20

2.9K 224 180
                                    

Angelina üzerini giyindikten sonra aynasının karşısına geçti. Saçlarını güzelce tarayıp yukarıdan at kuyruğu yaparken Jade'in aynadaki yansımasına kısa bir bakış attı. Arkadaşı yatağına uzanmış, boynundaki kolyeyle oynuyordu. Bir an kütüphanede duyduklarını hatırladı. Jade'e söylemeyi çok istiyordu ama bunları Fred'den duymasını istiyordu.

"Bence artık ona söylemelisin Jade"

Jade birden kolyeyle oynamayı bıraktı ve bakışlarını arkadaşına çevirdi.

"Olmaz"

"İyi ama neden?"

"Onunla arkadaşız Angelina. Seni nasıl görüyorsa beni de öyle görüyor"

"Yanılıyorsun"

"Hayı-"

"Onunla bir türlü George'la ya da benimle olduğun gibi yakınlaşamıyorsun. O da öyle...Sürekli birbirinizden çekiniyorsunuz"

Jade sessiz kaldı. Kendisinin çekindiği doğruydu lakin Fred'in hislerini tahmin etmek çok zordu.

"Konu Han olunca sürekli kavga ediyorsunuz, neden? Çünkü seni Han'dan kıskanıyor"

"Hayır. Farklı sebepleri var..."

"Ya öyle mi? Mesela ne?"

Jade yine sessiz kaldı. Bunu Angelina'ya söylememeliydi. Fred'e kimseye söylemeyeceğine dair söz vermişti.

"Balo'nun olduğu gün anlattıkların...Sence başkası aynı şeyi yapar mıydı? Jade..."

Bir süre duraksadıktan sonra devam etti.

"Bence Fred seni hiçbir zaman arkadaşı olarak görmedi"

"Görüşürüz çocuklar. Bizsiz çok eğlenmeyin tamam mı?"

George Jade'in bu dediğine gülerken arkadaşına sıkıca sarıldı.

"Söz veremeyeceğiz"

"George!"

"Tamam tamam"

Profesör McGonagall'ın çağırmasıyla Angelina ve George diğer öğrencilerle beraber okulun bahçesinden çıktılar. Jade ve Fred onların gidişini izledikten sonra okul binasına girdiler. Tam kütüphaneye gidecekleri sırada koridorun başında onları bekleyen Profesör Snape'le karşılaştılar.

"İyi günler. Sizi çoktan kütüphanede işe başlamışken görmeyi dilerdim ancak...Hala burada oyalanıyorsunuz"

"Özür dileriz Profesör. B-biz...Sadece arkadaşlarımızı uğurlamak istemiştik"

Profesör Snape belli belirsiz alaycı bir gülümseme attı.

"İkiniz de hemen kütüphaneye..."

İkisi de olumlu anlamda başını salladıktan sonra hızlı adımlarla kütüphaneye ilerlediler.

Masalarda bir ton kitap yığılıydı. Jade kütüphaneyi hiç bu kadar dağınık görmemişti. Profesör Snape'in bunu bilerek yaptığını düşünüyordu. Oflaya puflaya masaya ilerleyip kitaplardan bir deste aldıktan sonra konulara ve harf sırasına göre dizmeye başladı.

Fred kitapları yerleştirmeye devam ederken ara ara Jade'e bakıyordu. Kaşlarını çatmış bir şekilde hızlı hızlı işini yapıyordu. Ara sıra da Profesör Snape'e sövüyordu. Fred sevdiği kızın bu haline gülmeden edemedi.

"Merlin! Şu hayatta en nefret ettiğim insan olabilir! Ben niye cezalıyım ki?"

"Davetimi reddettiğin için. Profesör Snape bana acımış olmalı"

Jade kıkırdadı.

"Ama sinirliydim, ne yapabilirim?"

"Yani sinirli olmasan..."

"Evet. Davetini kabul ederdim"

Fred önündeki rafın diğer tarafında olan Jade'in kendisini görmeyeceğini bilse de kocaman gülümsedi.

Kısa bir aradan sonra tekrar işe koyuldular. İkisi de fazla sessizdi. Fred, Jade'le baş başa kalmayı seviyordu tabi ki ama bu sessizlik onu rahatsız etmeye başlamıştı.

"Fazla yakışıklı değilim, kabul ediyorum"

"Ne?"

"Han kadar popüler de değilim"

"Fred-"

"Sadece beni dinle, hiçbirşey söyleme..."

"Şey...peki"

Fred derin bir nefes aldı. Titreyen elleriyle kitapları yerleştirmeye devam ederken tekrar söze başladı.

"Romantik değilim, aşkta berbatım. Sadece masumca sevebilirim..."

Bir süre duraksadıktan sonra devam etti.

"Aşkı saçma bulduğunu biliyorum ama ben kesinlikle aynı fikirde değilim"

Jade hızla elindeki kitapları bırakıp kitaplığın diğer tarafına geçtiğinde Fred'in gözyaşlarının yavaşça yanaklarından süzüldüğünü fark etti.

"Sen bana çok farklı geliyorsun Jade...Y-yani...arkadaş gibi değil. Daha ötesinde duygular hissediyorum sana karşı. Ve..."

Fred eliyle gözyaşlarını sildikten sonra Derin bir şekilde nefes verdi.

"Neyse, unut gitsin"

Eheheh en güzel yerinde bölümü bitirmeyi severim :D

𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Where stories live. Discover now