Bağırdım.
"Gidemem, seni bulmuşken bırakamam!"
Dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Ben artık başkasına aitim, başkasından çocuğum var. Bunun hiç mi önemi yok? Git."
Yalan, ben hep Özgür'e ait kaldım.
Gözyaşlarını gördüğümde, gözyaşından öpmek istedim.
"En çok bu canımı yakıyor ya, yeşil gözlüm. Sen bana aittin, evlenecektik, çocuklarımız olacaktı."
Dudaklarımı ıslattım.
"Ben seni dinlemek istemiyorum."
Odadan çıkacakken kolumu tuttu.
"Seni hâlâ çok seviyorum."
Kolumu çektiğim gibi odadan çıkıp lavaboya girdim ve tuttuğum gözyaşlarımı akıttım.
Neden çıktın ki karşıma? Neden!
Ağlamıştı, benim için ağlamıştı.
Ama beni aldatmıştı, hiçbir şey bu gerçeği değiştiremezdi.
Dinlemeli miydim onu?
Dinlesem ne olacaktı ki? Beş sene geçti, hiçbir şey düzelmeyecek. Biz Ercan'la evliliğimize devam edeceğiz, Özgür Masal'ı öğrense bile artık bizim için çok geçti.
Ama Özgür Masalı öğrenmeyecekti, öğrenmemeliydi.
Gözyaşlarımı silip, aynada kendime baktım ve akan rimelimi düzelttim.
Restorandan çıkarken Özgür'le göz göze geldik ama bakışlarımı hemen çektim ve dışarıda beni bekleyen arabaya bindim.
Ercan'la bakıştık ve hemen sonra bakışlarım Masal'a kaydı.
"Biraz yorgunum ama söyle bakalım, ne yapalım bugün?"
Anında gülümsedi.
"Lunapark'a gidelim mi?"
Başımla onayladım.
"Babası, kızın Lunapark'a gitmek istiyor."
Başıyla onayladı benim gibi.
"Hay hay, derhal."
Güldüm.
***
Üzerime geceliğimi giymiş ellerime krem sürüyordum ki Ercan odaya girdi.
Masal, Bugün Ercan'ın masal okumasını istemişti.
Yatağa oturduğunda ben de oturduğum sandalyede ona doğru çevirdim kendimi.
"Bugün benim için çok yorucuydu, beden ve ruh olarak." Dedim, yüzüm asılırken.
"Özgür'ün orada olduğundan haberin var mıydı?"
Kaşlarım çatılmıştı.
"Saçmalama, sizinle beraber ben de yeni görmüştüm. Beni çağırmış, ben de müşteri çağırdı diye gittim."
Başıyla onayladı.
"Biz arabaya bindikten sonra konuştunuz mu?"
Dudaklarımı ıslattım.
"Beş sene beni aramış hep, hiçbir şey sandığım gibi değilmiş. Beş sene boyunca gece gündüz hep aklında ben varmışım ve düşünmemek için kendini işe vermiş hep."
Başını ağır bir şekilde salladı.
"Sen ne dedin?"
Omuz silktim.
"Git dedim, seni bulmuşken bırakmam dedi. Başkasına aitim, başkasından çocuğum var dedim en çok canımı yakan bu zaten dedi, evlenecektik, çocuklarımız olacaktı dedi. Sonra da dinlemedim yanınıza geldim zaten."
Başıyla onayladı.
"Ne yapacaksın şimdi?"
Kaşlarımı çattım.
"Hiçbir şey? Sen ben ve Masal mutlu bir aileyiz, öyle olmaya da devam edecek."
Tek kaşını kaldırdı.
"Nasıl olacak o? Kalbin ve bedenin Özgür'e ait."
Derin bir nefes aldım.
"Beş senedir evliyiz, artık kalbim Özgür'e ait değil. Bedenim de olmayacak. Bugün evlilik yıldönümümüzü kutlamadık, sana evlilik yıldönümümüz için güzel bir hediye de alamadım ama, bu yıldönümünü hiç unutmayacaksın Ercan."
Yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına kapattım.
Pişman olmayacaktım.
Olsam da, karı kocaydık biz. Evet arkadaştık, ama karı kocaydık aslında. Bu yüzden artık gerçek olmalıydı.
Özgür'ü hayatımda istemiyordum, Ercan'la devam edecektim yoluma.
Dudaklarını çekti.
"Emin olmadığın bir şeyi yapmam."
Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Kalbim ona ait değil, bedenimden de izini silmek istiyorum." Yaklaştım ve yine öptüm.
"Emin misin?" Dedi, dudaklarını ayırarak.
Başımla onayladım.
"Eğer onu seviyor olsaydım, Bugün onu gördüğümde umutlanır ve sana bunları söylemezdim."
"Afra, eğer bir gün boşanırsak arkadaş olarak kalmayacağız biliyorsun değil mi? Bugüne kadar öyleydi, ama Bugün benim olursan, Bugün itibariyle sana bakışım da davranışlarım da değişir."
Bir şey demedim ve Ercan'ı kendime çekip dudaklarımızı birleştirdim.
***
İki Ay Sonra;
Arkamdan sarılan ellerle irkildim, sonra sarılan ellerin Ercan olduğunu anladığımda gülümsedim.
Çorbanın altını kapatıp olduğum yerde Ercan'a doğru döndüğümde beni tezgahla arasına daha çok sıkıştırıp dudaklarımı öptü.
"Hoşgeldin." Dedim, dudaklarımız ayrıldığında.
"Hoşbuldum, yeşilim."
Yutkundum, sonra ise gülümsemeye çalıştım.
"Sen üzerini değiştir, ben de masayı hazırlayayım?"
Başıyla onayladı.
"Masal nerede?"
Göz devirdim.
"Mervelere kalmaya gitti, Barışçığını özlemiş."
Tek kaşını kaldırdı.
"Masalın orada kalması doğru mu sence?"
Başımla onayladım.
"Merak etme, Barış bilmiyor gerçeği."
Omuz silkti.
"Olsun, Özgür arkadaşının evine gidebilir sonuçta?"
Yüzüm asılmıştı bir anda.
Ercan gülümsedi.
"Neyse bir şey olmaz, biz Bugün Masal yokken değerlendirsek mi acaba?" Dedi ve dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
Gülümsedim.
"Bilemiyorum."
Omuz silkti ve arkasını dönüp mutfaktan çıktı.
Ercan'la güzel anlaşıyorduk, karı kocaydık işte.
Gerçek bir karı koca..
Özgür'den;
Üzerime geçirdiğim gömleğimin düğmelerini ilikledikten sonra aşağı indim, dünden beri annemlerde kalıyordum ve bugün yemeğe Ceyda gelecekti.
Ceyda sevgilimdi, daha doğrusu şirkette çalışıyordu ve beni çok seviyordu. Sevdiğimden değil, Afra kendine yeni bir hayat kurmuştu ve ben de kurmak istiyordum. Bu sebeple Bugün Ceyda yemeğe gelecekti, annemler daha önceden tanışmıştı ama yine de çağırmıştım.
Zil çaldığında yardımcımız kapıyı açtı ve Ceyda içeriye girdi.
"Ben geldim!"
Hafiften tebessüm ettim.
"Hoşgeldin."
Yanıma gelip dudağımdan öpeceği sırada buna izin vermedim, yanağımdan öptü.
"Zümrüt anneciğim nasılsın?!"
Annem göz devirdi.
"İyiyim Ceyda, Hoşgeldin."
Ceyda içeriye geçerken annem yanıma geldi.
"Beni muhattap ettiğin kıza bak, Afra'yı istiyorum ben!"
Ah anneciğim, ben de.. demek isterdim ama diyemedim.

GÜNEŞTEN DAHA PARLAKWhere stories live. Discover now