2. Bölüm

2K 172 7
                                    

620 yıl önce Iyasa kıtası birleşti ve İmparatorluk doğdu.

Brumayer ailesi, İmparatorluk ailesini iktidara yükselişlerinde destekledi ve İmparatorluğa kuruculuk derecesinde katkı olarak kabul edilecek bir başarı elde etti.

Ancak şimdiki statülerinin Kont olmasından anlaşılacağı üzere Brumayer'lerin şimdiki jenerasyonlarında güç eksikliği var.

Ama şimdi kızlarının Dük Reinhardt ile evlenmesiyle, İmparatorlukta ikinci statülüğü olan adamla, Brumayer'lar tekrardan ışığı görmeyi umdu.

'....Düşündüğüm buydu.'

Şimdiki durumu, akşam yemeğinde düşündüğünde Kont Brumayer pişman hissetti.

Masadaki aile şefinin 'bifteği' o kadar şahaneydi ki türünün tek örneği bile denebilirdi. Parlak bir şekilde parladı ama o elini bile süremedi.

Rose da durumları hakkında bunalımdaydı.

Gözlerini her kapattığında üç yıl önce ortaya çıktığı gibi parlayan Dük Reinhardt'ı görebiliyordu.

Iyasa kıtası tarihte ilk kez birleştiğinde, İmparatorluk o kadar çok gurur duydu ki bu adı korudu.

Sarayın kalbinde ilk ziyafet salonu hazırlandı.

Ziyafet salonuna giden koridorun tavanı ziyafet müdavimlerinin üstünde yükseldi.
Tavandaki karmaşık oymalar, kraliyet tarzındaydı ve altınla parlayan bir şekilde dekore edilmişti.

O tavanın altında Rose ilk defa Dük'le karşılaşmıştı.

'...Ah!'

Saçı o kadar siyahtı ki parlak koridorda dururken tüm ışığı yutuyormuş gibi göründü. Saçının altında uzak ve bağımsız görünen dünyanın en saf altınından gözleri vardı. Gözleri dar olmasına rağmen, erkeksi güzelliği gömleğinin ana hatları ve tabakalanmış kaslarla iyi eşleşmişti.

"Böyle bir dükün geçtiğine inanamıyorum..."

Rose çatalıyla bifteğe işkence edip yas tuttu.

Dük'ü hiç görmemiş olan kadınlar vardı ama söylenene göre onunla tanışan her kadın ona aşık olmuştu.

İmparatorluk'taki birkaç kılıç ustası "katiller" olarak adlandırılmıştı ama Dük diğerlerinin aksine bunları umursamazdı.

"Onun kalbini eritebileceğim konusunda kendime güveniyordum."

"Dük'ten bahsetmeyi kes! O hainin ünvanını bile kullanmamalıyız!"

Sessizce yiyen kontes çatalını tehdit edermiş gibi salatanın yanına koydu.

"Ama annnneeeeeeeee... bunların hiçbiri mantıklı değil? Batı denizinde bir barbar tarafından öldürüldü! Artı, savaş neredeyse bitmişti!"

"Ölümünde çeşitli durumlar vardı. Onu bırakmalıyız. Şu gayrimeşru çocuk sağolsun baban evlilik sözleşmesini atlatmayı başardı."

"Ahem!"

Kont boğazını temizlerken kasten konuşmaya girdi. Kontes ağzını peçeteyle sildi ve konuşmaya devam etti.

"Brumayer sayılan o aşağı orospunun bu kadar kullanışlı olabileceğini kim tahmin ederdi? Baştan aşağı o ilkel dansçıyı hatırlatıyor. Onun sözleşmeyi yerine getirmesiyle Dük'ün parasını İmparatorluk ailesine iade etmek zorunda kalmayacağız."

Laritte'nin Reinhardt Düklüğüne gönderilmesinin tek sebebi Brumayer'ların parayı tutmasına izin verilmesini istemeseydi.

"Bu doğru! Bir çukurda çürüyor olmalı, değil mi?"

When The Count's İllegitimate Daughter Gets Married [Novel Çeviri]Where stories live. Discover now