2| Akıllı Kız!

165K 4.3K 2.4K
                                    

Feride için ilk iş günü böyle zehir olmuştu. Birisi gelip ona görev tanımını yaparken dikkatini veremiyordu. Arslan Karahanlı kafasında çizdiğinden çok daha farklı biriydi. Ve ne kadar inkar etmeye çalışsa da daha arzu edilesi biri.

Günün geri kalanında çalışmaya başlarken bu durumdan bir tek kendisinin muzdarip olmadığını gördü. Ofisteki diğer kadınlar da etrafta bir oraya bir buraya yürüyüp emirler yağdırırken onu bambaşka yerlerde hayal etmeye çalışıyor, karşılarındaki keskin yüz hatları, kirli sakalları ve geniş göğsüne içli içli bakmadan duramıyorlardı.

Sabahki tartışmadan sonra Feride hala sinirliydi. Kimse, ama hiçkimse onunla böyle konuşmamıştı daha önce. Bir de işin kötü yanı babaannesine bu durumu şikayet de edemezdi. İçinden lanetler ede ede zar zor günü tamamladı ve mesaisi biter bitmez ofisten kaçtı.

Eve vardığında bütün akşam düşündü. Arslan'ın gözünde bugüne dek soyadı sayesinde her şeyi elde edebilmiş şımarık bir çocuktu demek. Aslında haksız sayılmazdı, fakat birini böylesine yargılamadan önce onun yaşadıkları hakkında her şeyi biliyor olması lazımdı.

Mesela Feride'nin bu güç, ihtişam ve zenginlik içinde yaşarken soyadının asla ona vadedemeyeceği annesi ve babası gibi bir eksikliği olduğunu. Ya da şımarık dediği kızın bugüne kadar onun hakkında onun yerine alınan her karara boyun eğdiğini. Gideceği okuldan giyeceği kıyafete ve hatta hayatını birleştireceği adama kadar bizzat onu ilgilendirip yine bizzat onun fikri dahi alınmadan seçilen şeyleri. Feride'nin tüm bunlara dayanmak için ciddiyeti sevmeyip şımarıklık dedikleri savunma mekanizmasını geliştirdiğini.

Çok değil, tek bir konuda kendi isteğini dile getirmişti. O da o kadar okulu okuduktan sonra işe istediği yerden başlayabilmekti. Ama madem bu da kabul edilmemişti, öyleyse elinden kabullenmekten başka bir şey gelmezdi.

Tüm ofise, özellikle Arslan Karahanlı'ya düşündükleri kişi olmadığını göstermeye yemin etti. Bu sinir bozucu adamı istemekten kendini alıkoyamayışının nasıl büyük bir sınav olacağından henüz habersizdi.

•••

"Arslan Bey, beni çağrmışsınız." diyerek odaya girdiğinde kimseyi göremedi. Fakat birden arkasında hissettiği koca bedenle göğsü hızla inip kalkmaya başladı.

Karnının üzerinde bir baskı hissedip Arslan'ın eli tarafından hızla sert bedenine yaslandığında ağzından ufak bir çığlık döküldü.

"Çağırdım." dedi adam kulağının tam dibinde fısıldarken. Birden kalçasındaki hareketliliği hissedince gözleri istmesizce kapanarak boynu yana eğildi.

"Halletmemiz gereken," diyerek kabarık pantolonunun önünü kalçasına bastırdı. "Ufak sayılamayacak bir problem var."

Dudakları boynunda gezinirken eli Feride'nn daha önce kendisinin bile dokunmaya çekindiği yere ulaştı. Aldığı bu küçük haz bile aklını başından alacak gibiyken Arslan'ın birden kendisini ters çevirmesiyle düştüğü boşlukla iyice yandı.

Elleri bu sefer belini sıkı sıkı kavrarken alevler içindeki gözbebekleri kendininkilere takıldı. Kollarının arasında ufacık kalmıştı, onun gücünü bu kadar yakından hissetmek içinde bir şeyler eriyip gidiyormuş gibi hissetmesine yetmişti.

"İyi bir öğrenci olup  bana yardım edecek misin?" dedi kafasını yana eğip. Dudakları istekle açılıp ona doğru çekilirken başını hevesle salladı. Açık ağzının arasından giren kalın başparmağını dudakları arasına hapsedip emerken bunu tamamen içgüdüsel olarak yapıyordu.

TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