12- Yakınlaşma

229K 6.2K 3K
                                    

Furkan hızlı adımlarla bize doğru geliyordu. Gelmesin istedim. Okulumda herkesin önünde bir sıkıntı yaşamak istemiyordum. Korkuyla Ali'ye bakıyordum. Gergin ve sinirli duruyordu. Ama ifadelerinden ne yapacağını da kestiremiyordum.

Furkan yanımıza vardığında, sinirle "Konuşmamız lazım!" diyerek hızla kolumu tutmak için atıldı. Ali'nin reflexleri çok iyiydi kolumu tutmak için uzanan kolunu tuttu sıkıca!

"Ben elini kolunu kırmadan uzandığın yere dikkat et!" diyerek kolunu itercesine fırlattı.

"Konuşacak birşeyimiz yok." gitmesini istiyordum biraz daha kalırsa Ali'nin yapacaklarından korkuyordum, okulumun önünde tatsızlık çıkarmaz beni rezil etmez diye umut etmekten kendimi alamıyordum.

"Abin sanırım." dedi Ali'ye baktı. Cevap vermeme fırsat vermeden, "Neyse önemli değil, mesajıma yazdığın karşılığı konuşacağız güzelim. Dün geceyi bizi konuşacağız."dedi dişlerinin arasından tıslayarak, kalbim hopladı. İçim içime sığmadı Ali'ye söylememiştim duyması çok kötü olmuştu. Sinirle soluk alışını işittim. "Siz ve güzelim" diye mırıldandı Ali güldü sinirle, bana baktığını hissettim...

"Abisi değil, sevgilisiyim!" dedi dik dik ona bakarak. Bense Ali'ye bakakaldım sevgilisiyim demişti, benim henüz dile dökemediğimi o dökmüştü. Kalbim heyecanla çarptı.

Furkan'ın bakışları sertleşti. Aylardır peşimde konuşuyordu ve hiçbir şekilde karşılık alamamıştı. Ona hayatımda kimseyi istemediğimi söylemiştim.

Ali "Sen bir dışarı gelsene, seninle bir konuşalım." dedi Furkan'a bakarak. Ne için olduğunu anlamıştı Furkan, "Konuşalım" dedi aynı şekilde bakışlarına karşılık vererek. Önden yürümeye başladı. Ali de peşinden adımlamaya başladı, bende peşine takılmıştım ki Ali bana döndü hiç bana bakmadan kulağıma eğildi.

"Bir adım daha atmıyorsun burada kalıyorsun. Mesaj işini de konuşacağız! Bana verdiğin bir söz vardı onu sana hatırlatacağım!" hiç birşey saklamayacağıma söz vermiştim ama söylemeye de korkmuştum.

Arkasını dönüp Furkan'ın peşinden ilerlemeye başladı. "Ali" diye seslendim. "Olduğun yerde kal!" diye hiç dönmeden cevap verdi. Beni tanıyorsa kalmayacağımı da biliyor olmalıydı. Peşinden sessizce ilerlemeye başladım. Dışarı çıkmışlardı kimsenin olmadığı bir köşede konuşuyorlardı. Onları rahatça görüp duyabileceğim yere geçtim Ali'nin yüksekçe çıkan sesini işittim.

"Kimsin lan sen, kimsin" dediğini işittim devam etti. "Sen bir kadına izni olmadan nasıl dokunabiliyorsun, bir kadını geçtim sen benim olana nasıl dokunabilirsin.!" sesinde ki öfke elle tutulabilecek cinstendi. Benim olan demişti, öyle de güzel sahiplenmişti ki...

Furkan'ın sesi geldi kulağıma. "Asıl sen kimsin? " dedi eli kolu çok saçma bir şekilde sürekli hareket halindeydi. "İki günlük adamsın gelmiş yerime geçmeye çalışıyorsun, Asya benimdi, her zaman benim kalacak bunu ona ispatlıcam." Ne saçmalıyordu bu salak Ali ne yaparsa hakkıydı artık.

" Ne yerinden bahsediyorsun lan sen, senin dilinin ayarını sikerim ." dedi elini hızla yakasına sarıp kendine çekti. Furkan'ın ona vurmak için kalkan elini döndürerek arkaya çevirdi öyle bir hamle ile yapmıştı ki, kolunun kırıldığında adım kadar emindim.

" Bu elinle mi dokundun lan?"dedi baskısını arttırarak. "Ahhh" diye bağırdı Furkan "Bu siktiğimin eliyle mi dokundun, kırarım lan parmaklarını senin, belanı sikerim. Değil Asya herhangi bir kadına izni olmadan dokunamazsın!" Furkan'ın acıdan yüzü kıpkırmızı kesilmişti, acıdan çıkardığı sesleri çok iyi duyabiliyordum. Yanlarına gitmek istedim üç dört adım atmıştım ki Ali'nin bakışları bana döndü ve benim olduğum yerde durmaya yetti.

Büyük Adamın Küçük Kadını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin