14. Bölüm

18 0 0
                                    

"Ama arada,
Ara da,
Konuşalım."
____________________________________
Ercan'a her şeyi anlatmıştım, dün akşam olan biten her şeyi ve aldığım cevap ise 'ben sana söylemiştim, biz hep arkadaş olarak kalmalıydık.' Olmuştu. Haklıydı, biz artık gerçek karı-koca gibi davranıyorduk birbirimize ve dün akşam yaşananlar Ercan'ın canını yakmıştı. Ercan benim en yakın arkadaşımdı, onu üzmeyi hiç istemezdim ve tüm bu yaşanılanların da hiçbirinin olmasını istemezdim.
Olmuştu bir kere.. Bundan sonra neler yapacağımızı düşünmeliydik.
Ercan 'boşanacak mıyız?' Diye sorduğunda, hemen değil ama evet demiştim. Hiçbir şey dememişti, şu an evde yoktu ve Masal'la yalnızdık, önce ona her şeyi benim anlatmam gerekiyordu.
Derin bir nefes aldım ve aynadaki yansımama baktım, krem rengi uzun kollu bluzum ve kahverengi kalem pantolonumla klasik ve hoş gözüküyordum. Krem rengi stiletto üzerimdeki parçaları tamamlıyordu. Saçlarım düzleştirilmiş, makyaj ise sadece rimeldi.
Odamdan çıktığım gibi merdivenlerden aşağı indim, Masal çizgi film izliyordu.
Burukça gülümsedim.
Gerçek babasının Ercan olmadığını öğrendiğinde çok üzülmüştü, bir haftaya yakın düzelmemişti ama çocuk işte sonra geçmişti. Sonrasında gerçek babasını sormuştu ben de zamanı geldiğinde öğreneceksin ve o güne kadar sormayacaksın demiştim.
Bana kalsa yine öğrenmemeliydi, ama Özgür haklıydı.
Beni aldatmamıştı, ama aldatmış olsa da Masal ve Özgür kavuşmalıydılar.
Özgür kızından habersiz beş sene yaşamıştı, eminim ki bilse Ercan'la evlenmeme asla izin vermezdi.
Keşke diyorum, keşke çekip gitmeseydim ve gerçeği Özgür'e söyleseydim, onu dinleseydim her şey daha farklı olurdu belki.
Olan olmuştu ama, bundan sonrası önemliydi bizim için ve bundan sonrası güzel olmalıydı.
"Masal." Dedim, yanına oturmadan önce.
Bakışları beni bulduğunda yanına oturdum ve televizyonu kapattım.
"Seninle bir şey konuşmamız gerekiyor." Dedim ve boğazımı temizledim.
"Konuşalım anneciğim."
Tebessüm ettim.
"Gerçek babanı merak ediyor musun?"
Gözlerini kocaman açtı.
"Artık zamanı geldi mi?" Gülümsedi.
Başımla onayladım.
"Senden sakladığım için özür dilerim prensesim, aramızda sorunlar vardı ve bu yüzden doğduğun günden beri seni babandan uzak tuttum. Haksız yere tutmuşum, gerçeği öğrendim. Seni babandan kaçırdığım için beni affedebilecek misin?"
Ağladı.
Elimi yüzüne yaklaştırıp gözyaşlarını sildim.
"Çocuklar annelerine kızmaz ki anneciğim? Asıl bizi affetmesi gereken kişi gerçek babam değil mi? Onun affetmesi lazım, bizim değil."
Küçücük yaşına rağmen büyük insan gibiydi sözleri, gerçekten yaşına rağmen çok olgun bir kızım vardı.
"Affedilmesi gereken kişi biz değiliz yavrum, benim."
Minik avucunu yanağıma getirdi ve okşadı.
"Anneciğim, üzülme sen."
Yaklaştım ve saçını öptüm.
"Peki benim gerçek babam kim?"
Gülümsedim.
