6.Bölüm

3.7K 191 29
                                    

Yeong'dan

Alarmın sesilyle gözlerimi açtım. Saat 05:30'u gösteriyordu sabah 05:30. Sanırım bu hayatımın en uzun zaman dilimine sahip işim olucak. Hemen kalkıp duş aldım yeni dolabımdaki yeni kıyafetlerimden bir kaç parça alıp giydim. Burası Jungkook'un yanlız kalmak istediğinde kullandığı eviydi, odalardan birini bana vermişti. İstediği zaman burda kalacaktım, istediği zaman ekip üyeleri ile beraber kaldığı evde kalacaktım. Dün gece yaptıkları iş toplantısı geç saatlere kadar sürmüştü. Hala ayılar gibi kış uykusuna uyumak gibi bir arzum olsada kazanacagım parayı hakkım ile kazanmak için çok çalışacaktım. Yani daha fazla bekleme yapma, tempo yeong.

Kahvaltı hazırdı saat 8:10 olmuştu ve merdivenlerden inen patron meteor Jungkook giymiş olduğu şık kıyafetlerini üzerinde düzelterek gelip masaya oturdu. He canım söylemedin ama sanada günaydın.

Jy: Günaydın patron.

Jk: Otur ve kahvaltını yap.

  Evet o bir patron ama bir patorndan daha ağır duygulara sahip bir patron. Egoiste gülümseyerek pot kırmadan cevap verdim.

Jy: Tamam patroncum. Şey ben kahvaltıda kahve içmeyi severim belki sende seversin diye sanada doldurdum.

Elindeki çatalı masaya bıraktı. Ne dedim ki yanlışlıkla yüksek sesle patroncum çok feci yakışıklısın mı dedim? Yok  canım o kadar salak dili değilim.

Jk: Sende değil! Sizde. Sanada değil! Sizede.

Ha! Ne anlamadım?

Jy: Nasıl yani anlamadım?

Jk: Madde 10: Resmiyetlik daima olucak.

dedi ve o fırtına çıkaracak gibi bakan gözlerini tekrar önündeki yiyeceklere döndü. Neden bu kadar sert?

Jy: Birşey sorabilir miyim?

Jk: Sor.

Jy: Neden bu kadar katısın, yani katısınız? Veya neden bir kadın çalışan istemiyorsunuz?

Tekrar elindeki çatalı bıraktı, masanın üzerine kolunu koyarak baktı.

Jk: Anlıma sözleşme kurallarını yazmamı gerkiyor.
Madde 7; özel hayat asla iş hayatına karışmayacak. Sen benim çalışanımsın ve bu sorularımı özel hayatımı kapsar

Dedi ve masadan kalktı. Sanırım yemek yemesine izin vermedim. Ben onun yerinde olsaydım, onun gibi katı kurallara hakim olsaydım, sözleşme falan dinlemez kovardım kendimi.
Hemen kalktım ve peşinden  gittim. Kapının onunde değildi nerde olduğunu bilmek için düsündüğüm yerden etrafa baktım.

Jy: Bay Jungkook.

Cevap gelmedi. Tekrar seslendim.

Jy: Bay Jungkook.

Cevap yine gelmedi. Önümde duran iki merdiveni çıktım üçüncü merdivene çıkarkken ayağım kaydı...

Jy: Aaaa...

Düştüm ama hiç bir yerim acımadı. Öldüm kesin öldüm. Gözümü açtım cennette miyim? Cehenemde miyim? Çünkü hala metor patroncuğumun evindeydim ve oda hemen dibimde. Bir dakika dibimde mi?  Dibimde ne kelime lan adamın kucagındayım. Ay kıyamam , canım benim ya düşecekken tutmuş beni. Egoist falan ama iyi ya. Soluk alış verişi çok hızlıydı nefesi yüzüme çarpıyordu. Onun nefesi dengesini kaybetmiş benimde kalbim. Şuan kalbimin nasıl hızlı çalıştığını bir bilseniz ikinci olayım bari der gibi koşuyor kalbim. Bu ne yani şimdi?

Jy: Abi ya gözlere bakar mısın nasılda  güzel bakıyor. Keşke benim olsa. ( burayı böyle yazınca aklıma güldür güldür geldi ssjsjsj )

Jk: Ne?

Jy: Birşey sorabilir miyim? Ben onu yüksek sesle mi söyledim?

Jk: Evet.

Panikle kendimi doğrultum. Saçımı düzeltim. Ne dedim bem ya? Salak Yeon, salak.

Jy: Y-yani şey gözlerinin yani  gözlerinizin rengi güzel de o-o yüzden dedim ben.

Öyle yüzüme baktı, ellerini cebine koydu, kapıya doğru baktı sonra bana döndü

Jk: Gidelim.

♥¤♥¤♥¤♥¤♥¤♥¤♥¤♥¡

İyi okumalar. Oy ve yorum yapmayı unutmayın çiçeklerim.

Yeni Menajer - (BTS) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin