18

2.9K 230 222
                                    

Fred önceden çekmecesine tıktığı parşömenleri çantasına attı ve odasından hızlıca çıktı. Arkadaşlarıyla kütüphanede Profesör Snape'in verdiği ödevleri yapacaklardı. İkizi Angelina'yla çoktan gitmişti lakin kendisi yine geç kalmıştı.

Kütüphanenin olduğu koridora girdiğinde aynı zamanda cebindeki krakerlerden ağzına atıyordu. Tam kapının önüne gelmişti ki kütüphaneden çıkan Blair'la karşılaştı.

"Freddie? Kaç gündür yoksun. Bir sorum yok değil mi tatlım?"

Fred ağzındaki son krakeri de yutup ciddi bir hal aldı.

"Blair. Bana aşk iksiri verdiğini biliyorum"

Blair birden gözlerini kocaman açtı.

"Fred, b-ben...Bak, açıklayabilir-"

"Gerek yok! Jade'den hoşlandığımı ve asla seni sevmeyeceğimi biliyordun. Bunun için yaptın!"

Blair birden ağlamaya başladı.

"Evet! Seni çok sevdim! Senin de beni sevmeni bekledim! Jade'e göre daha çekiciydim! Ama senin gözün ondan başkasını görmüyordu!"

Fred sessiz kaldı. Her ne kadar ondan nefret etse de yine de çok ağır şeyler söylemek istemiyordu. Derin bir şekilde nefes verdikten sonra hızlı adımlarla kütüphaneye girdi.

Angelina duydukları karşısında şoka uğramıştı. İçinden keşke Jade'de duysaydı diye geçirdi.
Fred'in kütüphaneye doğru yaklaştığını görünce hızlıca ondan önce içeriye girdi ve hala ödevini hazırlamaya çalışan Jade'in yanına oturdu.

Jade yüzündeki kocaman sırıtışıyla yanına gelen arkadaşına şaşkınca baktı.

"Angelina?"

"Evet?"

"Neden bu kadar mutlusun? Tuvalete giderken yolda para falan mı buldun?"

"Mutlu mu? Ben mi? Pff~ Jade her zamanki halim"

Jade ona alay edercesine baktıktan sonra tekrar kitabına döndü.

"Selam çocuklar"

Jade duyduğu tanıdık sesle bakışlarını o tarafa çevirdi.

"Selam Fred"

Fred çantasını masaya bırakıp ikizinin yanına oturdu. Ödev için gerekli kitapları çıkarırken Jade'e kısa bir bakış attı ve hafifçe gülümsedi. Hala onu izleyen Jade'de gülümseyerek karşılık verdikten sonra kızarıp tekrar kitabına gömüldü.

Profesör Snape'in öldürücü bakışlarına maruz kalan sınıf sessice ve korku dolu gözlerle ona bakıyordu. Birisi birşey yapmıştı, orası kesindi. Ama kimin ne yaptığını kimse bilmiyordu.

Profesör Snape elinde tuttuğu parşömeni açıp tek kaşını kaldırdı ve sesli bir şekilde okumaya başladı.

"Dans çalışmasında beraber dans ettik ve bence harikaydık. Acaba baloda da benimle dans etmek ister misin? Yani...baloya beraber gitmek ister misin Jade?"

Fred ve Jade duydukları karşısında utançtan kıpkırmızı oldular.

Profesör Snape parşömeni elinde top haline getirdikten sonra hızlı adımlarla Fred'in sırasının önüne ilerledi.

"Bu saçmalığı açıklayabilecek misiniz Bay Weasley?"

"Şey, b-ben..."

"Ben de öyle düşünmüştüm"

Parşömeni Fred'in sırasına sertçe koydu.

"Umarım bundan sonra ödevinizi yazdığınız parşömeni iyice kontrol edersiniz Bay Weasley. Sorumsuz davranışınızdan dolayı Gryffindor 30 puan kaybedecek ve...Hafta sonu yapılacak olan geziye gitmek yerine kütüphanedeki iksir kitaplarını düzenleyeceksiniz. Cezalısınız!"

Profesör bakışlarını Fred'den ayırıp Jade'e döndü.

"İkiniz de"

Jade duyduğu şeyle oturduğu yerde dikleşti.

"A-ama profesör ben bir hatam olduğunu sanmıyor-"

"GRYFFİNDOR'DAN 20 PUAN DAHA!"

Profesör Snape tekrar masasına ilerleyip öğrencilere döndü.

"Birşey mi dediniz Bayan Wilson? Tekrar eder misiniz?"

Jade sessiz kaldı. O an bir kez daha Profesör Snape'den ne kadar nefret ettiğini hatırladı.

Snape'den nefret edenler??
Aslında ben severim ama neden böyle gıcık yaptım bilmiyorum kdşsmdşcmxşms

𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin