1| Hodri Meydan!

348K 5.2K 3K
                                    

Hikaye geri döndü! Keyifli okumalar🤍

"Feride Hanım, karar verdiniz mi?"

Feride'yi dalıp gittiği hayallerden çekip alan şey mağaza görevlisinin sesi oldu.

"Sağdaki güzelmiş, onu seçelim." dedi babaannesi. Her zaman dik duran başıyla etrafa burada otorite benim diye adeta bağıran Sezen Saraçoğlu, Saraçoğlu holdingin sahibi. Hayatta onun için en önemli şey torunu Feride. Annesi ve babasının kaybından sonra biricik gözü gibi baktığı Feride'si.

"Bitti mi işimiz babaanne?" dedi Feride yüzünde kurtulmuş olmanın verdiği sevinçle.

Mezun olur olmaz babannesinin onun adına çizdiği hayat planında evlilik ve iş hayatına giriş vardı. Sezen Hanım torununu bu kadar şımartan kendisi olmasına rağmen bu durumdan sıkılmıştı. Feride yeni mezun olduğu halde kendisinin en üst mertebede görevi olmasını istiyordu. Fakat o işler öyle kolay değildi. Sezen Saraçoğlu bugün neye sahipse hepsini dişiyle tırnağıyla kazanmıştı ve şimdi torununun hiçbir şeyde hazıra konmasına müsaadesi yoktu. Yurtdışında en iyi okullarda işletme okuması bir şeyi değiştirmezdi, en alt mertebeden başlayacaktı çalışmaya.

Bir de evlilik konusu vardı ki o işi de yine bizzat kendisi düşünmüştü Sezen Hanım'ın. Feride artık 24 yaşına gelmişti. Hanzade'lerin torunu Erkan'dan başkası yakışmazdı torununun yanına. Bir hafta önce kendi aralarında bir nişan kıyılmıştı ve düğün de en kısa sürede olsun istiyordu.

Feride bugüne kadar hiçbir şeye ses çıkarmadığı gibi bu duruma da karışmıyordu. Öyle çok seviyordu ki ailesini, biliyordu ki onun için en iyisi neyse onu düşünüyorlardı. Fakat iş konusu cidden canını sıkıyordu. Asistan olarak başlayacaktı çalışmaya. O halde o kadar okulu boşuna mı okumuştu?

Arabaya bindiklerinde dudaklarını büzerek yan tarafa döndü. "Babaanne, ne olur bir daha düşün şu işi. Tamam direkt yönetim kurulu başkanı olayım demiyorum ama en azından asistan olmayayım."

"Bu konuda düşünelecek bir taraf yok Feride. Ben nasıl başladıysam bu işe sen de öyle başlayacaksın."

Kollarını göğsünde birleştirerek suratını astı yol boyunca. Saray bozması evlerine topluca giriş yaptıklarında odasına varması biraz uzun sürmüştü Feride'nin. Çok değil, amcası, yengesi, babaannesi ve kendisiyle dört kişiydiler hepi topu ama, Saraçoğullarına yakışacak koca bir yalıda yaşıyorlardı.

Odasına girip kendini yatağa attığı gibi birkaç gündür içindeki kıpır kıpır heyecan baş gösterdi yine. Evleneceği için değildi bu. Holdingde işe başlayacak olması demek, onu artık gizli saklı olmak zorunda olmadan istediğinde görebilecek olması demekti.

Arslan Karahanlı.

Varlığından haberdar bile olmadığı Feride'nin en derin, en tutkulu sırrı. Okulunu bitirip Türkiye'ye döndüğünde, yani bir ay önce amcasının yanına uğradığında görüp, bir daha aklından çıkaramadığı, sahipleri olduğu holdingin CEO'su. Amcasının değil de onun asistanı olmak için neler vermezdi ki!

Ah, aklına her gelişinde vücuduna yayılan ateş yine baş göstermişti işte. Onu her düşündüğünde gözlerinde canlanan heybeti, o uzun boyu, geniş gövdesi, kusursuz fiziği ve sert yüzüyle etrafa yaydığı enerji.

Dudaklarını ısırdığını fark ettiğinde aynı zamanda üzülmüştü de. Üç kez gitmişti holdinge, bir kere bile fark etmemişti onu. Zaten böyle bir şey imkansızdı. Feride de bunu biliyor, fakat yine de geceleri gördüğü muzip rüyalardan onun ismini haykırarak uyanmaya engel olamıyordu.

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Where stories live. Discover now