13

2.9K 246 95
                                    

"Öyle güzeldi ki Georgie!"

George yemeğe odaklanmışken ikizini sessizce dinliyordu.

"Ona Han'la olan her şeyi anlattım"

"Peki ne tepki verdi?"

"İlk önce yine Han'ı korumaya çalışır sandım. Gerçi o olayda korunacak bir tarafı yoktu ama, Neyse...Ama beklediğim gibi olmadı. Hatta birden ağlamaya başladı ve benden özür di- Sonra anlatırım geliyorlar"

Jade ve Angelina çoktan kahvaltı için büyük salona gelmiş arkadaşlarının yanına oturdular. Fred Jade'i görür görmez yüzündeki mutluluğu hemen fark etmişti.

"Günaydın çocuklar"

"Günaydın Jade. Bu gün fazla mutlusun hm?"

"Şey b-ben...Aslında her zamanki halim bu George"

"Hmhm"

George kesinlikle inanmamıştı. Dün yatağına mutlu girenin sadece Fred olmadığını anlamıştı.

Jade kahvaltısını yaparken birden omzuna dokunan elle irkildi ve hızla arkasına döndü. 

"Günaydın Jade"

"Günaydın Han"

"Şey...biraz konuşabilir miyiz?"

Jade kısa bir süre ona şaşkınca baktıktan sonra tepkisini ölçmek için göz ucuyla Fred'e baktı. Tabi ki Han'ın bu teklifinden dolayı pek de memnun görünmüyordu.

"O-olur sanırım"

Jade yavaşça oturduğu yerden kalktı ve Han'ın peşinden büyük salondan ayrıldı. Diğerleri ise onların arkasından bakakaldı.

"Sizce ne konuşacaklar?"

"Hiçbir fikrim yok"

"Belki de hakkında atılan iddialarla ilgili konuşacaktır. Onun animagus olduğunu düşünenler çoğalmaya başladı"

"Olabilir"

"Bence bunu öğrenebiliriz"

"Ne? Nasıl?"

"Siz onların yanına gidin. Ben hemen dönerim"

Angelina ve George Fred'i başlarıyla onayladıktan sonra hemen Jade ve Han'ı takip etmeye başladılar. Fred ise hızla yatakhaneye çıkıp George'la gelecekte açmayı planladıkları şaka dükkanı için hazırladıkları ilk şaka malzemesini alıp hızla odadan çıktı.

Angelina ve George boş koridorda konuşan Jade ve Han'ı duvarın arkasına saklanış izliyorlardı. Fazla uzakta oldukları için onları duymak imkansız gibi bir şeydi. Kısa bir süre sonra yanlarına gelen Fred hızla uzayan kulağın bir tekini dikkatlice Jade ve Han'ın yanına yaklaştırdı. Şimdi onları gayet rahat bir şekilde duyuyorlardı.

"Jade bak öncelikle...Animagus ben değilim. Cidden! Hem ben zaten kedilerden korkarım kediye dönüşmem çok saçma olur"

"Biliyorum Han. Yani sen olmadığını..."

"Cidden mi? İyi ama nerden biliyorsun?"

"Çünkü o kişiyi tanıyorum. Ama ısrar etme. Söyleyemem"

"Peki..."

İkisi de bir süre sessiz kaldıktan sonra Han devam etti.

"Jade bak aslında buraya seni başka bir şey konuşmak için çağırdım ve...aslında bunu sana söylemeli miyim bilmiyorum"

"Çekinmene gerek yok Han"

Han onu başıyla onayladı. Tam anlatmak için derin bir nefes almıştı ki duvarın arkasında bir çift ayak görmsiyle başlayamadan sustu.

"Jade...Sanırım şey..."

Gözüyle duvarı işaret etti. Jade o tarafa döndüğünde bunun Angelina olduğunu hemen anladı. Odadan çıkarken ayakkabılarına dikkatli bakmıştı. Yavaş adımlarla o tarafa ilerlerken daha sonra da uzayan kulağı gördü.

"Siz üçünüz burada ne yapıyorsunuz acaba?"

"Jade şey b-biz...Hepsi Fred'in fikriydi!"

"Ne?! Saçmalama Angelina!"

Jade üçüne de sabır dilercesine bakıyordu.

"Beni büyük salonda bekleyin tamam mı? Döndüğümde size her şeyi anlatacağım"

Üçü de onu başıyla onayladıktan sonra yavaş adımlarla oradan uzaklaştılar. Jade onların gittiğini görünce tekrar Han'ın yanına gitti.

"Üzgünüm Han. Devam et lütfen"

"Jade b-ben...Bak sen her zaman harika bir arkadaştın. Ama ben seni hiçbir zaman arkadaş olarak göremedim. Özür dilerim Jade..."

Jade ne diyeceğini bilmiyordu. Tabi ki de Fred'in dün anlattıklarından sonra ondan epey bir soğumuştu ama yine de kalbini kırmak istmeiyordu. Özellikle bu konuda...

"Han ş-şey..."

"Başkasından hoşlanıyorsun biliyorum ama...Yine de sadece içimde kalmasını istemedim"

"Bunu nereden biliyorsun?!"

"Fred Weasley, değil mi? Ona olan bakışların kesinlikle benimkilerle aynı değil"

Jade belli belirsiz gülümsedi.

"Merak etme seni rahatsız edecek hiçbirşey yapmam. Dediğim gibi sadece artık içimde kalmasını istemedim. Sadece arkadaş kalalım, olur mu?"

"Şey...p-peki olur, tamam"

Jade tekrar ortak salona gelip masaya oturduğunda sabahki mutlu halinden eser yoktu. Tam anlamıyla ruh gibiydi. Etrafa boş gözlerle bakıyor, olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu.

"Ne oldu Jade? Anlatsana-! Bir saniye...Sen iyi misin?"

"Jade? Han ters birşey mi söyledi?"

Jade birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve boğazını temizleyip kendine geldi.

"H-hayır sadece...Animagusun o olmadığını falan söyledi işte..."

"Sadece bu mu?"

"Evet. S-sadece bu"

"Jade..."

Jade Angelina'nın tehditkar bakışlarına maruz kalınca pes etti.

"Tamam! Han...Benden hoşlandığını söyledi. Lütfen çok tepki gösterme-"

"NE?!"

Fred'in kopardığı gürültüyle salondaki herkes biden ona odaklandı.

Bu aralar sık bölüm yazamıyorum memlekette olduğumuzdan dolayı sürekli biryerlere gidiyoruz bilgisayarın başına hiç oturamıyorum kusura bakmayın :')

Bu arada...bu aralar Han'ı kötü karakter yaptığım için kendime sövmeye başladım ve sanırım Han'ı iyi yapmadan kitabı bitirmeyeceğim hihi

𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Where stories live. Discover now