~Mektuplar~

573 46 24
                                    

Yazardan;

Taehyung umutsuzca bir kez daha bakındı etrafına. Son konuşmalarından beri 3 gün geçmişti ve Park Jimin'i bir kez bile görmemişti. Kendisinin de söylemek istediği şeyler vardı pembe saçlıya ama Park Jimin yoktu.

Telefonunu cebinden çıkardı ve bir kez daha mesaj attı pembe saçlıya. Ona böyle demek hoşuna gidiyordu. O gün tam tersini söylese de esasında Jimin'in pembe saçlı olması Taehyung'un hoşuna gitmişti.

Mesaj karşı tarafa gittiğinde yine aynı bildirim geldi Taehyung'a. 'Bu numara kullanılmamaktadır.'

Taehyung Jimin'in gittiğine gerçekten inanamıyordu. Jimin ne olursa olsun onun yanında olurdu her zaman. Hatta kendisinden nefret ettiğini düşünse de.

Taehyung inanmak istemiyordu. Pembe saçlı onu bırakmış olamazdı. Onlar birbirlerine, birbirlerini bırakmayacaklarına dair söz vermişlerdi. Halbuki kendisi haftalar önce onu bırakmıştı.

En sonunda hiç sevmediği numarayı tuşladı. Numara bir süre çaldıktan sonra açılmıştı. Karşıdaki çatlak ve kısık çıkan sesiyle "Alo" demişti.

Taehyung hızla konuya daldı. Beklemekten yorulmuştu artık.

"Jimin nerede?"

Karşıdaki bir süre cevap vermediğinde Taehyung tekrar konuşacaktı ki karşıdaki önce davrandı.

"Taehyung?"

Taehyung sinirle iç çekti. O çocuktan hoşlanmıyordu. Ama Jimin'e ulaşması için ona katlanması gerekiyordu.

"Evet, benim. Jimin nerede?"

Karşıdan garip sesler geldikten sonra çocuk tekrar çatlak çıkan sesiyle konuştu.

"Aradığın iyi oldu. Seninle konuşmam gerek. Ama telefondan olmaz, buluşalım."

Taehyung tekrar sinirle iç çekerek yumruklarını sıktı.

"İstemiyorum. Bana Jimin'in nerede olduğunu söylemen gerek."

Karşı taraftan anında cevap gelmişti.

"Söyleyeceğim ama önce benimle buluşman gerek."

Taehyung eliyle saçlarını karıştırdı. Pekala, sonunda Jimin'in nerede olduğunu öğrenecekse sorun değildi.

"Nerede buluşacağız?"

Karşı taraftan cevap geldiğinde Taehyung çantasını alarak hızla okuldan ayrıldı. Koşarak telefondaki çocuğun söylediği adrese gitti. Bir an önce Jimin'i görmek istiyordu. Söylemesi gereken çok önemli şeyler vardı.

Cafeye girdi ve bir masaya oturdu. Orada o çocuğun gelmesini kaç saat bekledi hatırlamıyordu ama sabrı gittikçe azalıyordu.

"Taehyung?"

Gözlerini çocuğa çevirip sinirle baktı.

"Jimin-"

Çocuk sandalyeyi çekip karşısına oturdu ve Taehyung'un sözünü kesti.

"Seninle konuşmaktan inan hiç haz etmiyorum ama bunları söylemem gerek."

Çocuk yanında duran çantasından birşey çıkardı ve Taehyung'a uzattı. Bunlar Jimin'in bahsettiği mektuplar mıydı? Gerçekten onu terk mi etmişti? Onu bırakıp gitmiş miydi?

"Bunları düzgünce oku. Bunları sana Jimin yazdı. Okumayı bitirdiğinde Jimin'in nerede olduğunu anlayacaksın."

Taehyung içindeki burkulmayla mektupları eline aldı. Onları okumak istemiyordu. Jimin'in kendisini bıraktığı gerçeğini kabullenmek de istemiyordu. Meleği onu bırakamazdı. Ama bilmiyordu ki Meleği çoktan melek olup annesinin yanına gitmişti.

Taehyung elindeki mektuplarla Cho'nun yanından ayrıldı ve evine gitti. Kendini koltuğuna atıp bir süre mektuplarla bakıştı. İçinde yazanların canını yakacağını biliyordu.

Zorla mektupları eline aldı ve ilk mektuptan okumaya başladı. Herşeyi en başından sonuna kadar okudu. Bazen gözleri doluyor bazen ise sinirle öyle birşey olmadığını söylüyordu. Ama hep söylediği birşey vardı o da hepsinin kendi hatası olduğuydu.

Birdahaki bölüm final ^^

Letters ➳ VminWhere stories live. Discover now