36.Bölüm

268 47 43
                                    

Medya nedensizce hoşuma gitti. Bölümlerdeki medyalardan en sevdiğim bu olabilir sanırım

Yorum yapın yorum yoksa bölüm mölüm yok he

İyi okumalar efenim~

Chilyo'dan devam

Bana itirafının ardından öylece gitmişti. Şimdi ise arkamızdaki korna sesleri bir yana Yoongi bir yana her şey üstüme geliyordu.

Eğleneceğimiz günde olmak zorunda mıydı tüm bunlar?

İçimden biraz da olsa kendime destek verdikten sonra şöför koltuğuna oturdum. Yapabilirdim sonuçta değil mi?

Mekanizma mekanizmayı çekerdi

Taedong'u hatırladım sonra

Ona arabayı sorduğum anı

Onun gibi yaparak ayağını öndeki adının ne olduğunu bilmediği pedallara koydu.

Önce sağ tarafa basmasıyla araba öne doğru gitti. Demek ki bu gazdı diğeride fren oluyordu

Gaza basarak dümdüz ilerlemeye başladı.Araba gidiyordu

Sevinçle güldü

Ama tek bildiği fren ve gazdı

Yolların boş olmasıyla biraz daha gaza bastı. İyi gidiyorlardı şimdiye kadar

Kaza da yapmamıştı

"Chilyo napıyorsun sürmeyi bırak. Kaza yapabiliriz!"

"Sürebiliyorum Yoongi emin ol ölmeyeceğiz."

"Chilyo bırakmalısın lütfen"

"Peki"

Direksiyonu sağ tarafa çevirerek kaldırıma yamuk bir şekilde park etti. İlk kez araba kullanan biri için gayet iyi bir deneyimdi

"Yoongi telefondan yardım için birilerini arayabilir miyiz?"

"Arayabiliriz. Polisi arayalım en iyisi"

Yoongi telefonunu çıkartırken ben de kendiminkini çıkartacaktım ama ne olduğunu yeni öğrendiğim kart yoktu içinde,o yüzden aramam imkansızdı

(Kız mal polisi aramak için sim kartına gerek yok. Acil numaralardan ara işte. Bunun kadar cahil birisini görmedim tch tch tch sjsjsjsjsjsjjs)

Bir kaç dakika içinde Yoongi aramıştı ancak ingilizce bilmediğimiz için bir şey diyememiştik. Tek dediği koca bir HELP olmuştu

Şu an ise etrafımızı polisler sarmış bizi arabaya götürüyorlardı. Kesinlikle çok saçma bir durumun içindeydik

Ellerimizi arkadan tutarak arabaya bindirdiler. Ancak Yoongi'yi farklı bir arabaya beni de farklı bir arabaya

Korkuyordum

Bilmediğimiz bu şehirde hapislerde çürümek istemiyordum

Enerjim biterse ne olacaktı?

Ne kadar süreç geçti bilmiyordum ama bana gören yıllar sürmüştü resmen

O adamı yani robotu bulduğumda bizi bıraktığı için pişman edecektim!

Onun yüzünden başımıza bunlar gelmişti

"Telefonumu kullanabilir miyim?"

Cebimden çıkarıp alırdım ama buradaki polisler kötü kötü baktığı için çekiniyordum

"Telefon yani te-le-fon anlayabiliyor musunuz beni?"

Anlamaz gözlerle bana bakan adama karşı cebimden telefonu çıkardım.

"Telefon diyorum kullanayım mı?"

Biz Kanada'daydık tabi ya!

Google'a girip çevirmeni kullanacakken telefonu camdan aşağı atması saniyeleri almıştı

Hadi ama!

Pis ahmak herif!

İçimden ona türlü türlü sayarken araba durdu. Sanırım gelmiştik

Yine aynı şekilde bileklerimden tutarak dışarı çıkardı. Canım acımıyordu ama bir bayanın kolu böyle kabaca tutulmazdı. Benim yerimde başkası olsa heralde kolu kırılmıştı şimdiye kadar

Yoongi'de benimle eş zamanlı çıkarılırken kocaman gülümsedim ona,en azından güvende olduğunu hissetmeliydi

Sonuçta polisler bizi öldüremezdi ya

Merdivenlerden sanki biz seri katilmişizde onlarca kişinin canını almışız gibi davranarak sert bir biçimde çıkardılar.

Ayrıca gözlerimizin içine kinle bakıyorlardı

Ne oluyordu burada? Neler dönüyordu? Korece bilen yok muydu?

Üzerlerimizi aradıktan sonra hemen sorgu odası olduğunu tahmin ettiğim yere çöpmüşçesine fırlattı beni

Gerçekten ama gerçekten fazla kabaydılar!

Yerden kalkarak gözleriyle işaret ettiği sandalyeye oturdum. Çok korkunç gözüküyordu etraf

Sadece kafamın üstündeki küçük lamba koskocaman odayı aydınlatıyordı. Önümde bana kinle bakan adamı görüyordum yalnız

Bu öfke ve bu nefret neydi?

Ne yapmıştık biz?

Robot olduğumu mu öğrenmişlerdi?

Öğrenseler bile neden nefretle bakarlardı ki?

Ellerimi kelepçeledikten sonra birşeyler demeye başladı. Ne diyordu acaba? Kesin bana küfür ediyordu

"Beyefendi lütfen korece bilen birini çağırabilir misiniz?"

Polisin bana bakan o anlamaz gözlerini oyacağım yakında o olacak!

Odanın siyah çelik kapısı açılırken içeri yakışıklı bir erkek girdi. Umarım bu adam beni buradan çıkartacak kişi olurdu

"Merhabalar ben kısaca Suho"

Elindeki evraklarla yanıma geldi. Evet,sanırım kurtulacaktım

"Sizi çocuk kaçırmakla suçluyorlar."

"Ne,nasıl?"

"Kardeşin ihbarda yardım istemiş ve geldiklerinde seni yanında görünce suçluyu sen olarak görmüşler sanırım,birde ingilizce bilmediğiniz için sizi anlayamadılar. Tamamiyle yanlış anlaşılma sonucu buradasınız yani"

Buraya geleli 1 gün bile olmuyordu ama başımıza gelenlere bak!

Bela çekiyoruz resmen!

"Sorunu halletmemiz 2 veya 3 saat sürebilir. O süreçte nezarethanede kalabilirsiniz."

"Yoongi yani kardeşim?"

"Merak etmeyin kendisi benimle kalacak o süreç içersinde yani güvende"

"Teşekkür ederim Bay Suho"

Gülümsemesine karşılık bende gülümsedim. İşler yoluna giriyor gibi gözüküyordu

Ellerimdeki kelepçeyle yine götürmeye başladılar. Sıkıcı nezarethaneye gidiyordum

Kapıdan çıkarken Yoongi ile karşılaştım. Yanından geçerken gülümsedim,bu kötü durumda kötü hissetsin istemiyordum. 'Kurtulacağız' diye dudaklarımı oynattım. İyi olacaktık

Bir kaç adım attıktan sonra beni götüren adam kulağıma fısıldadı.

"Seni sevgiline götüreceğim."

Benim sevgilim yoktu ki!

Rahat 1 günümüz bile geçmiyordu yakında gerçekten delirecektim!

Suhoaşkımda geldi. Yakuqusuklum avukat oldu sjsjsjsjjsjs

Bölüm nasıldı?

Kitap ile ilgili düşünceleriniz neler?

Bir sonraki bölümde görüşürük aşkuşlarım sizleri seviyorum~💜






I'm Robot✔Where stories live. Discover now