¹²

1.3K 125 107
                                    

✿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başıma giren ağrı ile yüzümü buruşturmuş ve yattığım yerde hafif kımıldanmıştım. Başım çatlayacak derecede ağrıyordu oysaki dün akşam o kadar içtiğimi de hatırlamıyordum. Sahi dün gece ne olmuştu? En son Jungkook ile birlikte dans etmiştik hatta kendimizi durduramayıp öpmüştük birbirimizi, ardından kadehlerimizi tokuşturarak eskiden yaptığımız gibi içmiştik. Yaşananlar bir bir aklıma dolarken oflayıp, yan tarafa doğru dönmüştüm. Fakat ters giden bir şeyler vardı.

Ciğerlerime dolan tanıdık koku ile içime bir kuşku düşmüş ve yavaş yavaş gözlerimi aralamıştım. Eskiden her bir karışını tanıdığım oda beni karşıladığında, panikleyerek yatakta oturmuştum. Dağılmış sarı saçlarım yüzümün bir tarafını kapatsa bile nerede olduğumu anlamıştım. Hayal falan görmüyordum.

Ben Jungkook'un yatak odasındaydım.

Yatakta benden başka kimse de yoktu, odada tektim. Nefes alış verişlerim hızlanırken, kalkacağım vakit üzerimdekiler dikkatimi çekmişti. Akşam giydiğim elbisem yoktu, onun yerine Jungkook'un tişörtlerinden birisi karşılamıştı beni. Üstelik südyenimin de olmadığını hissedebiliyordum.

Yataktan hemen kalkarak kapıya ilerlediğimde, açmama izin verilmeden içeri Jungkook girmişti. Üzerinde bir şey yoktu, çıplaktı fakat altında siyah bir eşofman vardı. Gözlerimi vücudundan çekip, yüzüne getirdiğimda kalp atışlarım daha da hızlanıyordu.

"Uyanmışsın." bir insanın uykulu sesi bile özlenir miydi? Özlemiştim işte. Sabah kalktığımda makyajsız suratını görmek, tüm doğallığı ile onu görmek..özlemiştim bunları.

"Benim burada ne işim var?" yüzüne bakarak sorduğum şey ile bozulsa da belli etmemeye çalışmıştı. Ensesini kaşıyıp, yutkunduğunda hâlâ aklımdan onu ne kadar özlediğim geçiyordu.

"Dün gece seni eve bırakacaktım ama arabada uyuya kalınca kendi evime getirdim." aramızda uzun bir sessizlik ve bakışma sürmüştü. İkimizde konuşmuyor sadece birbirimize bakıyorduk.

"Merak etme aramızda bir şey olmadı." sessizce mırıldanmasıyla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Gözlerimi ondan kaçırıp, etrafta gezdirdiğimde dün akşam giydiğim elbisenin karşıdaki koltuğa güzelce bırakıldığını görmüştüm.

"Lisa" bana doğru yaklaşması ile tekrardan ona doğru dönmüştüm. Kahvelerini kahvelerimden çekmiyorken aramızdaki mesafeyi kapatıyor ve daha çok yaklaşıyordu.

"Lisa'm, güzelim" bir elini yanağıma iliştirmiş ve okşamaya başlamıştı, ben de gözlerimi kapayarak bunu yapmasına izin vermiştim. Eli titriyordu yanağımda gezinirken, benim ise bu adamı seven yüreğim tir tir titriyordu.

Yumuşak dudaklarını ilk çenemde hissetmiştim, yüzümün her zerresini dokusu ile taçlandırmıştı. "Seni doya doya öpmeyi özledim." sıcak nefesini dudaklarımda hissediyordum.

La La Lost You | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin