Gözümün tekini açarak nerede olduğumu kavramaya çalıştım. Tabi ya en son Chilyo ile uyuyordum.
Ellerimle gözlerimi ovarak ayağa kalktım. O hala uyuyordu
Pardon kendini kapatmıştı
Kıkırdayarak yanağına çok küçük bir öpücük kondurdum. Sonuçta kendini kapatmıştı öptüğüm için uyanmazdı değil mi?
Yanağına anında hücüm ederek peş peşe öpmeye başladım. Sadece test ediyorum da diyebilirdim
"Bu da ne ya?"
Bir kaç şey mırıldanırken öpmeye devam ettim. Eğlenceliydi
"Noluyor?"
Hala ne olduğunu anlayamamasıyla diğer yanağına uzun bir öpücük kondurdum.
"Yoongi yaaa~"
Mırıldanarak uykulu çıkan sesi bir bebeğin uyanmamak için ağlaması gibiydi ve ben şu an ona içimden fazlasıyla gülüyor, yanaklarını mıncırıyordum
Tatlı duruyordu
"Yoongi şunu yapmayı keser misin? Mümkünse akşama kadar kapalı kalmak istiyorum."
"Ama daha gezeceğiz."
"Öffff peki peki"
Bir kaç saniye içinde tamamiyle gözlerini açıp ayağa kalktı.
"Kahvaltı yaptıktan sonra korumalarla gezelim."
Kanada'nın neyi meşhurdu veya en çok neresi gezilirdi? Bu ülke hakkında hiç bir bilgim yoktu. Gelişigüzel kafamıza göre bir yerlere giderdik artık
"Yoongi, elini yüzünü yıka ben kahvaltıyı hazırlıyorum."
"Beni de bekle ben de yardım edeceğim"
"Pekala"
Hızlıca banyoya doğru koştum. Aceleyle elimi yüzümü yıkayarak banyodan çıktım. İlk defa kahvaltı hazırlayacaktım. Normalde canımın çektiği yemekleri hizmetliye söylerdim ve o da yapardı
Kısacası hazıra alışmıştım o yüzden burada olduğumuz süreç içerisinde bir kaç bilgi veyahut başka şeylerde öğrenmeliydim
Yan yana yürüyerek merdivenlerden indik. Camdan bakıldığında bile korumalar gözüküyordu. Çok fazlaydılar
Bu kadar kişiye gerek yoktu ama aşina olmadığımız yabancı bir şehirdeydik her an her şey olabilirdi
Mutfağa vararak önce Chilyo'nun yaptığı gibi buzdolabından eşyaları çıkarmaya başladım.
"Domatesleri ben keserim sen sadece getir götür yap."
Baş sallayarak elime tutuşturduğu kahvaltılıkları götürmeye başladım. Şimdi nerden canım çekti bilmiyorum ama yosun çorbası çok iyi giderdi.
Olsa da yesem
İçimden oflayarak eşyaları götürmeye devam ettim. Dışarı çıkacaktık birazdan o yüzden midemde boşluk bırakmalıydım
Yeni yemekler, yeni tadlar
Aradan fazla bir zaman geçmeden çoktan masayı donatmıştık. Eh kim yardım etmişti?
"Sen gelmiyor musun Chilyo?"
"Biliyorsun Yoongi"
Aklıma sonradan dank eden onun robot olduğu gerçeği ile kafamı eğdim. Unutabiliyordum
"Üzülme Yoongi belki bir gün beraber karşılıklı yemek yeriz."
"Söz mü?"
"Söz"
Gülümseyerek çokça emek verdiği masadan uzaklaştı. Onunda yemekleri tatmasını istiyordum. Tuzu, şekeri, her şeyi tatsın ve bilsin
Mesela dondurma yedirmek isterdim en çok ona ne kadar soğuk olursa olsun tadı dişlerimizi soğukluktan sızlamasının bile önüne geçiyordu.
Tadı güzel olan her şeyi ona tatdırmak istiyordum.
Belki de en çok tepkisini merak ediyordum
Kendi içimde düşüncelerime boğulurken yiyemediğimi fark ettim. O özenle hazırlamıştı ben ise her şeyi masaya yerleştirmiştim. Geçmiyordu işte boğazımdan
Elimdeki çatalı atarak ayağa kalktım. Buna bir çözüm bulmak istiyordum çünkü gerçekten o yiyemeyince benimde yiyesim gelmiyordu.