"Restoranda gördüğün, sonra da Barışçığında kalıyorken oraya gelen kişi var ya hani."
Gözlerini kıstı, bu onun düşünme şekliydi.
"Özgür abi benim babam mı?"
Başımla onayladım.
"Ben anlamıştım anneciğim biliyor musun, çünkü ben ona çok benziyorum."
Burukça gülümsedim.
Gerçekten çok benziyorlardı, hatta ikiz gibi diyebilirdim.
Gözleri doldu.
"Ama şimdi ne olacak, bir yanda üvey babam diğer yanda gerçek babam. Ben üvey babamı çok seviyorum, ama gerçek babamı da istiyorum. Biz bir aile olamayacak mıyız?"
Niye bu kadar her şeyi biliyordu ki, beş yaşındaki kızımın soruları karşısında dilim damağım kuruyordu.
Gözlerim doldu.
"Sen bunları düşünme, güzel kızım. Birazdan Özgür gelecek.." derken zil çalmıştı.
Kapıyı açmaya gittiğimde Masal gelmemişti.
"Hoşgeldin." Dedim, buruk bir tebessümle.
Başını belli belirsiz salladı.
"Masal'a anlattın mı?"
Başımı ağır bir şekilde aşağı yukarı salladım.
"Evet, seni bekliyor."
Gözleri parlamıştı.
İçeriye girdiğimizde Masal ayağa kalktı ve bir süre Özgür'e baktı.
"Sen şimdi benim gerçekten babam mısın?"
Özgür'e baktığımda gözleri dolmuştu, derin bir nefes aldım.
Suçluydum.
Ama bilmiyordum Özgür'ün suçsuz olduğunu, dinlemem gerekirken, Özgür ve Masal'ın birbirinden ayrı beş yılını çalmıştım.
"Evet, kızım." Masal koşarak Özgür'e gittiğinde Özgür de yere çökerek kollarını açtı ve sımsıkı sarıldılar.
Hıçkırarak ağlamaya başladım.
Özgür ve Masal birbirlerinden ayrıldıklarında Masal yanıma geldi ve gözyaşlarımı sildi.
"Neden ağlıyorsun, anneciğim?"
Dudaklarımı ıslattım ve Özgür'e baktım.
"Kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğim, suçsuz yere ikinizin beraber geçireceği beş yılınızı çaldım ben." Arkamı döndüğüm gibi odama gittim ve kendimi yatağa atıp ağlamaya devam ettim.
Bir süre sonra kapı açılma sesi duydum ve ayağa kalktım.
"Anneciğim, ağlama. Her şey çok güzel olacak.."
Tebessüm ettim ve bana sarılmasına izin verdim.
"Gerçekten güzel olur mu her şey?"
Bu soru, Özgür'e sorulmuştu.
Başıyla onayladı.
***
Restoranda işim bittikten sonra arabama atladım ve Ercan'ın anne ve babasına doğru yola çıktım. Ercan hastaneden çıkmıştı ve Masal'ı alıp oradan geçecekti. Muhtemelen şu an eve varmışlardı.
Çok gergindim, kendimi kötü hissediyordum. Ercan'ın anne ve babasını çok kırmış olacaktım, ama elimden başka bir şey gelmiyordu. Söylemek zorundaydım gerçeği, belki yıkılacaklardı ama yapacak bir şey yoktu.
Arabamı park ettikten sonra indim ve bahçeden içeriye girdim, tam zile basacaktım ki bahçe kapısı açıldı ve Ercan'la Masal bahçeye girdi.
"Anneciğim!"
Yere çöktüm ve kocaman sarıldım.
"Prensesim! Ben seni çok özlüyorum ama.." yanaklarına minik öpücük bıraktım.
Ayağa kalkıp Ercan'a da yaklaşıp sarıldım.
"Hadi girelim."

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Aug 05, 2020 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

GÜNEŞTEN DAHA PARLAKOnde histórias criam vida. Descubra agora