25

2.4K 176 102
                                    

Şu manzara beni o kadar çok mutlu etti ki hepiniz iyi ki varsınız 😢

"Bay Weasley artık gitmeniz gerekiyor lütfen..."

Jade'in ağır bir affedilmez lanet mağruz kalmasının ardından 3 gün geçmişti lakin hala uyanmamış, üstüne üstlük kendini fazla sıktığı için vücudunda ve yüzünde morluklar çıkmıştı.

"Durumu daha da kötüye gidiyor, değil mi?"

"Hayır Bay Weasley bu gördüğünüz morluklar iyiye işaret. Bayan Wilson'ın çok iyi direndiğini gösteriyor. Yani fazla hasar almadı en kısa zamanda uyanacak"

Fred gitmek istemediğini belli eden bir ses çıkardıktan sonra yatakta hareketsiz yatan sevgilisinin elini tekrar tuttu.

"Hadi ama Fred. Derse girmeliyiz. Hem belki biz tekrar geldiğimizde uyanır, hm?"

Angelina ve George Fred'i zar zor ikna ettikten sonra sonunda derse girdiler. Ders çıkışı Fred yine revire gitmek isteyince bu sefer de George onu durdurdu.

"Dostum kaç gündür birşey yemiyorsun. İlk önce birşeyler yemeliyiz. Sakın itiraz etme!"

Daha sonra da ikizini kolundan tutup büyük salona sürükleyince üçü beraber akşam yemeği için büyük salona ilerlediler.

Fred büyük salona geldiğinden beri boş bakışlarla elindeki çatalla yemeğini karıştırıyor, Angelina ve George'un sohbetine bile dahil olmuyordu. Aklında sadece Jade vardı. Onu sabah en son gördüğünde berbat bir hali vardı.

"Fred? İyi misin?"

"Hmhm"

"Bana hiç öyle gelmiyor. Buraya geleli 1 saat oldu hala  yemeğine dokunmamışsın bile"

Fred çatalını önündeki köfteye batırdı ve ağzına götürdü.

"Bak, yiyorum"

Angelina ona burukça gülümseyerek baktı. Jade uyanmadan Fred'in asla iyi olmayacağını biliyordu.

Fred ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra çatalın bıraktı. Tam o sırada kapıdan giren tanıdık yüzle elini kaldırdı ve gelen kişiye seslendi.

"Han!"

Eliyle gelmesini işaret ettikten kısa bir süre sonra Han üçünün oturduğu masaya geldi ve Fred'in karşısına oturdu.

"Selam Fred. Şey, nasılsın?"

"Eh..."

Angelina Fred'e anlamsızca bakmaya başladı.

"Fred?"

"Evet?"

"Birşey sorabilir miyim?"

"Tabi"

"Han'la ne zamandan beri bu kadar yakınsın? Onun yüzünden Jade'le kavga bile etmiştin- Ah, üzgünüm Han. Senin yanında söylememem gerekiyordu san-"

"Önemli değil, biliyorum zaten"

Fred Angelina'ya tedirgince baktı. Artık ona da herşeyi anlatması gerekiyordu.

"Şey...Han'la geçmişten beri bir anlaşmazlığımız vardı ve, Han benden özür diledi. Birkaç gün önce..."

"Ne anlaşmazlığıymış bu?"

Fred derin bir nefes verdikten sonra Angelina'ya başından beri her şeyi anlatmaya başladı. Angelina onu sessizce dinledikten sonra kaşları çatık bir şekilde Fred'e baktı.

"Bunu neden daha önce anlatmayın?  Hepiniz biliyordunuz, değil mi?! Asıl sorun Jade neden bana anlatmadı?"

"Onu suçlama. Kimseye anlatmamasını ben söylemiştim"

Angelina bir süre duraksadıktan sonra tekrar devam etti.

"En son ben duyuyorum. Bu biraz can sıkıcı..."

"Üzgünüm Angelina"

Angelina birden gözlerini bir yere dikmiş şaşkınca bakarken Fred anlamsızca ona baktı.

"Ne? Affetmedin mi? Özür diledi-"

Fred büyük salonun tam girişinde bitkin bir halde ama hala gülümseyen Jade'i görünce bir süre olduğu yerde kalakaldı. Daha sonra yerinden hızla kalkıp kendisine doğru gelen Jade'e doğru koşmaya başladı ve sonunda yanına geldiğinde sıkıca ona sarılıp o mükemmel kokusunu içine çekti.

Jade dolu gözlerle kendisine sıkıca sarılan sevgilisine karşılık o da ona sarıldı. Fred'i gerçekten çok özlemişti. Özellikle de son yaşadığı şeylerden sonra ona bu denli sıkıca sarılmak ona terapi gibi gelmişti. Sonunda istemese de ayrılıp ellerini sevgilisinin yanaklarına koydu ve burukça gülümseyerek ona baktı.

"Seni çok özledim Fred..."

Fred kocaman gülümserken eliyle yanaklarından süzülen mutluluk gözyaşlarını sildi.

"Ben de seni"

Fred Jade'in önüne kendi tabağını da koyarken Jade çoktan kendi tabağını bitirmiş, Fred'in kendisine uzattığı tabağa geçmişti. Revirde yattığı zaman boyunca kurt gibi acıkmıştı. Fred sevgilisinin bu halini hem mutlulukla hem de hüzünle izliyordu. Yüzündeki morarıklar fazla ciddi bir hal almıştı çünkü...

"Merhaba Jade- Fred?! George?!"

Fred ve George aynı anda bu tanıdık sese bakınca uzun zamandır görüşmedikleri arkadaşlarını görmeyi beklemiyorlardı.

"Dora?! Merlin...Ne kadar da değişmişsin!"

Kızıl saçlı renkli gözlü bu sevimli kız gülümseyerek Fred'in yanına oturunca Jade ona şaşkın ama bir o kadar da kıskanç gözlerle baktı.

"Sen de çok değişmişsin Fred. Ee? Nasılsınız?"

"İyiyiz sen?"

"Ben de iyiyim. Jade'in yaşadıklarını duydum, onunla konuşmak için gelmiştim ama sizinle karşılaşacağımı hiç beklemezdim"

"Ah, Jade...sizi tanıştırmayı unuttum. Bu Isadora. Dora, bu da Jade. Kız arkadaşım"

Isadora şirince gülümseyip Jade'e elini uzattı.

"Memnun oldum Jade"

Jade sahte bir şekilde gülümseyip kendisine uzatılan eli sıktı.

"Ben de"

Jade hızla kızın elini tekrar bıraktıktan sonra çatık kaşlarla Fred'e döndü.

"Sanırım mideme bir bulantı girdi. Yatakhaneye çıkıp dinleneceğim. Siz sohbetinize devam edin"

Daha sonra da Fred'in birşey demesine izin vermeden hızla yerinden kalktı ve büyük salondan çıktı.

Fred Jade'in arkasından şaşkınca bakarken Han eğilip Fred'in kulağına fısıldadı.

"Revirden yeni çıktı, fazla hassas. Gidip onunla konuş dostum"

Fred hafifçe gülümseyerek Han'a hak verircesine başını salladı ve Jade'in peşinden büyük salondan çıktı.

Yeni karakter isadoralily_potter  bebeim içinn~ 😚

𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin