𝐁𝐎𝐑𝐍 𝐓𝐎 𝐃𝐈𝐄. the marauders [ᴅᴜ̈ᴢᴇɴʟᴇɴiʏᴏʀ]

𝒗𝒊𝒊𝒊. 𝒔𝒍𝒚𝒕𝒉𝒆𝒓𝒊𝒏

【08- SLYTHERIN】

𝐤𝐞𝐥𝐢𝐦𝐞 | 2322

İsmim okunduğu an, salonda fısıldaşmalar yükselmişti.

"Bir Potter mı? Neden yeni geldi?"

"Potter'ın sevgilisi değil akrabasıymış!"

"Aptal! Sanki sevgilisi olmasa bile sana bakacaktı."

"Vay anasını... çok güzelmiş."

"Umarım bizim binamıza gelir."

"Slytherin olsun, lütfen Slytherin olsun."

Fısıldaşmalar giderek artmaya devam etti. Ta ki, McGonagall tarafından kafama seçmen şapka konana kadar. O sırada salondaki öğrenciler sus pus olmuş, pür dikkat beni izliyorlardı.

Pekala, ilgiyi severdim. Fakat bu kadarına da alışık değildim.

"Hmm," diye incecik bir ses geldi kulağıma. "Güç isteği ve yatkınlık... Aynı zamanda da karanlık sanatlara da ilgi, ha?"

Bu söylediklerini sadece ben duyabildiğim için kesinlikle çok şanslıydım.

"İyi kalpli misin... Ah hayır, kimse senin tersini görmemeli. Hufflepuff olmaz, bir kere sen rekabet seviyorsun! Onlar sana hiç uygun değil."

Hufflepuff elenmişti.

"Cesur da sayılırsın, gerçi bir Gryffindor'a yakışır mısın, sanmıyorum. Sen risk almak yerine mantığını kullananlardansın."

Gryffindor da elenmişti. Üzgünüm James,, hayır, hayır değilim.

"Zekisin de, ne yazık, kafanı kurnazlığa kullanıyorsun. Ah yazık oldu, çok iyi bir Ravenclaw olabilirdin."

Pekala, böylelikle Ravenclaw da elenmişti. Kalan binaya çok şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.

"Zekisin, kurnazsın, hırslısın, cesur ve fedakarsın. Fakat cesaretin ve fedakarlığın herkes için değil, bencilsin. Hayatta sadece kendine ve sevdiklerine değer veriyorsun, diğer insanlar umrunda bile değil buna rağmen başkalarına ve kendine yapılan haksızlıklara gelemiyorsun. Karanlık sanatlara ilgini ve yatkınlığını görebiliyorum, çok başarılı ve yetenekli bir cadısın. Kurnazsın, insanları nasıl yola getirebileceğini çok iyi biliyorsun. Hırslısın, amaçların uğruna yapmayacağın birşey yok. Neden bu kadar düşündüğümü bile
bilmiyorum, senin binan çoktan belli." diyip bağırdı;