Bir kaç korumaya seslenerek kahvaltıya gelmelerini söyledim. En azından onlar yiyebilirdi
Saçlarımı gözlerimin önüne gelmemesi adına arkaya atarak Chilyo'nun odasına doğru ilerledim. Bundan sonra onun yanında yemek yemiyecektim. Ben yerken onun bakması kötüydü işte
"Gelebilir miyim noona?"
"Gel Yoongi"
Kapıyı biraz daha aralayarak içeri girdim. Yatağında oturmuş camdan dışarıyı izliyordu.
"Yoongi"
"Efendim Noona?"
"Şu korumanın elinde tuttuğu nedir? Sürekli telefonu havaya kaldırarak poz veriyor. Ne yapıyor o?"
İçimden saflığına biraz hayran kalırken ona telefonu açıkladım. 21.yüzyıldaydık ve şimdilerde bebek yaştaki çocuklar bile telefonla akıl almayacak şeyler yapıyordu
Teknoloji devriydi işte,tabi bende bu nesile dahildim. Farklı olarak telefonu sadece müzik için kullanırdım belkide arada internetten basketbol hareketlerine bakardım.
"Bende kullanabilir miyim onlardan?"
Baş salladım, sanırım ilk istikametimiz güzel bir telefon almak olacaktı
"Yoongi sana bir şey daha sorabilir miyim?"
"Sor tabiki"
"İçimde bir şey olmuş gibi hissediyorum. Nasıl desem telefonu alacağımızı duyduğumdan beri içimde gereksiz bir his oluşuyor."
Heyecan dedim kısaca
Bir robotun hisleri olması ne kadar doğruydu? Aslında biraz kafam karışıktı bu konuda, kablolardan oluşmuş demirden bir robottu
Nasıl hisleri oluyordu bilmiyordum ama teknoloji diyip geçiyordum. Programlanan yazıcısında belki oluyordu hisleri bilmiyordum ama öğrendiğim an bir kaç değişiklik yapacaktım.
Hemde bizi etkileyecek bir kaç değişiklik...
"Bu hissin dinmesi için ne yapmalıyım peki?"
Güldüm. Gerçekten kendimi bir bebekle konuşuyormuşum gibi hissettiriyordu.
"Telefonu alırsak heyecanın dinebilir sanırım"
"Öyleyse hadi alalım çabuk"
"Şimdi olmaz"
"Neden?"
"Korumalar daha yeni kahvaltı ediyor ayrıca saat daha erken, öğlene doğru gidebiliriz. O zamana kadar benim telefonumla oynayabilirsin."
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten"
El çırparak kolumdan sürüklemeye başladı. Tanrım...şu an çok tatlı görünüyordu
"Hadi çabuk ol Yoongi o aleti çabucak kullanmak istiyorum."
Yine güldüm, masumdu benim masum nooamdı
Abla deme lazım olur sjsjsjsjdjdj
Eee bölüm nasıldı?
Final yaklaşıyor yaw bende diyorumki o yüzden bir aksiyon yaratsamda kitap uzasa ne dersiniz?
Bu arada Chilyo ile Yoongi belirli bir zaman sürecinden geçtikten sonra direk yıl atlayacağım bu da benden size spoi olsun. Hadi yine iyisiniz:) sjsjsjsjjs
Şimdiden ship ismi bulmaya başlayalım. Fikirler gelsin bakem
Ay çok konuştum ya sjsjsjsjs bir sonraki bölümde görüşürük aşkuşlarım sizleri seviyorum. Yanaklarını kollayın hepinizi öptüm 💋💜
YOU ARE READING
I'm Robot✔
Fanfiction*Boktan bir kitap. HAYRANKURGUDAİLK5VAYAQ Min Yoongi daha 14 yaşındayken intihara kalkıştı derdini kimseye söyleyemez iken Ailesi onun kötü yola düştüğünü zannediyordu halbuki intihar nedeni kendi ebeveynleriydi Uyuyamıyordu ilgisizlikten çünkü anne...