Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
✿
Tüm bu değişikliklerden yorulduğunu, bunu karmaşık sevmediğini söyledin, basit tutmak için denememiz gerektiğini ama aşk asla basit değildir. Şimdi bitirdiğimizi söylüyorum.
Ve bir uçağa atlıyorsun, en karanlık gökyüzünde cennete bir yolculuk yapıyorsun.Yıldızların arasından ve ayın üzerinden. Sadece iyi olduğunu söyle.
Gökyüzünde çok mu yükseliyorsun?
"Bir gün bulutlarda buluşacağız" diyerek, bulutların içinde, gülüyorsun.
Bıraktığın ışık seni görmeme yardımcı oluyor.Tüm acılığın üstesinden bir yol, gerçekten kim olmak istediğimin bir yolu.
Bazı geceler hala fısıltılarını duyuyorum ve anıların bir resim gibi asılı zihnimde. Bazı geceler hala gülüşünü görüyorum.
Biliyorum bir gün bulutlarda buluşacağız.Bulutların üzerinden aşağıya bakacağız.
Bir gün, beni hiç bırakmamış olmayı dileyeceksin.
(...)
Jungkook Pov.
Arabamdan savsak adımlar ile ailemin evine doğru yürümüştüm. Yağmur üzerime yağıyor, beni ıslatıyordu. Bundan şikayetçi değildim. Hava gürlüyor, sesi ile tüm her yeri kendi esiri altına alıyordu. Aynı benim yaptığım gibi, insanları korkutuyor, kendinden uzaklaşmasını sağlıyordu. Çevresindeki kişilere zarar veriyordu.
Evin kapısına zar zor ulaştığımda, birkaç kere vurmuş ve açılmasını beklemiştim. Derin nefesler alıp, veriyordum, kalbim acıyordu. Sevdiğim kadın yanımda benimle birlikte değildi. Onu üzmüştüm, kırmıştım, canını yakmıştım. Yaptığım şeylerin sonradan farkına varıyordum, artık çok geçti.
Kapı aralandığında, hizmetli bakışlarını ben de tutmuş ve ardından geçmem için yer açmıştı. Eve girdiğim vakit, yukarıdaki odama çıkan merdivenlere yönelmiştim. Büyük ihtimalle eve geldiğimi aileme söyleyeceklerdi.
Odamdaki yatağa sırt üstü uzanmış ve tavana çevirmiştim bakışlarımı. Koskoca dört gün geçmek bilmemişti, geçmiyordu, geçmeyecekti.
O gün söylediklerimle çok kırmıştım onu, ne dediğimin sonradan anlamıştım. Benim bile aklımın bir ucuna kazınmışken, zihnimden bunları silemiyorken, o ne hâldeydi. O çok güçlü bir kadındı, bana katlanmıştı, saçma sapan davranışlarıma katlanmıştı, sesini çıkarmamıştı.
