9.Bölüm

3.1K 154 27
                                    

Jun Yeong'dan

Ne işi vardı ki onun burda? Hem neden bu kadar öfke doluydu?
Hemen arkasındaki beliren 6 kişinin gözlerine sorgularcasına bakışlar attım. Neler oluyor?
Ben korku ile büyümüş gözlerimi onun üzerinde gezdirirken o sert, öfkeli , korkunc ayak sesleri kulaklarıma doluşurken yaklaştıkca yaklaştı. Kolarımı sertce iki ellerinin arasına aldı. Nefes alış verişleri çok düzensizdi öfkeden deliye dönecek gibiydi.

JY: B-bay Jungkook k-kolum, canımı yakıyorsunuz.

  Kendimi onun ellerinden kurtarmaya çalışıyordum ama kıpırdayamıyordum bile.

JK: Nereye gittiğini sanıyorsun sen! Nereye!

  O kadar yüksek sesle bağırıyordu ki lokantada kim var kim yok herkes mutfak kapısından olan biten her şeyi telefonları ile kayıt yapıyordu.

JY: B-ben s-siz-

  Cümlemi tamamlama izin vermeden konuşmaya başladı.

JK: Kimseye haber vermeden nasıl gidersim? Nasıl? Ben iyi dinle bayan Jeong Jun Yeong ben terk etmeden kimse beni asla terk edemez. Sen beni terk edemesin. Ne cüretle beni terk etmeyi düşünürsün? Söyle?

  Terk etmek mi? Ne diyordu o öyle? Bağıra bağıra söylediği her bir cümleyi eminim ki lokantanın dışından bile duyuluyordu. Ben onun nesiydim?  Sadece menejeri hem de sıradan , normal bir menejer değil sözleşmeli bir menejer. Beni istemiyordu bile. Nenden onun hayatının bir bütünüymüşüm gibi konuşuyordu? Neden?

JY: Ben sade-

Cümlemi yine yarım kesti. Bir kolumu bıraktı diğer kolumdan tutmaya devam ederek beni resmen sürüklercesine önce lokantanın mutfak kapısından ve sonrada çıkış kapısından çıkartı. Canım cok yanıyordu. Beni bırakması için kolumu çekiştiriyordum ama işe yaramıyordu. Lokantanın önünde bulunan arabanın kapısını açtı ve beni içine attı.

YG: Jungkook lütfen sakin ol.

JK: Karışmayın bana.

RM elini Yoongi' nin omzuna koydu Yoongi RM' e döndü RM başını  iki yana yavaşca saladı. O sırada Jungkook arabaya bindi ve arabayı çalıştırdı. Arabayı çok hızlı sürüyordu bu kadar hız beni korkutyordu.

JY: Bay Jungkook lütfen yavaş kulanın.

Acaba beni duyuyor muydu? Hala neden bu kadar kızdığını anlamamıştım.

JY: Bay Jungkook lütfen, lütfen yavaş kulanın.

  Gözyaşlarımı arasında sesimi yüksek tıutarak onunla konuşmaya çalışıyordum. Duymuyor gibiydi. Oturduğum koltuğu sıkıca tutundum tırnaklarım koltuğa batmaya başlıyor olsa gerek yırnaklarımın acısını hissediyordum ama bu şuan ki korkunun bana verdiği acı ile kıyaslanamazdı bile. Gözlerimi kapatım, koltuğa sıkıca tutundum onunla konuşmanın bir faydası yoktu. Sesizce ağlıyordum gözlerimden yaşlar süzülüyordu dudaklarımın arasından az duyulacak bir tonda o kelime döküldü.

JY: Korkuyorum...

O kada bağırdım , dur dedim beni duymamış, dinlememişti ama son kelimemi duymuştu ve arabayı ani bir şekilde durdurmuştu.

Yazar'dan

Kang Dae: Korkucaksın benden. Anladınmı kork!

JK: lütfen bana vurma

Kang Dae: Korkucak mısın benden ha! Korkucak mısın?

JK: Korkucam baba , lütfen vurma.

Elleri arasına aldığı küçük kolları sertçe iterek bıraktı. Dokuz yaşındaydı oyuncakşarın peşinde koşması gereken yaşta korkuyu yaşıyordu. Baba diyordu ona , üvey babasıydı. Kimsenin kimseden korkmasını istemiyordu. Geçmişi ona çok şey öğretmişti. Yeong korkuyorum diyordu. Hayır korkmamlı. Sadece Yeog ile arsına belli bir mesafe olsun diye ona sert davranıyordu, davranıcaktıda. Ama korku asla olmamalıydı. Asla.

💙💚💛💜💙💙💛💜💜

Bölüm kısa oldu farkındayım kb. İyi okumalar yb de görüşürüz...

Vote ve yorumları unutmayın.


Yeni Menajer - (BTS) Where stories live. Discover now