TENİ TENİME |Yeni Özel Bölüm|

26| Artık Patron Benim

"Ee, nereye gidiyoruz balayına?"

Arslan yan tarafındaki kıza sinirle bakıp bir sabır çekti. Yaptığı delilik yetmezmişcesine bir de keyifle şaka yapabiliyordu hanımefendi.

"Feride, şu an sinirlerim zaten feci halde bozuk, inan iyice bozmak istemezsin."

Feride yüzünden silemediği gülümsemesiyle şimdilik susmanın daha iyi olacağına karar verdi.

Arslan'la şehirin neredeyse dışındaydılar. Yol kenarında bir park alanı gördüğü an oraya girerek arabayı durdurdu.

"Neden durduk?"

Arslan el frenini çekip hızla çıktı dışarı. Diğer kapıya ulaşıp üzerindeki gelinlikle zor çıkan kıza yardım ederken mırıldandı.

"Şu üzerindekine daha fazla dayanamayacağım. Ben parçalamadan değiştir hemen."

Feride kaşındığını bilse de kollarını Arslan'ın boynuna dolayarak kulağına uzandı. "Parçalasana." dedi fısıltıyla.

"Ya sabır, yürü Feride."

Etraflarındaki kalabalıkta herkesin bakışlarını kızın üzerinde hissettiği an hemen elini kavrayarak hızla ilerlemeye başladı. Feride onun adımlarına zorla yetişemeye çabalıyordu.

İçeride ilk gördüğü birkaç parça kıyafeti eline tutuşturup kasada sıra beklerken Feride de elindeki atıştırmalıkları getirip önüne koydu.

Parasını ödedikten sonra Arslan ona kıyafetleri uzattı. "Git hemen değiştir şunu."

Kafasını sallayarak lavaboya ilerlediğinde etrafındaki kadınların şaşkın bakışları arasında utana sıkıla ilerledi. Zar zor üzerindekini çıkarıp rahat kıyafetleri giyerek dışarı çıktı.

"Ne yapayım bunu?"

Arslan arabanın ön tarafına yaslanmış telefonuyla uğraşırken Feride'nin birden gelinliği kucağında gelmesiyle hızla ilerledi yanına.

"Bıraksaydın ya orada, çeyizinde mi saklayacaksın?" diyerek sinirle çop konteynırının içine bastı lanet şeyi.

Feride uzanıp yanağına bir öpücük kondururken güldü. "Sadece senin için giydiğim gelinliği saklarım."

"Ne açıklama yapacaksın cidden çok merak ediyorum Feride." dedi Arslan derin bir nefes alıp aşağıdan kendisine bakan kızın belini sararak. "Bu yaptığının cezası çok fena olacak, farkındasın değil mi?" diyerek tehlikeli bir ses tonuyla ona doğru eğilmişti.

"Cezamı sabırsızlıkla bekliyorum."

Kızın ısırdığı dudağından bakışlarını zor kaçırarak arabaya geri bindi. Feride devam etti.

"Açıklayayım diyorum işte hemen, izin vermiyorsun ki."

"Daha önce de söylediğim gibi, araba kullanıyorum. Söyleyeceklerinin kalbime indireceğini tahmin ederek de kaza falan yapmak istemiyorum."

"Niye bu kadar abarttın anlamıyorum ki." diye mırıldandı Feride emniyet kemerini takarken. Fakat Arslan onu duymuştu. O an onun için ipler koptu sayılırdı.

"Neden mi bu kadar abarttım? Farkında mısın Feride, dünyanın bir ucundan sevdiğim kadının düğününe geldim ben bu sabah!"

"Ama diyorum işte mantıklı-"

"Kes Feride. Ne mantıklı açıklaması olacak bunun? Sana güvenip burada bırakıp gidiyorum, sen o herifle düğün planlıyorsun. Kaçacak olman hiçbir şeyi değiştirmez, ne geçti eline böyle yapınca, eğlendin mi herkesle oyun oynarken?"