𝐁𝐎𝐑𝐍 𝐓𝐎 𝐃𝐈𝐄. the marauders [ᴅᴜ̈ᴢᴇɴʟᴇɴiʏᴏʀ]

𝒙𝒊𝒊. 𝒉𝒐𝒈𝒔𝒎𝒆𝒂𝒅𝒆

【12- HOGSMEADE】

𝐤𝐞𝐥𝐢𝐦𝐞 | 2665

Bir kaç dakika boyunca kimse sinirden ve şaşkınlıktan konuşamamıştı bile, ben ise elimi saçlarıma geçirmiş sakinleşmeye çalışıyordum.

"Kesin kanıbozuk kuzenim ve arkadaşları!" diyerek bağırdı Bellatrix. "Başka kim kırmızı boya atar ki?"

Saçlarımı ellerimden kurtarıp Bellatrix'e bakarak "Vay canına," dedim. "Bir dahi olmalısın!"

Regulus uyarıcı bir sesle "Bella, Calista." diye seslendi. "Çok sinirli olduğunuzu biliyorum fakat şu anda aynı durumdasınız."

"Haklısın," dedim oflayarak. "İkimiz de kuzenimiz tarafından eşek şakasına maruz kaldık, aman ne güzel!"

Tam o sırada kapıdan Profesör Slughorn ve onu çağırmaya gitmiş olan Narcissa gözüktü.

Profesör Slughorn'un gözleri bizi gördüğünde büyüdü. "Merlinin sakalı, size ne oldu böyle?"

Sınıf başkanı olarak Lucius Malfoy "Kalıcı saç boyası efendim, ne büyüsü denersek deneyelim çıkmadı, kırmızı olduğundan Gryffindor'ların işi olduğunu düşünüyoruz." dedi.

"Kim olduğunu kesin olarak bilmediğiniz için bu büyük bir suçlama, Bay Malfoy."

Rabastan "Ne yapacağız Profesör?" dedi, daha sonra elleriyle saçlarının arkasını gösterdi. "Saçlarımızın yarısı kırmızı yarısı kendi renginde!"

"Evet!" dedim ben de kendi saçlarımı göstererek. "Hadi onlarınkisi siyah," diyerek Bellatrix, Regulus, Rodolphus ve Rabastan'ı gösterdim. "Bizimkisi sarı! Yarı kırmızı yarı sarı saçlarla tam Gryffindorlu'lara benziyoruz!"

Evan Roiser oturduğu koltuktan ayağa kalktı, o da kendi sarı saçlarıyla kırmızılarını göstererek "Bu halde nasıl dışarı çıkabiliriz?" diye sordu.

"Üzgünüm çocuklar," dedi Profesör Slughorn "Yapabileceğim bir şey yok, Dumbledore'a haber veririm. Boya sihirli olduğu için belli bir zaman sonra etkisi geçecektir, şu anda sadece beklemelisiniz."