1.5

1K 159 98
                                    

jungkook:
konuşmamızın üzerinden tam tamına iki hafa geçti

sevgili yasağınız bugün itibariyle kalktı :D

artık resmen benimsin

rosé:
gün saymışsın resmen

ve evet sevgili yasağımız kalktığına göre bir ilişkiye başlayabiliriz

yani sanırım

jungkook:
artık ihtimal değil kesin cümleler kuruyoruz redsé

ikinci buluşmamız için hazır mısın

rosé:
bugünü bekledin dimi

yasağımız kalktığı gibi buluşma falan

jungkook:
tabiki bugünü bekledim

şimdi artık kapıyı açsan iyi olur

rosé:
buraya mı geldin

jungkook bizim yurda mı geldin??

jungkook:
zile basmamı istemiyorsan artık kapıyı aç lütfen

(22:34 ✓✓)

×

Gördüğüm mesajın gerçekliğini bünyem hala kavrayamamışken saniyeler içinde bedenimi odadan dışarıya atmıştım. Bir hafta önce eskisinden daha büyük bir yurda geçtiğimiz için herkesin kendine ait odası vardı.

Salondaki koltukta oturan Lalisa'yı gördüm. Jennie'de kucağında yatmış uyukluyordu. Jisoo unnie ortalıkta görünmüyordu. Birkaç adım atmışken elimde ki telefonu sıkıyordum. Lalisa beni görünce, "Chaeng gelsene, tek canım sıkılıyor." dediğinde gözlerimi büyüterek hızla yanına adımladım.

"Lili bana yardım etmen gerekiyor." Jennie'nin uyanmaması için fısıldayarak konuşmuştum. Lalisa kaşlarını kaldırarak dediğimi anlamaya çalıştığında yutkundum ve kapıyı gösterdim.

"Jungkook geldi."

Gözlerini büyülterek bana bakan Lalisa beni çok şaşırtmamıştı. Parmağını kaldırarak dizilerinin üzerinde yatan Jennie'yi gösterdiğinde tehlikenin farkında olduğumu belirterek başımı salladım.

Jennie, Jungkook'un geldiğini öğrenirse onu keserdi ama sadece onu değil onunla birlikte beni de keserdi. Bu saatte bu tehlikeyi kim göze alabilirdi ki? Menajerimiz hemen alt katımızdaydı.

"Biliyorum Lali zaten bu yüzden endişeliyim." Yutkundum ve temiz bir nefes alarak devam ettim. "Şimdi ben Jungkook'u içeri alacağım ve yarım saat içinde göndermeye çalışacağım. Hemen gitmeyeceğine eminim çünkü. Lütfen sende bu sırada Jennie'nin başında dur."

Lalisa tereddüt etmeden başını salladığında eğilerek yanağına dudaklarımı bastırdım. O sırada elimde tuttuğum telefonun gelen bildirim sesiyle hızla diklenmiştim.

Hızlı ve sessiz birkaç adımda kapının önüne geldiğimde son kez Lalisa'ya bakarak gülümsedim. Kapıyı açtığım gibi gördüğüm yüzle heyecanım katlanmıştı.

Yüzünde ki maskeyi aşağıya indirmiş kırmızı saçları gözümün önünde parlıyordu. Üzerinde her zamanki gibi siyahtan başka renk taşımıyordu. Ağzını araladığında konuşacağını anladığım gibi elimi kaldırıp hızla dudaklarının üzerine tuttum.

"Sakın ses çıkarma ve beni takip et." diye fısıltıyla uyardığımda başını salladı. Kafamdan da büyük botlarını çıkartıp eline aldığında geçmesi için yol verip sessizce kapıyı kapattım.

still with you Donde viven las historias. Descúbrelo ahora