Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
✿
Odamdan çıkarak, Jennie'nin odasına doğru ilerlemeye başlamıştım. Sabahtan beri kendi odamdan çıkmamıştım ve kafayı yiyecek raddeye gelmiştim. Jennie'nin kapısını tıklatarak içeri girdiğimde, Jennie yatağında telefonu ile oynuyordu. Kimin geldiğine bakmak için telefondan başını ayırmış ve benim geldiğimi görünce kilitleyerek yanına koymuştu telefonunu.
"Neler yapıyorsun?" diyerek yanına yattığımda, gülmüştü.
"Hiç öyle kurcalıyordum telefonu. Sen ne yaptın?"
"Hiçbir şey." bir haftadan beri doğru hiçbir şey yapmamıştım. Sadece buraya geldiğimi duyan arkadaşlarımla görüşmüş, Jennie'yi de tanışması için yanımda götürmüştüm. Liseyi bitirdikten sonra Kore'den ayrıldığı için burada tanıdığı yoktu, tüm ailesi yurt dışındaydı. Fazla arkadaştan zarar gelmezdi.
"Hâlâ ne yapacağını mı düşünüyorsun?" bana döndüğünü hissettiğimde, beyaz tavana bakarak gülümsemiştim. Kast ettiği konuyu anlamam uzun sürmemişti.
"Düşünmüyorum. Zorla bir ilişkiyi yürütemem Jennie. İkimiz de çok yorulduk, sanırsam doğru olan bu." birbirimizden biraz uzak olursak inanıyordum ki bize iyi gelecekti. O yörüngeme girdiği takdirde tüm hayatım şaşıyordu. Onun varlığı benim dünyamı sarsıyordu adeta.
Jennir bir şey söylemeden sessiz kaldığında, bu düşüncemi onayladığını anlamıştım ya da sadece düşünüyordu.
"Yeji ve Yuna az önce dışarı çıktılar. Hatta bir çocuk onları almaya geldi. Kim biliyor musun?"
"Kai'dir. Jungkook'un kardeşi." gülerek söylediğim şey ile kaşlarını çatmıştı.
"Yuna ve Kai galiba flört ediyor. Kai, Yeji'ye birisini yamalamaya çalışacaktır kesin."
"Ne?"
"Merak etme, bir şey olmaz."
"Sen öyle diyorsan." biraz daha sohbet ettikten sonra Jennie duş alacağını söyleyerek, banyoya girmişti. Ben de canım sıkıldığı için Jennie'nin bilgisayarını alarak dizi izlemeye başlamıştım. Yattığım yerden izlemeye devam ederken, telefonumun çalması ile bilgisayarı durdurarak, yatakta oturmuş ve arayan kişiye bakmıştım.
Jungkook'un kuzeni Jimin?
Tereddüt ederek telefonumu kulağıma koymuştum. "Efendim?"
"Merhaba Lisa. Nasılsın?" her zamanki gibi neşeli sesinden ödün vermeyerek konuşmaya başladığında, ister istemez gülümsemiştim.
