✦ BÖLÜM 18 | VAKİT ✦

21.4K 938 553
                                    

Ben geldim!

Öncelikle lütfen burayı okumadan geçmeyin.Elimden geldiğince bölüm atmaya çalışıyorum.Sizinde yeni bölüm istemenizi anlıyorum.Fakat bazı yorumları okuduğumda "Günde 3 bölüm at." vb bir kaç yorum görüyorum.Robot değilim bende bir insanım.Ve bölüm yazmak,o kurguyu devam ettirmek sandığınız kadar kolay değil.Kendimi baskıda hissettiğim zamanda güzel yazamıyorum :) Sınırlar geçildiğinde ben zaten bölümleri atıyorum.Atmadığım zamanlar içinde kusura bakmayın.Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.

Sınırları hızlı geçiyorsunuz.İlginiz zaten beni çok mutlu ediyor.Kitap 100K oldu.Bunun içinde çok teşekkür ediyorum.1M olucağımız zamanlarında olucağına eminim :) Güzel bir bölümle geldim.Okumaya geçin.

İyi okumalar.

• • •

"Bu da neyin nesi?"

Kısa bir sessizlik.Gözlerim çok ama çok kısa bir an Ediz'e kaydı.Hande önümde öylece durmuş benden bir açıklama beklerken gergin değildim.Aksine oldukça rahat bir tavırla "Anlamadım?" diye bilmemezlikten geldim.

Gözleri tekrar kolyeye kaydı "Bu kolyenin sende ne işi var?" dediğinde kolyemdeki elini kibarca ittirip "Eda'nın hediyesi.Bir sorun mu var?" bu cümlem onu rahatlatmış gibi gözlerini yumdu ve kafasını yavaş yavaş iki yana sallayıp "Yanlış anlaşılma,kusura bakma."

Bir şey demedim.Aras arabasına doğru ilerlerken Hande de yerinden hareketlenmişti.Ediz'e baktığımda beni izlediğini gördüm.Tek kaşımı kaldırıp indirdim.Önüme dönüp Aras'ın arabasına doğru ilerledim.Aras çoktan arabayı çalıştırmıştı.

Aras camını açıp Ediz'e doğru "Benim arabayla gidelim." dediğinde Ediz ona ters ters bakmak dışında bir şey demeyip ön koltuğa yerleşti.Hande ile ben arkaya oturmuştuk.Şuan bu arabada bu insanlarla ne halt yediğimi bilmiyordum.Gözlerimi cama çevirip gideceğimiz yere kadar camdan dışarıyı izledim.En azından onlardan birazda olsa bağımsızdım.

Geldiğimizde hepimiz arabadan inmiştik.Aras arabanın anahtarını valeye verip yanımıza yanımıza geldi.Kapıdaki korumalar bizi görünce -daha doğrusu Ediz'i görünce- baş selamı verip yolu açmışlardı.

"Hoşgeldiniz Ediz bey."

Ediz bir şey demek yerine açtıkları yoldan geçip içeriye girdi.Bizde arkasından ilerlerken Aras'ın hemen dibimde bana baktığını gördüm.

"Rahatsız olduğun ya da sıkıldığın zaman söyle.Seni evine bırakırım."

Kafamı sallayıp teşekkür ettikten sonra içeri girmiştik.Bazen bu düşünceli tavırların gerçek olup olmadığını merak ediyordum.İçeriye girdiğimizde yüksek ses ve buram buram alkol kokusunun rahatsızlığın üzerimdeki etkisi şimdiden oluşmuştu.Dans eden bedenlerin arasından geçerken eve gitmek istiyordum.Burada olmam bile saçmaydı.

Yuvarlak masanın etrafındaki koltuğa oturduk.Aras benim yanımdayken,Arasın yanında Hande ve onun yanında ise Ediz vardı.Biz daha bir şey demeden masaya gelen içkilere baktım.

Yüksek gürültüden dolayı bağırarak konuşmak zorunda kalıyorduk.Aras "Buraya gelmemiz iyi oldu." dediğinde kafam gitgide karışıyordu.Ediz ve Aras dost mu düşman mı bazen belli olmuyordu.Gözlerimi yumup sıkıntılı bir nefes verdim.Ediz onu pek takmamış gözlerini elinde aldığı bardaktaki içkisinde gezdirmişti.

Teni Tenime Where stories live. Discover now